15 Temmuz 2020 13:19
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu, 15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen hain darbe girişiminin yıldönümü nedeniyle İstanbul’da gerçekleştirilen anmalara katıldı.
İmamoğlu şerbet ve lokum ikramı için 3. Ahmet Çeşmesi'ndeydi. 15 Temmuz Şehitleri için yapılan ikramda İmamoğlu, "Bu şehrin yöneticilerinin koruyacağı ilk şey, bu şehrin maneviyatıdır" dedi.
"Maneviyatını koruduğu kadar bu şehrin 10 binlerce yıllık bir emanet olduğunu unutmadan koruma vazifesini üstlenecektir" diyen imamoğlu, "Dolayısıyla kimi zaman Ayasofya Camii'nin o asaletini korumak vardır, kimi zaman doğayı korumak vardır, kimi zaman bazı olası ihanetleri engellemek vardır, Kanal İstanbul gibi" diye konuştu.
İBB önündeki anmada konuşan İmamoğlu, “15 Temmuz’a vesile olan hangi unsur var ise, bundan sonra da devletimizin yol haritasından bunları söküp atmamız gerekir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her kurumuna, devleti, kamuyu temsil eden belediye olabilir, bakanlık olabilir, farklı teşkilatlanma yapıları olabilir, her kurumuna görev düşmektedir. Her siyasi kurumuna da görev düşmektedir. Sorumluluk alıp önümüze bakarsak, bir kez daha böylesi utanılacak günler, devlete ihaneti, millete ihaneti ve o ihanetin sonucu olarak da ne yazık ki milletin pırıl pırıl evlatlarının şehit olduğu, gazi olduğu günleri bir kez daha yaşamamış oluruz” dedi.
15 Temmuz 2016 gecesi gerçekleştirilen hain darbe girişiminde yaşamını yitiren 251 şehit, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane’deki merkez binası önünde anıldı. “Şehitler Panosu” önünde gerçekleştirilen anmaya; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB Meclis üyeleri, İBB üst yönetimi ve vatandaşlar katıldı. Şehitler için saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan anmada, Kur’an tilavetiyle devam etti. Edilen duaların ardından bir konuşma yapan İmamoğlu, “İstanbul’un ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bir daha hiç yaşamak istemediği bir anı ve bir noktayı hep beraber hissediyoruz. Bu hissiyatımızı derinleştirmek, böylesi bir tehdidi, böylesi bir ihaneti toplumun, devletin, milletin bir daha hiç yaşamaması adına alınması gereken tedbirleri, daha iyi, daha sıkı bir şekilde devreye alınması noktasında taze tutmak hepimizin boynunun borcudur” dedi.
15 Temmuz’un bir sonuç olduğunu vurgulayan İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ne yazık ki ihmal edildiğinde devletin gücü, hakimiyetin kayıtsız şartsız milletin olduğu anlayışının arkasına başka bir güç devreye sokulduğunda, toplumun ne denli kötücül, vahşi ve insanlığı, toplumu, milleti, devletin bütün ilkelerini yok edecek, bertaraf edecek noktaya geldiğinin en yakın, en derin tespitidir 15 Temmuz günü yaşananlar. 15 Temmuz’a vesile olan hangi unsur var ise, bundan sonra da devletimizin yol haritasından bunları söküp atmamız gerekir. Bu noktada her kuruma görev düşmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’nin her kurumuna, devleti, kamuyu temsil eden belediye olabilir, bakanlık olabilir, farklı teşkilatlanma yapıları olabilir, her kurumuna görev düşmektedir. Her siyasi kurumuna da görev düşmektedir. Sorumluluk alıp önümüze bakarsak, bir kez daha böylesi utanılacak günler, devlete ihaneti, millete ihaneti ve o ihanetin sonucu olarak da ne yazık ki milletin pırıl pırıl evlatlarının şehit olduğu, gazi olduğu günleri bir kez daha yaşamamış oluruz.”
“Bu ders çıkarımıyla; her zaman hatırlanması, her zaman ders çıkarılması ve ona göre geleceğe bakabilme noktasında prensipler oluşturulması noktasında en önemli günlerden birisidir 15 Temmuz Türkiye Cumhuriyeti tarihinde” diyen İmamoğlu, “Bu manada bugün burada, tam bu noktalarda hayatını kaybeden büyükşehir belediyemizin içinde kadrosunda olan her vatandaşımızı rahmetle minnetle anıyorum; ruhları şad olsun. Tabi aynı zamanda sadece burada değil, Türkiye’nin farklı noktalarında, o ihanet gecesi terör örgütü ele başı ve onun güdümünde olan insanların ortaya koydukları bu eylemle hayatını kaybeden tüm şehitlerimizi de rahmetle, minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. Umut ediyorum ki, hiçbir zaman bir daha böylesi bir gün ülkemiz, milletimiz yaşamasın. Ben bu duygularımla bunu söylerken, şunu da ifade etmek istiyorum: 15 Temmuz şehitlerimizin, gazilerimizin aileleri, çocukları evlatları, her zaman kurumsal olarak da bizim en kıymetli emanetlerimizdendir. Onun da altını özellikle çizmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
Anma, İmamoğlu ve beraberindeki heyetin “Şehitler Panosu”na karanfil bırakmasıyla sona erdi. İmamoğlu, İBB önündeki anmanın ardından Edirnekapı’daki 15 Temmuz Demokrasi Şehitliği’ni ziyaret etti. İstanbul Valiliği tarafından organize edilen anma töreninde Vali Ali Yerlikaya, 1’nci Ordu Komutanı Musa Avsever, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, şehit aileleri, gazi ve gazi yakınları ile birlikte çok sayıda vatandaş hazır bulundu. Dualarla başlayan Edirnekapı’daki anma, şehit kabirlerinin dolaşılması ve mezarlara karanfil bırakılmasıyla son buldu. İmamoğlu ve İBB Genel Sekreteri Can Akın Çağlar, Edirnekapı’dan Sultanahmet’teki 3. Ahmet Çeşmesi önüne geçti. İstanbul Vakıflar 1. Bölge Müdürlüğü’nün dağıttığı lokum ve şerbetten tadan İmamoğlu, vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Gazetecilere bir değerlendirme yapan İmamoğlu, “Osmanlı döneminde padişahlar, bazı özel anlarda ve günlerde buradan çeşmeden şerbet akıtarak toplumla paylaşırmış. Bugün de bizim için önemli bir gün. 15 Temmuz şehitlerini anıyoruz, gazilerine sağlıklı bir ömür diliyoruz. Bu niyetle Vakıflar tarından bir hazırlık yapılmış. Çok asil bir düşünce. Hatta Vakıflar Müdürü’müze önerim şu oldu: Asla bu güzel kardeşlerimizin giysilerini ve geleneğini yok saymadan, belki yine çeşmeden şerbet akıtabiliriz diye düşünüyorum. Burada bazı özel günlerde, anma günlerinde şerbeti tatmak güzel olur diye düşünüyoruz” dedi.
İmamoğlu, bir gazetecinin, “İBB Meclisi’nde, Ayasofya’nın planlara, ‘Ayasofya Camii ve Külliyesi’ olarak işlenmesi teklif edildi. Bir karar çıkacak mı” sorusuna, “Ben, önergenin verildiği toplantıda yoktum. ‘Sayın Topbaş, kendi dönemi ile ilgili bir düzeltme bildirisi yayınladı’ diye bana bilgi geldi; zaten planlarda, ibadethane cami fonksiyonu var diye. Meclis böyle bir karar alırsa, tabii ki bunu teknik olarak bizdeki bilgilerle örtüştürmek görevimiz. Ama zaten hem Mustafa Kemal Atatürk’ün 1936’da tapuya işlediği şekli ile burası bir cami hem de daha önceki planlarda da 2011-2012’de plana işlenmiş şekli ibadethane, cami diye geçiyor. Analiz ederiz. Doğrular yapılır. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Bu şehri yöneten akıl, bu şehrin şehri emini, yöneticilerinin ilk koruyacağı şey, bu şehrin maneviyatıdır. Kimse bundan endişe etmesin. Maneviyatını koruduğu kadar, bu şehrin 10 binlerce yıllık bir emanet olduğunu da unutmadan koruma vazifesini üstlenecektir. Kimi zaman Ayasofya Camii’nin güzelliğini yıllara sair asaletini korumak vardır, kimi zaman doğayı korumak vardır, kimi zaman bazı olası ihanetleri engellemek vardır; Kanal İstanbul gibi” yanıtını verdi.
İmamoğlu ve Çağlar, Ayasofya Camii’nin yanı başındaki 3. Ahmet Çeşmesi’nden yürüyerek Sultanahmet Camii’ne geçti. İmamoğlu, yol boyu kendisine yoğun ilgi gösteren vatandaşlarla fotoğraf çektirdi. İmamoğlu ve Çağlar, İstanbul Valiliği tarafından Sultanahmet Camii’nde gerçekleştirilen, “251 Hatim Duası ve Mevlid Programı”na katıldı. Heyet, öğle namazını da Sultanahmet Camii’nde kıldı.
© Tüm hakları saklıdır.