Akustik 24

Cümbüş Cemaat: Albümümüzün karantina günlerinde banyoda da dinlenebildiğini gördük

Müzikte neşenin adresi Cümbüş Cemaat, Shantel’le ortak albümleri ‘İstanbul’u Akustik 24’te Ayşen Güven’e anlattı

14 Ağustos 2020 17:31

İstanbul eğlence hayatıyla nabzı yıllardır birlikte atan Cümbüş Cemaat, Shantel'le ortak albümleri 'İstanbul'la dinleyicilerine yüksek dozda neşe getirdi yine.

Hal böyle olunca Cem Köklükaya, Ozan Çoban ve Burhan Hasdemir’le sohbetin keyfi şarkılarının neşesini aratmadı.

Grup albüm kayıt sürecini kendi YouTube kanallarında yayımladıkları bir belgesele de dönüştürmüş

Belgesel için tıklayınız

Cem Köklükaya belgeselde albüm fikriyle ilgili “sahnede yarattıklarını kayıtta yaratamama” kaygılarını anlatırken doğru bir prodüktörle yani Shantel ile bunu aştıklarını söylüyor.

Son çalışmaları pandemi gibi bir zamana denk gelse de Cem Köklükaya “Biz albümü sokaklarda karşılansın diye yaptık ancak herkesin evde karşılayabileceği bir zamanda çıkmış oldu. Gerçi albümün banyoda da dinlenebiliyor olduğunu gördük” sözleriyle karantinada dinleyicilerinin bu çalışmayla neşe bulduğunu anlattı.

Kanınızı kaynatan 10 eserden oluşan albümde; Tokat türküsü’den, Kara Üzüm Habbesi’ne, MFÖ bestesinden, Muharrem Ertaş’ın sazına sözüne, Aşık Veysel’in selamına kadar İstanbul’a uğramış küçük bir Anadolu portresi görebilirsiniz… Bu nedenle de Cümbüş Cemaat, çalışmaları için eskinin popüler deyimlerinden ‘Doğu-Batı sentezi’ ni kullandı; Shantel’in ustalıklı dokunuşuyla bunun olabildiğini de...

“Biz doğudan topladığımız malzemeyi ona götürdük o da batılı bir tatla bu haline getirdi” diyen Cem Köklükaya, albümün bu anlamda kendini ifade edebilmesinden memnun olduklarını da belirtti. “Bir yandan da Cümbüş Cemaat’in bugüne kadarki müziğine eklenmiş bir Shantel tadı da var” derken Köklükaya daha ‘elektronik’ ve bazen ‘retro’ soundların yer bulduğunu da vurguladı.

Shantel’le yollarının nasıl kesiştiğini ise gruptan Burhan Hasdemir anlattı ve şunları söyledi: “Geçen sene bu zamanlar -sokağa çıkabiliyorken- biz Selimiye’de konser de yaptığımız çok güzel bir iki gün geçirdik. Menajerimiz Cansın ile Shantel’in bir tanışıklığı vardı ve orada tesadüf ettik. Böylece Selimiye’de hem muhabbet ettik hem Cem (Köklükaya)’ın telefonunda kayıtlı ne varsa dinlettik. Neşet Ertaş’ından rebetikosuna her şeye girdik çıktık. Her şey böyle başladı.”

Albümdeki şarkıların/türkülerin nasıl belirlendiğini Ozan Çoban anlatırken bu şarkıları zaten bugüne kadar sahnede çaldıklarını hatırlattı. “Bizim o sahnede çaldığımız düzenlemelerinin üzerinden yürüdük zaten” diyen Çoban, “Shantel özellikle MFÖ’nün şarkısı ‘Adımız Miskindir Bizim’i çok istedi. O bizim sahnede çaldığımız bir şarkı değildi. Bir de ‘Cümbüş Dub’ı yaptık. Ben orada solo cümbüş çaldım, üzerine Shantel bir şeyler yaptı” dedi.

Albüme neden şehri İstanbul’un adını verdikleri konusunda Burhan Hasdemir, “Ayrı zamanlarda da olsa Shantel’le Cümbüş Cemaat’in buluştuğu yer de İstanbul” derken “Daha uzun bir isim koyabilme şansımız olsaydı albüme ‘İstanbul’daki Anadolu’ koyabilirdik” yanıtını verdi Cem Köklükaya. Ozan Çoban da müzikal olarak “İstanbul’un hep bir parçası olmaya çalıştık” dedi.

İster izleyin, ister dinleyin. Yayında!