Haberler

ABD Savunma Bakanı Esper, Türkiye'nin yalanladığı 'savaş suçu' iddiasını yineledi

Mark Esper, Suudi Arabistan ziyareti sırasında CNN'in 'Barış Pınarı Harekâtı'na ilişkin sorularını yanıtladı

23 Ekim 2019 11:08

ABD Savunma Bakanı Mark Esper Türkiye’nin resmi açıklamalarla yalanladığı "Suriye’de savaş suçu işlendiği" iddiasını, "Doğru olduklarını varsayıyorum" ifadesiyle yineledi. Suudi Arabistan'a dün (22 Ekim 2019 Salı) yaptığı ziyaret sırasında CNN televizyonuna bir mülakat veren Esper'e "Barış Pınarı Harekâtı'na katılan Suriyeli milislerin yargısız infaz ve işkence yaptığına" ilişkin  iddialar da soruldu. "Haberleri ben de gördüm, bunları izlemeye çalışıyoruz" diyen Esper "Bunlar korkunç ve eğer doğrularsa - ki ben doğru olduklarını varsayıyorum - bunlar savaş suçlarıdır" dedi. Esper "Sorumluluk sahibi olanların hesap vermesi gerekir; birçok vakada bu, Türkiye hükümeti olur" ifadesini kullandı.
Esper geçen hafta yaptığı açıklamada da Türkiye'nin Suriye'deki "muhtemel savaş suçlarından" Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sorumlu olduğunu iddia etmişti. 
Uluslararası Af Örgütü de, TSK ve harekâta destek veren Suriye Milli Ordusu'na (eski adıyla Özgür Suriye Ordusu) bağlı milisler için, "Suriye'nin kuzeydoğusunda ağır insan hakları ihlallerinde bulunmak ve savaş suçu" iddiasını öne sürmüştü. Örgütün hazırladığı raporda, bölgede "meskûn yerlere keyfi saldırılara ilişkin yoğun kanıtlar" olduğu iddia edilmişti.

Türkiye iddiaları reddetti: Karalama kampanyası

Türkiye ise bu iddiaları resmen yalanlamıştı. 20 Ekim Pazar günü Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "karalama kampanyasının parçası olarak" değerlendirildiği belirtilen şu açıklama yapıldı:

"Uluslararası Af Örgütü’nün Barış Pınarı Harekâtı’na ilişkin raporundaki mesnetsiz iddiaları bütünüyle reddediyoruz.
Söz konusu asılsız iddiaları, Suriye’den kaynaklanan ve ulusal güvenliğimize kasteden terör tehdidine karşı mücadelemize karşı başlatılan karalama kampanyasının parçası olarak değerlendiriyoruz.
Barış Pınarı Harekâtı, hem Türkiye’nin ulusal güvenliğini, hem de izlediği ayrılıkçı gündemle Suriye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden terör örgütü PYD/YPG’ye karşı yürütülen bir terörle mücadele operasyonudur.
Harekâtın planlama ve icrasında sadece PYD/YPG unsurları ile bu unsurlara ait barınak, sığınak, mevzi, silah, araç ve gereçler hedef alınmaktadır. Sivillerin ve sivil altyapının zarar görmemesi için gereken her türlü tedbir uygulanmaktadır.
Harekâta destek veren Suriye Milli Ordusu’nun, kendi unsurlarının neden olduğu iddia edilen sivil zayiat vakalarını incelemek üzere bir Soruşturma Komisyonu kurduğunu bu vesileyle hatırlatmakta fayda görüyoruz.
PYD/YPG’nin AB ve NATO tarafından da terör örgütü kabul edilen PKK’yla bağı ve işlediği suç ile ihlaller defaatle belgelenmiştir. Uluslararası Af Örgütü’nü, kendisi de dahil olmak üzere bağımsız uluslararası kuruluşlarca yapılan bu çalışmaları yeniden incelemeye davet ediyoruz."

Akar: TSK envanterinde kimyasal silah yok

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar da, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Robert Charles O'Brien ve beraberindeki heyetiyle Ankara'daki görüşmesinin ardından yöneltilen sorular üzerine, iddiaları yalanlayarak şu açıklamayı yaptı:

"Barış Pınarı Harekatımız milli, manevi ve mesleki değerlerimize uygun olarak devam ediyor. Hangi dini, etnik kökenden olursa olsun sivil, masum kişilerin ve harekat bölgesindeki tarihi, kültürel, dini yapılar, altyapı tesisleri ile bölgede bulunması muhtemel dost, müttefik ülke unsurlarının ve çevrenin zarar görmemesi için her türlü dikkat ve hassasiyet gösteriliyor. Sadece ülkemizin ve milletimizin güvenliğine değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar, Aramiler, Yezidiler, Keldaniler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenliğine çok büyük önem atfediyoruz.

Bölgede hızla değişen ve gelişen durum beraberinde birtakım sıkıntıları da getiriyor. Terör örgütünün kimyasal silah kullanıp suçu Silahlı Kuvvetlerimize atmaya, bununla ilgili bir algı oluşturmaya çalışacaklarına dair bilgiler geliyor. TSK'nin envanterinde kimyasal silah olmadığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Ayrıca terör örgütünün sivillere yönelik yapacakları toplu saldırılarla da bölgede DEAŞ tehdidinin devam ettiğine yönelik bir algı oluşturmaya çalışacaklarına dair bilgiler de mevcut."

Akar,  dünya basınında dile getirilen iddialarla ilgili olarak da, "Uçak düşmesinden, başka bir ülkedeki tatbikattaki patlamanın bölgede gerçekleştiğine kadar birçok gerçek dışı haberi ve görüntüyü basında görüyoruz. Bu tür yalan haberlerle Silahlı Kuvvetlerimizin sahada gösterdiği hassasiyet ve başarıyı gölgelemeye çalışıyorlar. Bunların işe yaramayacağını bir kez daha ifade ediyorum" açıklamasını yapmıştı.