Haberler

65 yıl önce çocuk felci aşısını bulan Jonas Salk: Güneşin patentini alabilir misiniz; ölümü ortadan kaldırmak kişisel kazançtan çok daha önemlidir

24 Kasım 2020 14:42

Jonas Salk 1955'de geliştirdiği aşı ile dünya çapında çocuk felcinin sona ermesine yardımcı oldu.

Salk'ın çalışmaları bilimin bulaşıcı hastalıklara karşı bir siper olabileceği umudunu verdi.

1955'te gazeteci Edward R. Murrow'a verdiği bir röportajda Jonas Salk, bir aşının patentli olması gerektiği fikrini reddetti. "Güneşin patentini alabilir misin? sorusuyla, aşısının doğal ve gerekli olduğunu söyledi.

Salk aşı için "Bu aşıların amacı insanlara yardım etmek, ölümü ortadan kaldırmak ve acıyı ortadan kaldırmaktır.... Bu noktada en büyük öncelik bunlardır, kişisel kazançtan çok daha önemlidir" dedi.

Jonas Edward Salk kimdir?

Jonas Edward Salk, 28 Ekim 1914 tarihinde New York’ta Aşkenaz Yahudisi Daniel ve Dora Salk’ın oğlu olarak dünyaya geldi. Baba ABD doğumluydu, anne ise Minsk’ten 12 yaşındayken gelmişti. Jonas, 13 yaşındayken, yetenekli öğrenciler için bir devlet okulu olan Townsend Harris Lisesi’ne girmişti. Lisedeyken “Eline geçen her şeyi okuyan bir mükemmeliyetçi” olarak tanınıyordu. Sonraki okulu New York City College ise, durumu kötü ailelerin çocuklarının iyi bir gelecek için tek şansı olarak biliniyordu ve Jonas bu şansını iyi kullandı. Aslında okul çok büyük olanaklara sahip değildi ama epey bir Nobel ödüllü bilim insanı çıkarmıştı.

1947’de artık kendi laboratuvarı vardı ve çocuk felci temel ilgi alanıydı.

Çocuk felci, Amerika’da en önemli sağlık sorunlarından birini oluşturuyordu. 1952’de çocuk felci salgını, 57 bin 628 çocuk felci vakasıyla doruktaydı ve bu ürkütücü manzara, o günlerde Amerika’nın en büyük korkusu halini almıştı. Bilim insanları, hastalığı önlemek ya da tedavi etmek için çalışmalara başlamıştı. 1921’de çocuk felcine yakalandığı için yürüyemeyen ama buna karşın 4 kez Amerikan Başkanı seçilen Franklin D. Roosevelt ise en çarpıcı örnek olarak duruyordu.

1947 yılında Pittsburgh Üniversitesi’nde görevli olan Salk, grip aşısı üzerinde yaptığı çalışmalarını, çocuk felcinin önüne geçecek bir aşı üzerine yaptığı çalışmalarla birleştirdi. Çocuk felci virüsü, virüse yakalananlarının %5’i ila %10’u arasında ölümcül etki gösteriyordu. O dönemin yaygın görüşü, virüsün sadece hayatta olması durumunda vücudun bağışıklık kazanmasının mümkün olduğu şeklindeydi ama Salk bu görüşe karşı çıkıyordu. 1952 yılında formaldehit kullanarak virüsü etkisizleştirmeyi ve geliştirdiği aşı sayesinde virüsü taşıyan kişilerin çocuk felci virüsüne bağışıklık kazanmasını sağladı.

Salk, başarısını kanıtladıktan sonra aşıyı ailesi, çalışanları, diğer gönüllüler ve kendisi üzerinde de kullandı. 1954’te aşının kontrollü bir uygulaması için tıp tarihinin en muazzam organizasyonu yapıldı ve 20 bin doktor ve halk sağlığı görevlisi, 64 bin okul personeli ve 220 bin gönüllünün çalışmasıyla, 1.8 milyondan fazla okul çocuğu aşılandı. Bir yıl sonra çocuk felci aşısı uygulanan çocukların virüse bağışıklık kazandığı görülünce, Kanada, İsveç, Danimarka, Norveç, Batı Almanya, Hollanda, İsviçre ve Belçika da dâhil olmak üzere birçok ülke Salk aşısını kullanarak çocuk felci aşı kampanyaları başlattı.

"Ne patenti?"

Salk, bir bilim insanı olarak kariyer yapsa da, kendi yaşamında her zaman bağımsız ve özel kalmaya, çok ilgiden kaçmaya çalıştı. Bir televizyon programında “Bu patentin sahibi kim?” diye sorulduğunda, sonradan efsaneye dönüşen bir yanıt verdi: “Ne patenti? O insanlığa ait, patent filan yok. Güneşi patentleyebilir misiniz?” Keşfettiği aşı için patent çıkarmış olsa 7 milyar dolar kazanç sağlayabilecek bir insan söylüyordu bunu.

Ödüller üst üste geldi sonra. Bir sürü madalyası oldu. Ama parayı çok dert etmedi. “Para kazanmak gibi çoğu insanın ilgisini çeken şeylere çok az ilgisi var” diye yazıyordu Times onun için. Aşırı ilgiden de sıkıldı biraz. Kendisine verilen onurlu ödüllere rağmen şöhretli olmaktan sıkıldı. 25 yıl sonra yapılan röportajında, “Sanki o zamandan beri bir kamu malı oldum ama üzerime çok fazla yük bindi. Kariyerimi, meslektaşlarımla ilişkilerimi değiştirdi; Ben halka açık bir figür oldum, artık onlardan biri değilim” diye yakındı.