05 Nisan 2022 21:00
TBMM Genel Kurul'unda konuşan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "80 darbesinden sonrasını canlı yaşamış birisi olarak söylüyorum, avukatlık ve savunma mesleği bu kadar çok, bu kadar aşağılanmamıştı, bu kadar çok baskı görmemişti" dedi.
Tanrıkulu 5 nisan Avukatlar Günü'nde şunları söyledi;
"Bütün avukatların da aslında Avukatlar Gününü kutluyorum yani gerçi kutlanacak bir avukatlar günü yok. Avukatlar baskı altındalar, avukatlar yoksullaştılar, avukatların emekleri sömürülüyor, mobbinge uğruyorlar, Yargıda büyük basınç ve baskı altındalar ama buna rağmen avukatlar ve barolar Türkiye'de insan hakları mücadelesinin, demokrasi mücadelesinin, adalet mücadelesinin öncüsü olmaya devam ediyorlar. Değerli Milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi son yirmi yıldır iktidarda. 80 darbesinden sonrasını canlı yaşamış birisi olarak söylüyorum, avukatlık ve savunma mesleği bu kadar çok, bu kadar aşağılanmamıştı, bu kadar çok baskı görmemişti."
"90'lı yıllarda faili meçhul cinayetler vardı, avukatlar öldürüldüler. Faik Candan, Yusuf Ekinci, Medet Serhat, Şevket Epözdemir, Kazım Ekinci, hepsi vuruldular, öldürüldüler, halen failleri ortada değil. Diyarbakır Barosunun mensupları ağır işkence gördüler; açın, bakın, Tahir Elçi ve diğerleri Türkiye Davasına. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin avukatlık mesleği bakımından verdiği en önemli karardır, 33 avukatın gözaltına alındığı ve işkence gördüğü dava. Birisi de karşımda, sevgili meslektaşım Meral Danış Beştaş, o davanın mağdurlarından birisidir, ağır işkence görmüştü o zamanlarda, bizler de savunmuştuk."
"Evet, o zamandan bu zamana söylüyorum: Hepsini karşılaştırma imkanım var. Şimdi, çok ağır bir dönem yaşanıyor, darbe dönemlerinden çok daha ağır bir dönem yaşanıyor adliyelerde. 'Neden?' diyeceksiniz, neden? Biraz önce Sincan Adliyesi'nden geldim. On bir yıldır milletvekiliyim, adliyeyle olan ilişkimi kesmedim ama sizin bu döneminiz kadar yargıda avukatlara ve savunma mesleğine baskı olan bir dönem görmedim sıkıyönetim mahkemeleri dahil olmak üzere. Şimdi, Sincan'dan geliyorum, tutuklu yargılanan meslektaşlarım var o davada. Sevgili Selahattin Demirtaş var, Sevgili Ayla Akat var, aynı baronun mensuplarıyız, Nazmi Gür var, Ankara Barosu Üyesi. Onlara buradan sevgilerimi, selamlarımı iletiyorum. Selçuk Kozağaçlı'ya, Çağdaş Avukatlar Derneği mensuplarına ve tutuklu olan 500 avukata sevgilerimi iletiyorum, saygılarımı iletiyorum hepsine, baskı gören tüm avukatlara sevgilerimi ve saygılarımı iletiyorum bu kürsüden, bu milletin kürsüsünden.
Benim bulunduğum ortamda bugün 5 Nisan Avukatlar Günü'nde Mahkeme Başkanının Çağdaş Avukatlar Derneği Eski Başkanı meslektaşımız, üstadımız Kazım Bayraktar'a dediği şu laf, elini masaya böyle vurarak 'Sus, sus!' bakın, bunu siz sağladınız.
Bakın, arkadaşlar, bunu siz sağladınız. Şu fotoğrafı da buraya bırakıyorum, sizin avukatlık mesleğini getirdiğiniz nokta budur. Bu da Cumhurbaşkanı korumalarının Dolmabahçe'de saldırdığı avukatın fotoğrafıdır. Üç yıldır dava yoktur. Bu göz, bu morluk Adalet ve Kalkınma Partisini unutmayacak, hep takip edecek."
© Tüm hakları saklıdır.