10 Aralık 2021 12:17
"Kadınlara kamusal alanda var olma hakkı tanımayan ayrımcı düzenlemeler, Batılı ülkelerde hiçbir tepki çekmeden rahatlıkla hayata geçebilmektedir." diyen Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul Sözleşmesi üzerinden bizi hedef alan kesimlerin, vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması ise ayrı bir garabettir." görüşünü savundu.
Erdoğan, "Yakında meclisimizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketiyle bu reform zincirine inşallah yeni bir halka daha ekliyoruz. İnsan Hakları Tazminat Komisyonu'nun hareket kabiliyetini artıracağımız bu paketle, kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezaları ağırlaştırılacaktır." dedi.
Erdoğan, "10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü" dolayısıyla AKP İnsan Hakları Başkanlığı tarafından düzenlenen programa bir video mesaj gönderdi. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabul edilişinin 73'üncü yıldönümünde katılımcıları selamlayan Erdoğan, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü'nü tebrik etti.
Erdoğan şu ifadeleri kullandı:
"Bundan 73 sene önce büyük umutlarla kabul edilen Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, küresel barış ve istikrarın korunmasında halen önemli bir rehber olma vasfını koruyor. Ancak başta İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık olmak üzere beyannamede yer alan ilkelere yönelik tehditler de günden güne artıyor.
Günümüzde demokrasi ve insan hakları havariliği yapan birçok Batı ülkesinde nefret söylemleri, siyasetle birlikte günlük hayatı da esir almıştır.
İnsanları kökenine, inancına, rengine, dış görünüşüne göre ayıran, en temel hak ve özgürlüklerini ellerinden alan faşist uygulamalar, adeta sıradan hale gelmiştir. Her ne kadar buzdağının sadece görünen kısmını yansıtsa bile, istatistikler İslam ve yabancı düşmanlığının ulaştığı boyutları açıkça ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz yıl, önceki senelere göre nefret suçlarının sayısı iki kat yükselmiştir. Yine geçen yıl Avrupa'da en çok vatandaşımızın yaşadığı üç ülkede göçmenlere yönelik saldırıların sayısı 3 bini aşmıştır. Mescit ve ibadethanelere yönelik eylemler ise ana akım medyada artık haber değeri bile taşımıyor. Nefret suçlarına yönelik kayıtsızlığın mülteciler ve yerlerinden edilmiş kişilere karşı da sergilendiğini görüyoruz. Her seferinde insan hak ve özgürlüklerinden dem vuranlar, Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar bölgemizde yaşanan insani dramlara gözlerini kapıyor. Akdeniz'in, her yıl binlerce insanın hayatını kaybettiği devasa bir kabristana dönüşmesini sadece seyrediyorlar. Yunanistan'ın Ege Denizi'nde mülteci botlarını batırması karşısında hiçbir tepki göstermiyorlar.
"Ülkemizin haklı olduğu konularda dahi hemen yaptırım diline sarılanların, her gün televizyon ekranlarına yansıyan bu trajedilerle ilgili, şimdiye kadar tek bir eleştirel cümlelerini duymadık, işitmedik"
Ülkemizin haklı olduğu konularda dahi hemen yaptırım diline sarılanların, her gün televizyon ekranlarına yansıyan bu trajedilerle ilgili, şimdiye kadar tek bir eleştirel cümlelerini duymadık, işitmedik.
Sürekli çocuk haklarından bahsedenlerin, Avrupa'da kaybolan 10 binlerce Suriyeli mülteci çocukla ilgili attıkları hiçbir adımına şahit olmadıklarını söyleyen Erdoğan, 'benzer ikiyüzlülüklerin kadın hakları ve kadına yönelik şiddet meselesinde de sahnelendiğini' öne sürdü.
Erdoğan şunları kaydetti:
"Kadınlara kamusal alanda var olma hakkı tanımayan ayrımcı düzenlemeler, Batılı ülkelerde hiçbir tepki çekmeden rahatlıkla hayata geçebilmektedir. İstanbul Sözleşmesi üzerinden bizi hedef alan kesimlerin, vatandaşlarımızı da mağdur eden bu zulümler karşısında sessiz kalması ise ayrı bir garabettir."Suriye'den Yemen'e, Afganistan'dan Arakan'a kadar tüm kriz bölgelerinde insanlık onurunu kurtaran hizmetlere imza atıyoruz. 'Daha adil bir dünyanın mümkün' olduğu inancıyla nerede bir mazlum ve mağdur varsa, ayrım yapmadan, yardım elimizi uzatıyoruz.
Dünyanın milli gelire göre en fazla insani yardım yapan ülkelerinden birisiyiz. Savaş, çatışma ve terörden kaçan 5 milyona yakın kardeşimizi ülkemizde misafir ediyoruz.
Salgınla mücadelede başkaları gibi içe kapanmak yerine imkanlarımızı dost ve kardeş ülkelerle paylaşıyoruz. Haksızlık ve hukuksuzlar karşısında tepkimizi göstermekten çekinmiyoruz. Sınırlarımız dışında tüm bunları yaparken, ülkemiz içinde de kadınlarımız, çocuklarımız ve engellilerimiz başta olmak üzere her kesimden insanımızın hak ve özgürlüklerini genişletmeye gayret ediyoruz. Yargı Reformu Strateji Belgemizi açıkladığımız 30 Mayıs 2019 tarihinden bugüne kadar 5 yargı paketini hayata geçirdik. Yakında meclisimizin takdirine sunacağımız yeni bir yargı paketiyle bu reform zincirine inşallah yeni bir halka daha ekliyoruz.
İnsan Hakları Tazminat Komisyonu'nun hareket kabiliyetini artıracağımız bu paketle, kadınlara yönelik taciz ve takip eylemlerinin cezaları ağırlaştırılacaktır. Türkiye, insan odaklı devlet geleneğinden aldığı ilhamla demokrasi ve temel özgürlükler alanındaki reform iradesini önümüzdeki dönemde de sürdürecektir. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.
Bu düşüncelerle 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nüzü bir kez daha tebrik ediyor, bu anlamlı günün milletime ve tüm insanlığa barış, huzur ve adalet getirmesini temenni ediyorum. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı'mızı bu güzel program dolayısıyla kutluyor, programı teşrif eden tüm misafirlerimizi tekrar saygıyla selamlıyorum. Kalın sağlıcakla."
© Tüm hakları saklıdır.