08 Ekim 2020 13:24
İyi Parti İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu, bir grup lise ve üniversite öğrencisi gencin bir araya gelerek oluşturduğu Platform Z’nin konuğu oldu. Kavuncu, "Kadın cinayetlerini engelleyecek ana faktör erkeklerin eğitimi" dedi.
Zoom üzerinden gerçekleştirilen yayında, Türkiye’nin farklı şehirlerinden katılarak organize olan gençler, Kavuncu’ya Türkiye’ye ve gençliğe dair dikkat çeken sorular yöneltti.
Z kuşağına mensup gençlerin günlerinin kaygıyla geçtiğini belirten gençlerden biri, Kavuncu’ya bu konuyla ilgili görüşlerini sordu. Kavuncu, “Bu kaygılar keşke olmasa. Fakat bunları maalesef paylaşıyorum. Dünyada farklı ülkelerdeki gençler farklı kaygılar duyuyorlar. Bu kaygılar daha çok kendi ilgilendikleri alanla ilgili bir şeyler üretebilmek, içinde yaşadıkları topluma faydalı olabilmek veya üzerlerinde ilgiyle durdukları ve çok önemsedikleri edebiyat, sanat, mühendislik veya mesleki uğraşla alakalı insanlığa ve topluma neler katabilecekleriyle ilgili. Ancak bizim ülkemizde bu kaygılar maalesef şunlar: ‘Acaba üniversiteyi bitirince iş bulabilecek miyim?’, ‘Askerden dönünce durumum ne olacak?’, ‘Evlenirsem hemen çocuk yapayım mı?’… Birçok ülkede aşılmış ve standart kabul edilen problemler bizde kalıcı hale gelmiş. Tabii böyle bir iklimden de farklı konularda yaratıcı bireylerin çıkmasını veya dünyaya marka olabilecek değerlerin yaratılmasını bekleyemezsiniz çünkü zihinler öyle ‘basit’ konularla meşgul ki maalesef uygulanan yanlış politikalarla ülke bu duruma geldi” dedi. Hayat standartlarını sağlayamayan bir bireyin yaratıcı faaliyetlerde bulunamayacağını belirten Kavuncu, “Dolayısıyla bu kaygılar keşke olmasa ama bu kaygılara da hak vermemek elde değil. Benim tavsiyem; bu kaygılarla hayatınızı tüketmeyin. Yine tutkunuzun peşinden koşun” ifadelerini kullandı.
Türkiye’deki eğitim sisteminin kusurlu olduğunu belirten Kavuncu, “Eğitim sisteminin en büyük kusuru da değişen iktidarlarla ideolojik bir savaş haline dönmesi. Bu, benim öğrenciliğimde de böyleydi. Benim öğrenciliğim bittikten sonra da maalesef hep bu noktada oldu. Gelen iktidarlar kendi ideolojileri için milli eğitimi yapboz tahtasına çevirdiler ama hiçbir zaman bu dönemdeki kadar yapboz tahtasına dönmedi. Benim de üç tane çocuğum var, onlardan biliyorum. Verilen kararların istikrarsızlığı çocukları gerçekten dengesiz bir hale sokuyor. Eğitim sisteminde ciddi sıkıntılarımız var. Bir gencin kaderini, hayatını 2-3 saatlik bir sınava sıkıştırmak bana çok adaletsizce geliyor. Gençlerin eğitim döneminde özellilerini, yeteneklerini ortaya çıkaracak, ilgi alanlarını tespit edecek ve ardından o ilgi alanlarında gösterdikleri performansa ve başarıya göre üniversiteye yönlendirme çok daha sağlıklı olur” dedi.
Türkiye’deki ekonomik durumu düzeltmek için İyi Parti’nin reçeteleri sorulan Kavuncu, “Biz kurulduğumuz günden beri hep şunu söyledik: Üretime dayalı bir ekonomi. Bundan kastımız da ‘katma değer üretmeyi becerebilen bir ekonomi’. Katma değer üretmediğimiz ölçüde istediğimiz ekonomik seviyeye gelmemiz çok zor. Kar marjı yüksek, teknoloji ve inovasyon ortaya koyabilen bir ekonomi peşindeyiz. Ancak bu şekilde cari açığı kapatır, kur dalgalanmalarının zararlı etkilerinden korunur ve ülkedeki enflasyonu dizginleyerek kendimizi dış etkilere karşı da bir nebze korumaya alırız. İnsanların yaratıcılığını kullanıp olmayanı yapabilme, kimsenin düşünmediğini akıl edebilme ve farklı birtakım değerler, ürünler ortaya koyabilme başarısını gösterecek bireyler yetiştirmemiz lazım. Ekonomideki planları ve gelişmeyi sadece birtakım ekonomik reçetelerle ifade etmek de çok zor. Bunların hepsi bir bütün. Farklı, inovatif, kimsenin üretemediğini üretebilmek için özgür düşünebilmeniz lazım. Bunun için de baskı altında olmamanız, özgür ve bağımsız bir medyanızın olması, eşit ve kaliteli eğitim alabilmeniz şart. Dünyaya entegre olabilmeniz ve dolayısıyla dış politikanızın barış içerisinde ve izole edilmemiş bir şekilde kurgulanması şart. Ülkede hakkın, hukukun, adaletin tesis edilmesi şart” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de kadın cinayetlerinin artışını da yorumlayan Kavuncu, “Bu durum beni çok üzüyor, kızdırıyor, ümitsizliğe sevk ediyor… Utanç duyuyorum. Bazen anlam veremiyorum, kahroluyorum. Bana yaşattığı hisler bunlar. Bunun önlenmesiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınması lazım. Gerçeklerle yüzleşilmesi, sebeplerinin ve sonuçlarının aranması lazım. Tabii bunlar sadece bizim ülkemizde yaşanmıyor. Fakat kadına şiddet konusunda ortalaması çok yüksek bir ülkeyiz. Bu, çok ciddi bir şekilde ele alınması gereken bir durum. Kadına şiddet konusu, erkek zihninde düzeltilmesi gereken, bakış açılarının değişmesi gereken bir hadise. Kadını kendi malı, kendisine ait bir unsur gibi hisseden kafa yapısı beraberinde de maalesef yaşadığımız trajik olayları gündeme getiriyor. Kadın kendi ayaklarının üzerinde, kendi ekonomik özgürlüğüyle ayakta kalabilmeli. Buradaki problem eşitlik problemi. Problem, zihinlerdeki yaklaşım ve erkek egemen toplumun yarattığı bakış açısı. Kadın cinayetlerini engelleyecek ana faktör erkeklerin eğitimi” dedi.
© Tüm hakları saklıdır.