Haberler

Boğaziçi Direnişi’nin birinci yılında öğrenciler Güney kapıya yürüdü: Taleplerimiz yerine getirilene kadar haklı direnişimizden vazgeçmeyeceğiz

"Kurtuluş yok, tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Berke'ye Perit'e özgürlük"

04 Ocak 2022 16:39

Boğaziçi Üniversitesi'ne (BOÜN) Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından başlayan direnişin birinci yılı dolayısıyla öğrenciler, üniversitenin Güney kapısına yürüdü. Burada açıklama yapan öğrenciler  “Taleplerimiz yerine getirilene kadar haklı direnişimizden vazgeçmeyeceğiz” dedi.

Boğaziçi Direnişi'nin birinci yılında üniversite bileşenleri Güney Meydan'da etkinlikler yaptı. Öğrenciler saat 14.30'da Güney Kapı'ya yürüyerek açıklama yaptı.

Naci İnci ve yardımcılarına yumurta atıldı

Bugün saat 11.00’de pankart atölyesi ile başlayan etkinlikler akademisyenlerin rektörlüğe sırt dönme nöbeti ile devam etti. Nöbetin ardından öğrenciler “Kayyum rektör Naci İnci’nin biletini kestik” diyerek meydanda açıklamalarda bulundu. Meydana konulan direklere Naci İnci ve yardımcılarının fotoğrafları asılarak yumurta atıldı. Ardından öğrenciler, saat 14.30’da Güney Meydan’dan sloganlarla yürüyüşe geçti ve Güney Kapı’da açıklama yaptılar.

Öğrencilerin yaptığı açıklama şöyle:

Boğaziçi Direnişi’ne emek veren ve dayanışmayı yüreğinde hisseden herkese selam olsun!

Biz 1 yıldır kayyum atanan kişi değişse de zihniyetin kayyum olduğunun bilinciyle mücadeleye devam ettik. Güven oyundan sınıfta kalmasına rağmen rektör atanan kayyum Naci İnci, kayyum fakültelere yenilerini ekledi, kampüs içerisine usulsüz giren polis güçlerinin arkasına sığınarak, kendine güvenli kale saydığı kayyumluk binasının camından öğrencilerin gözaltına alınmasını alçakça izledi. Bu 1 yılda kampüslerimizin, mahallemizin polis ablukasıyla terörize edilmesine izin verildi, kayyumların temsilcisi olduğu cinsiyetçi ve fobik zihniyetin isteğiyle LGBTİ+ Çalışmaları Kulübü kapatıldı ve CİTÖK fiilen işlevsiz hale getirildi. Üniversitemizdeki direnen ve akademiye sahip çıkan hocalarımızın sözleşmeleri yenilenmedi, kampüslerden uzaklaştırıldı. Kukla iradesiyle bugün zaten hak edenin yanını tutmayan yargı sistemi suistimal edilerek öğrenciler hakkında uzaklaştırma tedbir kararı çıkarıldı. Yine söylüyoruz ki kayyum Naci İnci kayyum kadro ve sıraladığımız tüm hamleler kayyumcu zihniyetin ataerkiden bağımsız olmadığını göstermektedir.

1 yıldır, iktidarın tüm güçlerini kullanarak Boğaziçi Direnişi’ne yüklenmesi bizi yıldırmak yerine ne kadar haklı ve meşru olduğumuzu gösteriyor. Gözaltı ve tutuklamalarla sınandık, çünkü yan yana geldiğimizde neleri başarabileceğimizi biliyorlar. Boğazımız sıkıldı, çünkü sesimizin bulduğu karşılığın farkındalar. Darp ve işkenceyle karşılaştık, çünkü dönmeyeceğimizi defalarca gösterdiğimiz haklı mücadelemizden bizi şiddetle vazgeçirebileceklerini sandılar. Ancak 1 yıldır, haklılığımızdan ve birbirimizden güç alarak hepsinin üstesinden geldik, gelmeye de devam edeceğiz. Direnişimiz ülkenin ve dünyanın dört bir yanından gördüğü destekle büyüyor, büyümeye devam edecek.

Okulumuzu başta kadınlar ve LGBTİ+lar için olmak üzere okulun tüm bileşenleri için güvensiz bir hale getirmek isteyen, atandığı rektörlük makamını kara emeller için kullanarak, arkadaşlarımız Berke ve Perit’in demokratik bir rektörlük seçimi istedikleri için hukuksuz tutuklanmasıyla, işkenceyle gözaltına alınmakla, haksız soruşturmalarla yıldırmaya çalışan Kayyum Naci İnci ve kayyum kadro gidene kadar direnişimiz sürecek!

Antidemokratik uygulamaların hayatımızı kuşattığı bu dönemde, Boğaziçi’nden yükselen haklı talebimize ses olmaya çalışan omuzdaşlarımız da şiddete maruz bırakıldı. Anayasal hakkımız olan madde 34; kolluk kuvvetleri ve iç işleri bakanlığınca hiçe sayıldı, gerekçesiz ve hukuksuz şiddet ve işkenceyle kampüslerimizden kaçırıldık, alıkonulduk,
gözaltında darp edildik. Bu bir yılda 1200’den fazla gözaltı, 15 tutuklu yargılama ve 30’dan fazla ev hapsiyle yüzleştik, tehdit edildik ama yılmadık.

2021 yılında 400ten fazla kadın, eril egemenlikten güç alan erkekler tarafından katledildi. Başvuran kadınlara verilmeyen 6284 sayılı kanunu gereğince korunma ve tedbir kararının; suistimal edilerek Naci İnci için uygulanması bugün hukuk sisteminin nasıl işlevsiz kaldığının göstergesidir. Aynı zamanda Naci İnci’nin kendi öğrencilerine karşı zorlama hapis kararı aldırmaya yönelik bu zorbalığının haklı öğrenci direnişinden korkmasından, sesimizi kısmaya ve irademizi kırmaya çalışmasından olduğu aşikardır. Ancak biz susmuyoruz, korkmuyoruz ve itaat etmiyoruz!

Bunların tümü, iradesini iktidardan ihale almış kayyumun gasp ettiği koltuktan kalkmaması yüzünden yaşandı.
Biz, koltuk sevdasının memleketi nasıl mahvettiğine çocukluğundan beri şahit olan bir nesil olarak direniyoruz, çünkü bu koltuk sevdasının üniversiteleri yozlaştırmasını, emek sömürüsünü ve nefreti besleyen bir baskı düzeni içinde sindirilmeyi kabul etmiyoruz. Bir yıldır mücadeleyi umut kabul ettik, TALEPLERİMİZ YERİNE GETİRİLENE KADAR HAKLI DİRENİŞİMİZDEN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ.

1 yıldır yılmadan taleplerimizi tekrarlıyoruz:

Tutuklu yargılanan ve eğitim hakları engellenen sıra arkadaşlarımız Berke, Perit ve dün gözaltına alınıp bugün savcılığa çıkarılan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın,
Başta Naci İnci olmak üzere kayyum kadro ve tüm kayyumlar derhal istifa etsin.
Hukuksuzca yargılanan tüm arkadaşlarımızın dava süreçleri sonlandırılsın.
Üniversite rektörleri, üniversitelerin tüm bileşenlerinin dahil olduğu bir seçim ile belirlensin.
Okulumuza açılmaya çalışılan kayyum fakülte kararları geri çekilsin.
Usulsüzce kapatılan BÜLGBTİ+ Çalışmaları Kulübü’ne kulüp statüsü geri verilsin.
CİTÖK ofisini fiilen durdurmaya yönelik tüm kararlar geri çekilsin.
Kampüslerimizi abluka altına alan polis okulu terk etsin.
Bir darbe kurumu olan Yüksek Öğretim Kurumu kapatılsın.
LGBTİ+ öğrenciler ve tüm LGBTİ+ların temel insan hakları ve anayasal hakları tanınsın.
Dersleri iptal edilen tüm hocalarımız görevlerine iade edilsin ve sözleşmeleri derhal yenilensin.
Tüm bunları ve dahasını söylemeye yüreğimiz yetiyor.

Hep birlikte haykırıyoruz:

Kurtuluş yok, tek başına; ya hep beraber, ya hiçbirimiz! Berke'ye Perit'e özgürlük!