18 Eylül 2021 08:36
Rize'nin İkizdere ilçesine bağlı İşkencedere Vadisi'nde açılmak istenen taş ocağına karşı mücadele sürüyor. "Yürütmeyi durdurma" talebiyle açılan dava kapsamında bilirkişi heyeti keşfini tamamlarken yurttaşlar doğal yaşam alanlarının, ormanlarının korunmasını istiyor. İkizdere Çevre Platformu Basın Sözcüsü Musa Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın İkizdere'ye geldiğinde seslerini duyurmak istediklerini ifade ederken, "İkizderelileri, oraya katılan bütün arkadaşlarımızı, ki bir cumhurbaşkanına yakışmayacak bir hitapla suçlama yaptı. Sanki solcu, komünist olmak suçmuş gibi. Kendisini bekleyen 150 köylünün yanına neden uğramadı?" diye sordu.
Mehmet Cengiz'in sahibi olduğu Cengin İnşaat'ın projelendirdiği İyidere Lojistik Liman İnşaatı'ndan kullanılmak üzere İkizdere'deki İskencedere Vadisi'nde açılmak istenen taş ocağına karşı yurttaşların hem hukuksal mücadelesi hem de doğa nöbeti sürüyor. Bu yıl Nisan ayında bölgede yaptıkları açıklamada, taş ocağı değil çay fabrikası istediğini söyleyen yurttaşlar, ocağın açılması durumunda geçimlerini sağladıkları arıcılık, hayvancılık ve tarımın zarar göreceğini vurguladılar.
Rize İdare Mahkemesi'ne "yürütmeyi durdurma" talebiyle açılan davada, bilirkişi heyeti keşfini geçtiğimiz Pazartesi günü tamamladı. Heyet, 30 gün içerisinde raporunu hazırlayacak.
ANKA Haber Ajansı'na konuşan İkizdere Dernekleri Federasyonu (İDEF) Başkan Yardımcısı ve İkizdere Çevre Platformu (İÇEP) Basın Sözcüsü Musa Yılmaz; İskencedere Vadisi’nde taş ocağına karşı mücadelenin iki yıl önce başladığını belirtirken, “Yurdun çeşitli yerlerinde neler yapabiliriz, İkizdere’nin taş ocağına dönüşmemesi için birlikte, ortak akılla nasıl hareket ederiz diye toplantılar yaptık. Bu toplantıların sonucunda 1 Nisan 2021 itibariyle İkizdere’de bir basın açıklaması yaptık. Ve aradan 20 günlük bir süre geçtiğinde tekrar iş makinelerinin geleceğinin haberini aldığımızda toplandık, İkizdere bu onurlu mücadeleyi, direnişi başlattık” dedi.
Geçen Pazartesi günü “yürütmeyi durdurma” talebiyle Rize İdare Mahkemesi’ne açılan dava kapsamında bilirkişi heyeti İskendere Vadisi’ne gelerek inceleme yaptı. Yılmaz, davanın iki yıl önce başladığını, yürütmeyi durdurma kararı da aldıklarını söylerken, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Yürütmeyi durdurma kararını çıkarttık. Bizim avukatımız Yakup Okumuşoğlu ve İbrahim Demirci, olağanüstü hukuksal mücadele verdiler. Ancak hukuk tanımazlar bu yürütmeyi durdurma kararından sonra tuttular 25/1 diye bir kanun adı altında bizim yürütmeyi durdurma kararına tanımaksızın ÇED raporu gerekmektedir anlayışıyla 25 bin metrekarenin altına düşürerek burada taş ocağı faaliyetine başladılar. 20 Nisan’dan itibaren de biz hem hukuksal hem Anayasa’dan aldığımız haklarla mücadelemizi sürdürüyoruz. İkizdere’de yaptığımız tüm mücadele demokratik haklarımızdır. Çünkü tek dileğimiz dünyada korunması gereken 254 tane mutlak korunması gereken vadi vardır. İskencedere bu vadilerin arasında 53, 54’üncü sıradadır. Bu kadar önemli bir vadinin yok olmasına bizler göz yummak istemiyoruz, yummayacağız da. Tüm İkizdereliler de böyle düşünüyor, çünkü bu ortak akıldır.”
Mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerinin altını çizen Yılmaz, başaracaklarına da inandıklarını söyledi. İkizdere’de verilen mücadelenin sadece bölge halkının mücadelesi olmadığına dikkat çeken Yılmaz, “Tüm Türkiye’nin, dünyanın mücadelesidir. Nerede bir ağaç varsa o ağaç sadece bölge halkını ilgilendirmiyor. Tüm Türkiye, dünya halkını bağlıyor. Bizim mücadelemiz asla yalnız değildir. Doğasever dernekler, ekolojik derneklerin tamamı neredeyse yanımızdadır, destek veriyorlar. Bu olağanüstü mücadele ses getirdi zaten, sonuçlanması içinde mutlaka yönetenlerin bizi duyacaklarına inanıyoruz” dedi.
İskencedere’ye yılda ortalama 1500 bal peteği konulduğunu söyleyen Yılmaz, yıllık 7 ile 8 ton arasında bal elde edildiğini belirtti. Balın bölgede yaşayan yurttaşlar için önemli bir geçim kaynadığı olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Şimdi taş ocakları bizim balcılığımızı, petekçiliğimizi yok ediyor. Hayvancılığımızı, çiftçiliğimizi yok ediyor. Cevizimizi, kestanemizi, bütün meyve ağaçlarımızı yok ediyor. Balıkçılığımızı yok ediyor. HES’ler, taş ocakları İkizdere’mize, İkizderelilere çok büyük zarar vermektedir” dedi.
(ANKA)
© Tüm hakları saklıdır.