Haberler

Hikâyesi de görüntüsü de eşsiz; 'Ecel Taşı'

31 Mayıs 2020 11:54

Gümüşhane’de hüzünlü hikayesi ve heybeti ile ‘Ecel Taşı’ eşsiz manzarası ve görüntüsüyle görenleri büyülüyor. 

İl merkezine 42 kilometre mesafedeki Boyluca köyünde denizden 2 bin 155 metrelik yükseklikte bulunan Ecel Taşı, vadideki birçok köyün iletişimi için cep telefonu vericilerine ev sahipliği yapıyor. Yaklaşık 200 metrelik kaya yüksekliği ve 1 kilometrelik yataydaki uzunluğuyla bölgedeki neredeyse tüm zirvelerden ve yüksek köylerden görünen, zirvesindeki büyüleyici manzarasıyla Ecel Taşı, hüzünlü hikayesini bilenleri duygulandırırken, isminin nereden geldiği konusunda ise merak uyandırıyor. 

Ecel Taşı’nın hikayesinin bölgenin Rus işgaline girmesine kadar uzandığını anlatan Boyluca köy muhtarı Tahir Öztürk, “Buranın hüzünlü bir hikayesi var. 1. Dünya Savaşı öncesi Rus işgali sırasında düşman işgalinden kaçan anne ve çocuğu Ecel taşının üzerine gelince düşmana teslim olmamak için çocuğuyla atlayarak düşmana teslim olmayıp şehit oluyorlar. O günden sonra buraya herkes 'Ecel Taşı' diyor” dedi. 

Bu olayı bilenlerin sürekli buraya gelerek dua ettiğini kaydeden Öztürk, “Bu taş Erzincan’ın yüksek köyleri, Zigana Dağı, Tersun dağı, Çakırgöl dağından hatta Karaca Mağarasının olduğu bölge de dahil olmak üzere Gümüşhane’nin birçok yüksek köylerinden de görülüyor. Çok heybetli bir oluşum. Yaklaşık 200 metre yüksekliğine sahip. Bu taşın gövdesinden itibaren kaya kütlelerinin yaklaşık 1 kilometre de uzunluğu var” diye konuştu. 

"Ecel Taşı'na cam teras yapılmasını istiyoruz" 

Taşın gövdesinde ve arkasında da mağaralar bulunduğunu, bahar aylarında akan 2 şelalesi olduğunu anlatan Öztürk, “Burayla ilgili hayalimiz cam teras koyulması. Buranın manzarası muhteşemdir. Gümüşhane’nin birçok noktasını Zigana dağını, Abdalmusa, Artabel Dağlarını, Erzincan’ın yüksek dağları bile görünüyor” ifadesini kullandı.

Ecel Taşı ile ilgili yöredeki tüm köylerde anlatılan hüzünlü hikaye ise şöyle: 
“Rus işgali sırasında vadi boyunca ilerleyen Rus askerleri Boyluca köyüne gelince teslim olmak istemeyen bir anne, henüz bir yaşına girmemiş çocuğuyla 'Rus’a teslim olmaktansa ölürüm daha iyi' diyerek ihtişamlı kayalıklara doğru kaçar. Zorlu şartlarda kaçacak yeri kalmayan anne yaklaşan Rus askerlerine 'Teslim olmayacağım' diyerek çocuğu ile metrelerce yükseklikteki kayadan atlayıp vefat eder. O gün bugün o taşa 'Ecel Taşı' denilir.”