04 Kasım 2021 10:13
4 Kasım 2016 gecesi dönemin Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile milletvekilleri Ferhat Encü, Leyla Birlik, Selma Irmak, Abdullah Zeydan, İdris Baluken, Sırrı Süreyya Önder, Ziya Pir, Nursel Aydoğan, Gülser Yıldırım gözaltına alındı. HDP, 4 Kasım'ın yıl dönümünde, "Darbeciler kaybedecek biz kazanacağız" paylaşımını yaptı.
HDP'nin Twitter hesabından yapılan paylaşımda, "4 Kasım 2016'da halk iradesine yönelik yapılan ve devam eden siyasi darbeye karşı içeride, dışarıda, hayatın her alanında direniyoruz. Darbeciler kaybedecek biz kazanacağız. Berxwedan Jiyan e." ifadesi kullanıldı.
HDP'den yapılan yazılı açıklamada şunlara yer verildi:
"Bundan 5 yıl önce 4 Kasım 2016’da partimiz üzerinden Türkiye siyasetine yönelik gerçekleştirilen siyasi darbe halen varlığını sürdürüyor. Önceki dönem Eş Genel Başkanlarımız Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş başta olmak üzere onlarca milletvekilimizin tutuklanmasıyla başlayan darbede bugüne kadar yüzlerce seçilmişimiz, binlerce arkadaşımız ve parti emekçimiz tutuklandı. 4 Kasım’da halk iradesi gasp edildi; hukuk dışı operasyonlarla demokratik siyaset tasfiye edilerek halkların özgürlük, eşitlik ve barış talebinin yok edilmesi amaçlandı. Bu operasyonların hukuki değil siyasi olduğu AİHM’in doğrudan bu darbeyi konu alan kararıyla ve iktidar mensuplarının dönem dönem yaptıkları açıklamalarla da tescillenmiştir.
4 Kasım darbe süreci AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın 28 Temmuz 2015’de “dokunulmazlıklar kaldırılmalı, bedelini ödemeliler” talimatı vermesiyle başlamış ve o günden bu yana da iktidar ortaklarının yargıya verdikleri direktiflerle derinleştirilmiştir. Ortada hukuki ve yargısal bir süreç yoktur, iktidarın talimatları ve bu talimatları yerine getirmek için sıraya girmiş partizan hakim ve savcılar vardır.
4 Kasım’dan bu yana bu hukuksuzluğun sadece partimizle sınırlı kalmayacağı konusunda bütün çevreleri uyardık. Maalesef gelinen aşamada irade gaspları partimizle ve belediyelerimizle sınırlı kalmadı ve üniversiteleri, dernekleri, sivil toplum örgütlerini içerecek biçimde genişletildi.
Saldırının HDP’den başlatılmasının elbette nedenleri vardı. HDP, Türkiye’de faşizme karşı örgütlü itirazın ve mücadelenin adresidir; Türkiye halklarının, ortak, eşit ve özgür yaşamını kuracak en etkin toplumsal ve siyasal güç konumdadır. İktidar odakları, HDP var olduğu sürece Türkiye’de faşizmi kurumsallaştıramayacaklarını fark ederek partimizi hedef aldı. Ancak iktidarının tehlikede olduğunu gören AKP ve ortağı sadece siyasi darbeyi başlatmakla kalmadı; 2015’ten sonra çözüm masasını devirerek savaş ve çökertme planlarını devreye soktu ve Türkiye’de siyasi, ekonomik, toplumsal krizlerin derinleşmesine neden oldu.
4 Kasım ile başlayan süreç bugün Kobanî Kumpas Davası ve partimize karşı açılan kapatma davasıyla devam ediyor. 7 Haziran seçimlerinde yaşadıkları yenilginin acısını HDP ve halklara ödetmek isteyenler, HDP'nin siyasetiyle başa çıkamayanlar onu zulümle, baskıyla, yargıyla sindireceklerini düşünüyor.
Son 5 yılda içeride, dışarıda hayatın her alanında bu darbeye, Türkiye’yi ateşe atan bu çılgınlığa karşı tarihsel mirasımızdan aldığımız güçle ve halkımızın desteğiyle direndik, direniyoruz. Eskisinden daha güçlü ve kararlıyız. Darbeciler ise her geçen gün batıyor. Yarattıkları krizlerle birlikte kaybetmeye mahkumlar. Bizler “HDP değil faşizm çözülecek” demiştik öyle de oluyor; çözümsüzlükte ısrar edenler çözülürken partimiz dimdik ayaktadır ve Türkiye halklarına umut olmaya devam ediyor.
yılında halklarımızın emeği ve oylarıyla temsil hakkını kazanan vekillerimiz şahsında partimize yapılmış olan bu siyasi darbeye karşı mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Demokratik siyaseti tasfiye ve zulüm operasyonlarına asla teslim olmadık, olmayacağız. Biz kazanacağız, halklarımız ve direnen yoldaşlarımız kazanacak.
© Tüm hakları saklıdır.