Haberler

Babacan'ın Erdoğan'ın sözlerini hatırlattığı esnaf: Borç içindeyim, nasıl helalleşeceğiz?

"Ya cepten ödüyoruz ya borç alıyoruz. Bunun adaleti, helalleşmesi nerede?"

17 Mayıs 2021 17:01

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, tam kapanma sonrası başlayan kademli normalleşmenin ilk gününde Ankara'da esnafı ziyaret etti. Babacan'a yaşadıkları ekonomik sorunları anlatan esnaflar, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Helalik istiyoruz" sözlerine tepki göstererek, “Borç içindeyim, nasıl helalleşeceğiz?” dedi. 

Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, “kontrollü normalleşmenin” ilk gününde Ankara’da restoran, kafe ve pastane esnafıyla bir araya geldi. Ziyaret sırasında vatandaşlarla bayramlaşan Babacan, sektörün yaşadığı sorunlar hakkında esnafla sohbet etti. Babacan’a sorunlarını anlatan bir  esnaf, “Kimse gelip ‘Kiranı ödedin mi, stopajını, KDV’ni, personelin maaşını çıkarttın mı’ diye sormuyor” dedi, iktidara “Borç içindeyim, nasıl helalleşeceğiz?” sözleriyle tepki gösterdi.

“Aç karnımızı doyurmaya, ödemelerimizi yapmaya çalışıyoruz. Kira çıkmıyor. Cepten yiyoruz. Yiyecek cep de kalmadı” diyen bir pastane işletmecisi, Babacan’a şunları söyledi:

“Kapanma sadece restoran işletmecilerine özel bir şey gibi. Sıkıntıdayız. Yüzde 50 kapasiteyle açın deseler… Zaten öncekinde de buna uyum sağladık ve müşterimizi ona göre aldık. 15 kişiden fazlasını almadık.”

Babacan esnafa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Sıkıntıya düşen esnafımız, çalışanımız olduysa hepsinden helallik istiyoruz” sözlerini hatırlattı. “Lafla olmuyor” diye tepki gösteren esnaf sözlerini şöyle sürdürdü:

“Nasıl helalleşeceğiz? Lafla olmuyor bu işler. Benim keyfim yerinde değil. Zarar etmişim, borç içerisindeyim. Nasıl helalleşeceğiz? Benim aklım almıyor. Üzgünüz. Uygulamalar adil değil. Ülkenin kalkınmasında, masraflarında bizim desteğimiz yok mu? Ne kadar müşteri gelirse o kadar ciro yapıyoruz. Müşteri gelmiyor ama her şey devam ediyor. Kazanmadığımız parayı ödüyoruz. Ya cepten ödüyoruz ya borç alıyoruz. Bunun adaleti, helalleşmesi nerede?”