Haberler

CHP'li Sibel Özdemir: Gezi, Kavala, Kaftancıoğlu kararlarıyla muhalefet sindirilmek istenirken ülkemiz itibar kaybediyor

"Kavala kararı sonrasında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi raportörleri inceleme için ülkemize gelecek"

16 Mayıs 2022 17:33

TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi, CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir, Gezi davasından çıkan mahkumiyet kararları ve CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu hakkındaki onama kararlar için, “İç politikada muhalefeti sindirmeye dönük bir kazanım elde etmek isterken dış politikada ve uluslararası alanda ciddi bir itibar kaybına neden oldular” dedi. Özdemir, Kavala’nın AİHM'nin ‘hak ihlali’ kararına rağmen müebbet ağırlaştırılmış hapis cezasına çaptırılması, Avrupa Konseyi'nin Türkiye'ye yaptırım uygulama olasılığını arrtırdığına dikkat çekti.

CHP milletvekili Sibel Özdemir bugün TBMM’de basın toplantısı düzenledi. TBMM AB Uyum Komisyonu Üyesi de olan Özdemir, "AB üyelik sürecimizde temel kriterleri olan Kopenhag Siyasi Kriterleri bakımından; en ciddi tartışmalara neden olan ve ülkemizi kazanımlarında geriye götüren tartışmalara yol açan kararlara şahit olduk" dedi. Özdemir, Gezi ve Kavala kararlarının ardından Yargıtay’ın verdiği Canan Kaftancıoğlu kararına ilişkin  de "Bir kez daha AB’den ve muhataplarımızdan bu mesajların siyasi iktidar tarafından dikkate alınmadığını açıkça göstermiştir. Bu kararlar ciddi anlamda ülkemizi tartışmalı konuma getirdi" ifadelerini kullandı.

"Kavala kararı sonrasında AKPM raportörleri inceleme için ülkemize gelecek"

Kavala’nın AİHM'nin ‘hak ihlali’ kararına rağmen müebbet ağırlaştırılmış hapis cezasına çaptırılması, Avrupa Konseyi'nin Türkiye'ye yaptırım uygulama olasılığını arrtırdığına dikkat çeken Özdemir şunları söyledi:

"Bu endişelerin somut bir yansıması olarak Avrupa Parlamentosu’nda “Osman Kavala'nın Durumu” başlıklı karar tasarısı büyük çoğunlukla kabul edildi. “Türk hükümeti, AB üyelik sürecini yeniden başlatmaya veya yeni müzakere başlıkları açmaya ve açılmış olanları kapatmaya dayalı her türlü umudu kasten yok etmiştir” denilerek siyasi iktidarın gerçekleştirmeyi taahhüt ettiği uygulamaları yerine getirmediğinin altı çizilmiştir. Ülkemizin Avrupa Parlamentosu’nda bu şekilde tartışılmasını kesinlikle kabul etmiyoruz. Kavala kararı sonrasında ise Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) raportörlerinin bu hafta içinde temas ve incelemelerde bulunmak üzere ülkemize geleceklerine dikkat çekmek isterim.

“Kaftancıoğlu'nun yeri cezaevi değil siyaset sahnesidir”

Geçen hafta AP’de Dış İlişkiler Komitesi’nin (AFET) 2021 Yılı Türkiye Raporunu görüştüğü sıralarda İl Başkanımız Canan Kaftancıoğlu ile ilgili Yargıtay’ın verdiği karar daha ciddi tartışmalara neden olmuştur. Karar konusunda da açıklama yapan raportörler, “Kaftancıoğlu'nun yeri cezaevi değil siyaset sahnesidir” ifadelerini kullandı.

"İktidar AB sürecini heba etme politikasından vazgeçmeli"

Bu anlamda, Avrupa Konseyi’nin siyasi denetimi altında olduğumuzun altını çizerek, yaşanan bu gelişmeler karşısında siyasi iktidarın Konseyin siyasi denetiminden çıkmak gibi bir niyetinin veya önceliğinin olmadığına şahit oluyoruz. Yaşanan bu gelişmeler nedeniyle de mevcut siyasi iktidar döneminde tam üyelik müzakerelerinin yeniden canlanmasının mümkün olmayacağı kanısı güçlenmektedir.

Siyasi iktidar, muhalefet partileri ile olan iç siyasal hesaplaşmalarına AB sürecini heba etme politikasından vazgeçmelidir. İç politikada muhalefeti sindirmeye dönük bir kazanım elde etmek isterken dış politikada ve uluslararası alanda ülkemizin bir itibar kaybetmesine neden oldular. Siyasi iktidar, AB ve NATO’nun genişleme ve dönüşüm sürecinde kısa vadeli ve dönemsel, iç politikaya dönük söylemlerden kaçınması ve sözlerinin arkasında duran politikaları gündeme getirmelidir.

"İç politikada muhalefeti sindirmeye çalışırken dış politikada ciddi bir itibar kaybettirdiler"  

Alınan bütün bu kararlar gerçekten uluslararası ilişkilerimize, kritik kazanımlarımızı bu iktidarın bir iç siyasal hesaplaşmaya ve gerçekten araçsallaştırmasına ve iç politikada kısa vadeli siyasi çıkarları uğruna heba ettiği bir sürece taşıdı. Yani iç politikada muhalefeti sindirmeye dönük bir kazanım elde etmek isterken dış politikada ve uluslararası alanda ciddi bir itibar kaybına neden oldular.”