Haberler

Erkan Baş: Sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın

11 Temmuz 2020 13:21

Meclis kürsüsünden AKP sıralarına seslenen Erkan Baş, ''İçinizde teklifi oylarken sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın, her şeyi kabul ediyorum'' dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, AKP ve MHP oylarıyla Adalet Komisyonu'ndan geçirildikten sonra Meclis Genel Kurulu'na getirilen barolara ilişkin düzenleme görüşmelerinde yaptığı konuşmada AKP sıralarına dönerek ''İçinizde teklifi oylarken sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın, her şeyi kabul ediyorum'' dedi.

Muhalefetin tüm itirazlarına rağmen sabaha karşı Cumhur İttifakı'nın oylarıyla geçirilen yasa teklifinin görüşmelerinde söz alan Erkan Baş, AKP ve MHP'li vekillerini uyararak ''Bu, Meclis’teki son fütursuz döneminiz. Bu baskı ve zorbalık, işçiyi, emekçiyi, kadınları, gençleri karşınıza alan yolun sonuna geldiniz. Size tavsiyem, bu kalan yarım dönemi hesap vermeye hazırlanarak ve kendinizi aklamak için dikkatli oy kullanarak geçirmenizdir'' diye konuştu.

Baş sözlerini şöyle sürdürdü:

‘Bu bir paralel baro yasasıdır"

Oyumun rengini belirlemek üzere konuşacağım ama önce bir not düşelim, gecenin saat 02.15'indeyiz, Meclis’in etrafı polis tarafından kuşatılmış, her yere bariyerler örülmüş, Meclis televizyonu bile çalışmıyor, bir yasayı geçirmeye çalışıyorsunuz. Bu normal olabilir mi? Olamaz. Bu korkunun, yaptığınızın halk tarafından kabul edilmediğini bilmenin bir eseri. Öncelikle, bu kapkaç kanun yapma anlayışını şiddetle protesto ediyorum.

Burada önce "çoklu baro" dediniz, sonra ipliği pazara çıkınca buradan geri bastınız ama arkadaşlar biz bu yasaya "hayır" oyu vereceğiz çünkü bu bir paralel baro yasasıdır.

‘Saraydan sipariş geliyor, paketleyip meclisten geçiriyorsunuz"

Biz, bu yasaya "hayır" oyu vereceğiz çünkü 10 avukat 1 delegeyle temsil edilirken; "5 bin avukat 1 delegeyle temsil edilsin" diyorsunuz. Temsilde adalet diye pazarlıyorsunuz, Saray’a tam teslimiyet istiyorsunuz, gerisi hikâye diyoruz. Niye böyle diyoruz? On sekiz yıldır yasa yapıyorsunuz. Hangisi bu halkın, memleketin lehine oldu? Bakın, 2002-2007 arası 1000 yasadan 5 tanesi torbaymış; 2015'ten sonra her 2 yasadan 1 tanesi torba. Halkın geleceğini çalarken tek tek değinmeye bile gerek duymuyorsunuz, Saray’dan sipariş geliyor, paketleyip Meclis’ten geçiriyorsunuz çünkü çoğunluksunuz, ne emredilirse onu yapıyorsunuz. Çoğu zaman içeriğini bile bilmeden "Eller kalksın" deniyor kalkıyor, "İnsin" deniyor iniyor.

Burada halkın bir menfaati var mı? Muhalefet acaba haklı olabilir mi? Elinizi bir gün olsun cebinizden çıkartıp vicdanınıza koyup bu soruyu sormanızı istiyoruz.

‘Artık 'kandırıldık' diyecek yeriniz kalmadı'

Bizim vicdanımız rahat, başımız dik, alnımız açık. Sizin, artık "Kandırıldık" diyecek yeriniz kalmadı. Bu yasaya barolar örgütlenerek direnecekler. Şunu bilmeniz gerekir ki evdeki hesap artık çarşıya uymuyor. En fazla bir iki sene sonra bu yasaları ortadan kaldırmak için biz biraz daha fazla mesai yapacağız ama bu yasalar mutlaka ortadan kaldırılacak. Siz de biliyorsunuz, gidiyorsunuz. Bakın, uyarıyorum; Bu, Meclis’teki son fütursuz döneminiz, bu baskı ve zorbalık, işçiyi, emekçiyi, kadınları, gençleri karşınıza alan yolun sonuna geldiniz.

Son sözüm şu: Siz sanıyorsunuz ki biraz sonra el kaldıracaksınız ve her şey bitecek. Ben de diyorum ki: "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam." Varsa cesaretiniz bir öneri yapıyorum; gelin, önden bir kural koyalım bu sefer, ben ne çıkarsa kabul edeceğim. İçinizde teklifi oylarken sadece eli Fethullah'ın eline değmeyenler el kaldırsın her şeyi kabul ediyorum.