20 Kasım 2021 13:59
Cumartesi Anneleri, Galatasaray Meydanı’nın yasaklanmasının 170. haftasında, Koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medya hesabından açıklamada bulundu. 867. haftanın moderatörlüğünü gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun yaptı. Bu haftanın açıklamasını okuyan Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı 1980 yılında İstanbul’da kaybedilen Hayrettin Eren (26) için adalet istedi.
Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren, “26 yıllık bir yaşam, 41 yıllık bir mücadele. Beş kişinin tanıklığına rağmen Hayrettin Eren’in gözaltına alındığı hep inkar edildi. Bu ülkede Hayrettin Eren için adalet hiç işlemedi. Ben bu travmaları yaşarken ülke gündemine helalleşmek düştü. Benden ne yapmam isteniyor? Ağabeyime işkence yapan, öldüren, cansız bedenini de ortadan kaldıranlarla, ‘Neyse, oldu bir hata, hadi helalleşelim ve unutalım’ demem mi bekleniyor? Helalleşmekle yüzleşmeyi karıştırmayalım” dedi ve ağabeyinin yaşam hakkını elinden alan ve 41 yıldır Eren Ailesi’ne zulüm yaşatanlarla helalleşmesinin söz konusu bile olmadığını ekledi.
869. haftanın açıklamasını okuyan Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı, “Söylüyoruz: Devlet, her koşulda bireyin yaşama hakkını korumak, yaşamına yönelik riskleri bertaraf etmekle görevlidir. Dolayısıyla güvenlik güçleri bir kişiyi gözaltına aldıkları anda, devletin o kişiyi koruma yükümlülüğü başlamış demektir. Bir insanın gözaltındayken yani devletin kontrolü altındayken kaybolması durumunda bu suçtan devlet sorumludur” diye konuştu.
Sosyalist kimliğiyle bilinen Hayrettin Eren’in12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı olduğunu söyleyen Setenay Yarıcı, “Darbenin hemen ardından Hayrettin Eren 21 Kasım 1980 tarihinde İstanbul Saraçhane’de bir arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Önce Karagümrük Karakolu’na oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü” dedi.
Hayrettin Eren’in gözaltına alınırken kullandığı otomobilin Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’nün bahçesinde olduğunu ancak ailesine “Oğlunuz burada yok” denildiğini aktaran Yarıcı, “Onu karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkence ile sorgulanırken gören çok sayıda tanık vardı ama gözaltına alındığı inkâr edildi. Üç kuşaktır Hayrettin’i arayan ailesinin tüm başvuruları 41 yıldır sonuçsuz bırakıldı. Hayrettin Eren’in bilinen failleri cezasızlıkla korunduğu için işkence, kaybetme, siyasi cinayetler gibi insanlığa karşı suçları işlemeye devam etti” diye devam ekledi.
Yargı makamlarına seslenen Yarıcı, “Hayrettin Eren’in gözaltında kaybedilmesinin nasıl meydana geldiğini ve olayı çevreleyen tüm koşulları ortaya çıkarmak, suçtan sorumlu kişi ve kuruluşları tespit etmek ve cezalandırmak savcıların ve mahkemelerin görevidir. Bu görevinizi yerine getirin. Kaç yıl geçerse geçsin, Hayrettin Eren için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.
© Tüm hakları saklıdır.