Haberler

Kılıçdaroğlu, çiftçi kadınların konuşmalarını 'Utan Nurettin Nebati', 'Utan Vahit Kirişçi', 'Utan Recep Tayyip Erdoğan' notlarıyla paylaştı

"Umudumuz 2023; eğer 2023 yoksa biz yokuz"

17 Haziran 2022 20:37

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İzmir’de katıldığı ‘CHP Çiftçi Buluşması’nda söz alan çiftçi kadınların konuşmalarının videolarını; “Utan Nurettin Nebati”, “Utan Vahit Kirişci”, “Utan Recep Tayyip Erdoğan” notlarıyla paylaştı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün İzmir’de katıldığı ‘CHP Çiftçi Buluşması’nda söz alan çiftçi kadın yurttaşların videosunu “Utan Nurettin Nebati”, “Utan Vahit Kirişci”, “Utan Recep Tayyip Erdoğan” mesajıyla yayınladı.

Kılıçdaroğlu’nun sosyal medya hesabında yayınladığı çiftçi Kader Başaran programda şunları söyledi:

“21 yılık evliyim. 21 yıldan beri her gün çabalıyordum. Evime katkım olsun, çocuklarımın geleceği olsun. Bizim geçeğimiz kalmadı, ama çocuklarımızın geleceğini kurtarmak istiyoruz. Çocuklarımızın da geleceği bitmek üzere. Ben, eken, biçen, yumurtasını kendi üreten... ‘Hadi oğlum şeker al gel’ dedim. O çocuk, o 20 lira ile geriye geldi. ‘Anne, şeker 25 lira olmuş’ dedi, şekerini almadan geri geldi.”

Çiftçi Meliha Yılmaz ise şöyle seslendi:

“Sorarsanız; 95 liraya kesim, 120 liraya maliyet. Yem 380, süt 7,5. Elimize 7,5 geçmiyor. Masa başında oturanlar sütün fiyatını belirliyor. Niye mi? Oturuyorlar, halkın içine girmiyorlar. Ne yapacağız? Artık zarar etmiyoruz ki. Çünkü battık. Batan hayvancılık zarar eder mi? Artık zarar yok. Evet, iki üniversite öğrencim var. Enerji mühendisliği okuyor oğlum. Ama sorarsanız dış ülkede bulaşık yıkamaya razı. Alın size beyin göçü. Göçsün gitsin; nerede ziraat, nerede hayvancılık? Nasıl mı başa çıkıyoruz? Kredi çektim. Her bankadan çektim. Kredi günü geliyor, süt alan ineğimi kestirip kredi ödüyorum. Artık kredi alamıyorum. Sonuç ne mi? Çok güzel bir yöntem. Samana senet, yeme senet, veterinere senet imzalıyorum. Senedin günü geldiği zaman ineğin altında buzağıyı alıp, o benim yavrumu kesime gönderiyorum. Elime ne mi geçiyor, bomboş. Yarın çocuklarıma ne mi bırakacağım? Bana bir şey olursa senetler, borç bırakacağım. Arkadan gelen nesil yesin betonları. Aslında başka bir tarım mümkün. Bunu dile getiriyoruz, dinleyen yok. Herkes gözünü kapamış, kulağını tıkamış. Hadi bakalım, buradan çıkınca kaç kişi söyleyecek bunu. Umudumuz 2023. Eğer 2023 yoksa biz yokuz. Hayvancılık öldü. Biz yokuz artık.”

Diğer bir İzmirli çiftçi Fatma Doğan’ın konuşması ise şöyle:

“Üç inekle hayvanımı başlattıktan sonra yükselmeye başladım, 40 ineğe kadar çıktım. Bugün gelinen nokta; düşüşe geçtim. Her ay beş inek satıp ineklerimin karnını doyurmak zorunda kaldım. (Eliyle boğazını göstererek) Artık buraya geldi. Son noktadayım. Üç türlü mahsul yetişir bir yılda topraklarımızda. Üç hasat kaldırabiliriz. Ben, bu yıl 20 dönüm toprağımın 10 dönümünü ekemedim. Ekemedim, boş yani. Niye boş kalsın? Benim milletim, yetiştirsem, yese olmaz mı? Toprağımda çalışmak, hayvanımı büyütmek zorundayım. Artık nasıl yaparım bilemiyorum. Her gün gelen zamlardan psikolojim bile bozulmak üzere. Yeter artık, yeter.

Her gün zam. Gübreye, mazota zam. Zam, zam, zam. Biz iyi kötü… Ben, 57 yaşındayım, bir şekilde hayatımı sürdürebilirim. Genç nesillerimiz ne yapsın? Onların gününü karartmaya ne hakkımız var bizim? Genç nesillerin önü açılmasın mı, onlar iş, ekmek sahibi olmasın mı? Saman; şu balyayı inek bir günde yer, bir günde. Gelen misafirime 10 kilo, beş kilo süt kokuyordum. Değil gelen misafirime süt koymak, kendi karnımı zor doyuruyorum. Ne olur yani? Artık dayanacak gücümüz de kalmadı. Maddi ve manevi yıkıldık artık. Herkes sesini duyurmalı. Herkes korkuyor konuşmaktan. Niye konuşuyoruz? Hakkımızı aramak suç mu? Ne zamandan beri hakkımızı aramak suç oldu? Herkes kendi gölgesinden korkar oldu. Korkmayacağız. Yetkili yerlere sesimizi duyurma zamanı; birlik olma, dayanışma zamanı. Birlik olalım, beraber olalım, her yerden sesimizi duyuralım.” (ANKA)