Bursa’da partisinin il başkanlığı binasının açılışını gerçekleştiren DEVA Partisi lideri Ali Babacan, gündemi değerlendirdi.
Ali Babacan, “DEVA Partisi yeni bir siyasi parti. 14 ayı tamamladık. Kuruluşumuzdan bu yana iyi ilerledik. Kısa zamanda seçimlere girmeye hak kazandık. Şu anda bizim 81 ilimizde de il başkanlığımız var ve faaliyetini sürdürüyor. Biz şu anda 20 ayrı başlıkta yapılacakları hazırlamış durumdayız” dedi.
“Sorumlusu bizzat Erdoğan'dır"
Ali Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Sayın Erdoğan'ın Çarşamba günkü ifadelerinden sonra Türkiye'de eğer siyasi şiddet olursa, sokak şiddeti olursa bunun sorumlusu bizzat sayın Erdoğan'ın kendisidir.
Kadınlar can güvenliğinden endişe ediyor. Yargı talimatsız hareket edemiyor. Türk lirası tarihin en değersiz günlerini yaşıyor. Ev gençleri iş bulamıyor. Yoksulluk intiharı haberleri geliyor.
Sayın Erdoğan, bu mu ‘iyi günler’? Daha ne getireceksiniz başımıza?
İki bilim insanı vatandaşımız aşı buldu ve pandemi başında “Türkiye'nin bizden talebi yok’ dediler. Buradan soruyorum; ikinci Biontech imzası için bugüne kadar niye beklediniz?
Niye bu arada binlerce vatandaşımızın hayatını kaybetmesine göz yummuş oldunuz?
Aylardır söylediklerimizi tekrar ediyorum; vatandaşa karşılıksız, geçinebilecekleri kadar ve düzenli destek verin. SGK prim ödemelerini, vergi borçlarını, elektrik-su-doğal gaz ödemelerini pandemi bitene kadar faizsiz erteleyin, stopajdan vazgeçin.”
“Bir aydır ülkenin gündemine bakın"
“Son bir ayda yaşanan ülkenin gündemine bakın” diyen Ali Babacan, şunları söyledi;
Kanunsuzluğın, hukuksuzluğun ne hale geldiğini görün. Mafya şebekesi oluşmuş ülkede. Bu kabul edilebilir bir tablo değil. Bu ortaya saçılan iddialar eski günleri aratıyor. Hukuk yoksa ülke kaosa gidebilir. Maalesef ülkemizin içinde bulunduğu tablo üzücü.
Bir aydır ortalığa saçılan bütün kirliliğe rağmen Cumhurbaşkanının tutumu hiç doğru değil. Yargının böyle konularda derhal harekete geçmesi gerekir. Bütün gücün tek elde toplanması maalesef hukuku etkiliyor.
Yargı bağımsızlığı olan ülkede Cumhurbaşkanının sinyaline gerek yoktur. Erdoğan’ın kesin bir tutum ortaya koyması lazım. Yargının harekete geçmesi lazım. Savcılarımızın harekete geçip, bu konuları araştırılması lazım.
Şu an insanlar hakikati merak ediyor. Hakikat savcıların kaleminden öğrenilir ama ülke maalesef bu duruma düştü. Erken seçimle ilgili de Erdoğan’ın kendi isteğiyle erken seçime gitmesini ben beklemem. En düşük seviyedeyiz şu an ve Erdoğan kaybedeceğini bile bile erken seçime gitmez.
"BionTech ile imza atmak için bugüne kadar ne beklediniz?"
Artık aşısı olan bir hastalık Türkiye’de hâlâ etkili. Aşı zamanlıca tedarik edilmediği için vatandaşlarımız ölüyor. Şimdi BionTech ile imza attılar. Bugüne kadar ne beklediniz? Niye beklediniz?
"Z raporu: Krizlerin ortağı çete liderine dava arkadaşım diyor"
Sayın Erdoğan, bugünlerin nesi iyi Allah aşkına? Bugünleri nasıl ‘iyi günler’ diye tanımlıyorsunuz? Z raporunu açıklayalım. Çete liderleri özel afla serbest bırakılıyor. O çete liderleri tüm muhalefet liderlerini, gazetecileri, aydınları alenen tehdit ediyor. Krizlerin ortağı Bahçeli çete liderini koruyup kolluyor, ‘dava arkadaşım’ diyor. Mafyalar, illegal örgütlenmeler âdeta bölge bölge ülkedeki suç alanlarını, rantı paylaşıyor. Geçmişte Erdoğan’ın posterleriyle Rize’de mitingler yapan suç örgütü lideri siyasetçilerin, bürokratların ve gazetecilerin içinde olduğu vahim iddialarda bulunuyor.
"Paramızın tarihin en kıymetsiz günlerini yaşaması mı iyi gün?"
Paramız tarihinin en kıymetsiz günlerini yaşıyor. Lafa gelince milliliği, yerliliği de başkasına bırakmıyorlar. Ülkenin milli, yerli parasını pul etmek mi millilik, yerlilik? Ev gençleri var, iş bulamıyorlar. Yoksulluk intiharları haberleri alıyoruz. Sayın Erdoğan, bu mu ‘iyi günler’ dediğiniz? Daha ne getireceksiniz başımıza?
"Bu milletin daha fazla fakirleşmesine izin vermeyeceğiz"
Biz bu ülkede mutlak yoksulluğu sıfırlamıştık. Şu andaki hükûmet tekrar diriltti. Bu milletin daha fazla fakirleşmesine izin vermeyeceğiz. Piyasalarda dünya tarihinde görülmemiş miktarda likidite varken, kendi insanımızın imkanları varken, kiralık kasalar doluyken, yastık altı birikimi varken, bu ülkenin insanları kendi birikimlerini başka ülkelerde daha güvenli limanlarda park etmeye çalışırken varlık içinde yokluğa müsaade etmeyeceğiz.
"Yıl sonunda garanti ödemeleri bütçede yetmeyecek"
Pandemi döneminde vatandaşa doğrudan destek için bütçeden ayırdıkları para 15 milyar lira. Geçilmeyen köprüler, kullanılmayan otoyollar, uçakların inmediği havaalanları için ödedikleri para sadece bu yılın bütçesinde 31 milyar lira. O da eski kurla. Bugünün kuruyla çarpsanız çok daha fazla tutacak. Yıl sonu geldiğinde 31 milyar bütçede yetmeyecek. 11 tane bütçe yapmış kardeşiniz olarak bütçenin az çok nereye gidebileceğini görebiliyorum.
"Derse ihtiyacınız var, bilmiyorsunuz"
Reçeteyi pandemi ilk çıktığında hükûmete reçeteyi verdik. Sayın Erdoğan beni kast ederek ‘Kalkmış bana ders vermeye çalışıyor’ dedi. Derse ihtiyacınız var, bilmiyorsunuz. Hiç olmazsa öğrenin. Bilmemek bir devlet yöneticisi için doğru değil, bilenlere danışması lazım. Ama atadığı kadrolar da o işten anlamayan kadrolarsa dışarıdan gelen önerileri dinleyin. Biz sadece yanlışlara işaret etmiyoruz. Uygulanması mümkün olanı öneriyoruz.
"Esnafa destekte hep yokuş yapıyorlar"
Vatandaşlarımıza karşılıksız desteği geçinebilecekleri kadar ve düzenli yapın. Asgari ücretle çalışan bir kişinin işverene maliyeti bir ayda 4200 lira. Esnafa büyük paket diye açıkladığı rakam bir defalık 3 bin, 5 bin lira. Onun da şartı şurtu var. Daha alabilen de yok, hep yokuş yapıyorlar. Şartları tutturabilene aşk olsun. Şu SGK prim ödemelerini, vergi borçlarını, elektrik-su-doğal gaz ödemelerini faizsiz erteleyin. Kira desteğiyle destekleyin. Kredi borçlarını pandemi bitene kadar erteleyin. Stopajdan tamamen vazgeçin.”