Haberler

Güvence Hareketi: Eski normale dönmek değil güvenceli bir yaşam istiyoruz

30 Mayıs 2020 12:56

Güvence Hareketi, Esenyurt meydanında "Talebimiz Güvence, Güvence Birliğimizde" pankartı açarak eylem gerçekleştirdi. Güvencesiz iş gücünün protesto edildiği eylemde yapılan basın açıklamasında, "Egemenler bir an önce normale dönmek istemektedirler. Temel mesele bizlerin normal normal sömürülmemiz, iş cinayetlerinde normal normal ölmemiz, normal normal virüs kapmamız, normal normal ateşe atılmamızdır. Oysa bu normal denen bizim çok yakından tanıdığımız bir cehennemdir. Bizler eski normale dönmek değil güvenceli bir yaşam istiyoruz" denildi. 

Eylemde DİSK Dev Turizm İş Sendikası Marmara şube başkanı Turgay Özdemir, İMECE Ev İşçileri Sendikası üyesi Gül Korkutan, BATİS-BAMİS İşçi Sendikaları temsilcisi Fahri Koçan, DirenÜniversite Temsilcisi Akın Kara, Güvenlik işçisi Şenol Aydın, HDP Milletvekili Serpil Kemalbay konuşmalar yaptı. Güvence Hareketi adına basın açıklamasını Eylül Baysal okudu.

Güvence Hareketi'nin yaptığı açıklama şöyle:

Sermaye işçi sınıfını daha rahat sömürebilmek için güvencesizleştirmektedir. Güvencesizleştirme işçi sınıfını zayıflatmak için en kapsamlı saldırıdır. Pandemi sürecinde de gördüğümüz gibi işçi sınıfının çoğu günübirlik kazançları ile yaşamlarını sürdürmektedirler. Bu yüzden milyonlarca emekçi pandemi koşullarında dahi evde kalamamıştır, ölümüne çalışmak zorunda kalmıştır. Patronlar fabrikalara imza atmak için bile gelmeye çekinirken, işçiler işsiz ve gelirsiz kalmamak için dip dibe çalışmaya devam etmişlerdir.

İşsizlik canımızı yakmaktadır. Gençler evde oturmaktadır. Çalışanlar ölümüne uzun saatler çalışmakta, çalışamayanlar ise geleceklerini kaybetmiş hissetmektedirler.

Pandemi dünyanın sırtımızda olduğunu gösterdi. Biz çalışmıyorsak hayat kapanmaktadır. Krizler, resesyonlar yaşanmaktadır. Patronlar zarar etmektedir. Borsalar çökmektedir. Petrol bile para etmemektedir. O yüzden egemenler bir an önce normale dönmek istemektedirler. Temel mesele bizlerin normal normal sömürülmemiz, iş cinayetlerinde normal normal ölmemiz, normal normal virüs kapmamız, normal normal ateşe atılmamızdır.

Oysa bu normal denen bizim çok yakından tanıdığımız bir cehennemdir.

Bizler eski normale dönmek değil güvenceli bir yaşam istiyoruz.

Neden ürettiğimiz zenginliğin en büyük kısmı milyoneri daha milyoner, milyarderi daha milyarder yaparken biz bir gün çalışmadığımızda açlığın eşiğine dayanıyoruz?

Bugün bize sorarsanız dünyanın en büyük sorunlarından başta geleni sömürüdür, eşitsizliktir, adaletsizliktir.

Bizler bir emek hareketi yaratmak istiyoruz. Sosyalistiz. Hayatta en güzel olanın paylaşmak olduğuna inanıyoruz. İnsanın insanı sömürmesine tahammülümüz yok. Bizim ürettiğimize makinelerin sahibi olduğu için patronun el koymasına tahammül edemiyoruz. Kapitalizm denen bu saçmalığın ortadan kalkmasını istiyoruz. Üretim araçlarında özel mülkiyetin ortadan kalkmasını istiyoruz. İşçilerin üretimi yönetip yönlendirmesini istiyoruz. Üretimin kar için değil ihtiyaçların karşılanması için yapılmasını istiyoruz. Böyle bir dünyayı yaratmak için canımızı vermeye varız.

Ancak bunun biz istiyoruz diye olmayacağının da farkındayız.

Bugün mesele sosyalistlerin değil işçilerin ne istediği ve ne için biraya gelebileceği.

Bugün işçilerin temel meselesi güvencedir. Aslında işçi; sıkıcı, yorucu, tüketici, cins ayrımcı işine aşık değildir, sadece muhtaçtır.

İşimizi çok sevdiğimiz için değil aç kalmamak için çalışıyoruz.

Güvence istiyoruz!

Başımıza ne gelirse gelsin bizi aç kalmaktan koruyacak bir gelir güvencesi istiyoruz.

Emek meta olmaktan çıksın istiyoruz. Emeğimizi yenide üretmemiz için gereken tüm ihtiyaçlarımız kamusal fonlardan ücretsiz olarak karşılanmalıdır.

Kadınız. Canımızın güvencesinin derdindeyiz. İstanbul Sözleşmesi’ne göz dikenlerin, çocuk istismarını meşrulaştırmak için televizyonlarda konuşan adamların karşısındayız. Geleceğimizi güvenceye almak için mücadele içindeyiz.

Üniversiteliyiz. Öğrencilik hayatımız boyunca sağılacak koyun gibi görülüp işsizliğe mahkum edilmek kaderimiz değil. İş güvencesi için hareketin bir parçasıyız. En üretken, en heyecanlı dönemimizde bizi işsizlikle sınayanların karşısındayız.

Gezegenimizin nefesini kesmeye çalışanlara karşı hayatın güvencesi olmak için nöbetlerdeyiz, Gezi’deyiz, Artvin’deyiz, Kaz Dağları’ndayız.

Milyarderlerin bal günleri bitti. Geliri ve serveti yeniden paylaşacağız.

İşleri de paylaşacağız. Daha az çalışacağız, boş zaman da bir servettir ama ancak güvenceli bir hayatın varsa.

Yere düşenin orada kapaklanıp kalmayacağı, kimsenin işsizlikten kendisini yakmayacağı, kadınların yaşamlarından, gençlerin geleceklerinden endişe etmedikleri bir GÜVENCE toplumu yaratacağız.

Bizim kendi sesimize, kendi sözümüze, kendi programımıza, kendi hareketimize, kendi seçeneğimize ihtiyacımız var.

Yarın başına ne geleceğinden emin değilsen, banka hesabında milyonlar yoksa, ay sonunu nasıl getireceğim, banka kredisini nasıl döndüreceğim, mezun olunca ne iş yapağım diye kaygılanıyor, kendini güvencesiz hissediyorsan korkma, sen de bizdensin.

Kokma artık yalnız değilsin.

Korkma artık Güvence Hareketi var!

Bundan gerisini rantiyeler, talancılar, haram yiyiciler, çıkarcılar, ihaleciler, üç kuruşluk menfaati için çocuğunun canını masaya sürenler düşünsün!

Yalınayak İsmet’in evlatları TÜSİAD ve MÜSİAD’ın ihtiraslarına karşı!

Yakında! Çok yakında!