Gündem

‘Zirve’de bir ihmal daha var!

Malatya’da 3 kişinin öldürülmesi öncesi ve sonrası polisin suçlanmasına karşı bakanlık sadece bir ihmal saptadı.

26 Ocak 2009 02:00

Malatya’da 3 kişinin öldürülmesi öncesinde ve sonrasında polisin suçlanmasına karşı bakanlık sadece bir ihmal saptadı. Yok edilen görüntüler, 7 klasörün sanıklara, 9 klasörün ölenlere ayrılması, imla yanlışlarına kadar benzer ifadeler son derece normalmiş!

Miliyet gazetesinin haberine göre Malatya Zirve Yayınevi’ne düzenlenen kanlı baskının ardından polisler hakkında İçişleri Bakanlığı’na suç duyurusunda bulunan avukatların delilleriyle sıraladığı skandal işlemler, müfettişler tarafından kusurlu bulunmadı.

İçişleri Bakanlığı, Necati Aydın, Tilmann Geske ve Uğur Yüksel’in öldürülmelerinin ardından soruşturma başlattı. Hazırlanan raporda, 48 polis hakkındaki iddialar araştırıldı. Polisler sadece bir olayda “görevi ihmal”den suçlu bulundu. Raporda, tüm suçlamalarda “Malatya Başsavcılığı’nın bu konularla ilgili soruşturma açmış olmamaması” suçun oluşmadığına kanıt olarak gösterildi.

İşte yanıtlar


Mağdur avukatlarının suç duyuruları ve raporda bu iddialar konusunda verilen yanıtlar özetle şöyle:
- Sanık Emre Günaydın’ın hastane odasındaki kamera, “ses almadığı” gerekçesiyle 10 gün sonra değiştirildi. 10 günlük görüntüler ise “medya formatına çevrilemediği” gerekçesiyle imha edildi. Avukatlar, delillerin karartıldığını iddia etti.
Raporda, görüntülerin aktarılması için İtalya’dan cihaz ithal edilmesi gerektiği, savcının “Günaydın bu sürede zaten komada. Görüntüler imha edilir” şeklinde şifahi talimat verdiği belirtildi.
- Mahkeme, Günaydın’ın odasına sonradan yerleştirilen kamerayla kaydedilen her biri 6 saatlik 52 kaseti, polisin savcılığa üç gün geç iletmesi nedeniyle ve “24 saatte mahkemeden el koyma kararı istenmedi” diyerek, delil kapsamı dışında bıraktı.

Benzer ifadeler

- Dosyada yer alan bazı sanık ve tanık ifadelerinin imla hatalarına kadar benzer olması, “kopyala-yapıştır” işlemiyle ifade alındığı kuşkularına yol açtı. Saatler süren sorgulamalara rağmen, ifade tutanakları kısaydı.
Raporda, ifadelerdeki benzemelerinin doğal olduğu vurgulandı. Sürenin uzunluğu ama tutanakların kısalığı konusunda, sanıkların “susma hakkı”nı kullanabileceğine dikkat çekildi.
- Sanıkların emniyetteki sorgusu CMK’daki hükme rağmen kayda alınmadı.
Raporda, ifade alınması sırasında kamera kullanılmasının şüpheliyi huzursuzlandıracağı, ifadelerin sıhhatli olmayacağı, emniyette sabit kamerayla donatılmış bir oda bulunmadığı anlatıldı.
- Günaydın’ın dubleks evindeki arama sadece 25 dakika sürdü. Diğer aramalar da kısa sürdü.

Adresler verildi

Raporda, 25 dakikalık arama iddiasına yanıt verilmedi. Bazı aramaların yakalamaya yönelik olduğu, yakalama işleminden sonra aramaya son verildiği belirtildi.
- Olayda yaşamını yitirenlerin bilgisayarından çıkan kişilerin isim ve adresleri dosyalarda açıkça yer aldı. Avukatlar, buna karşın sanıkların bilgisayarlarının tam olarak kâğıda dökülmediğini öne sürdü.
Raporda, 16 klasörden 7’sinin sanıkların bilgisayarından çıkan bilgiler olduğu, diğer 9 klasörde de öldürülen 3 kişinin bilgisayar dökümlerinin yer aldığı ifade edildi. Dini inanç ve özel yaşamla ilgili suçlama yanıtlanmadı.
- Polis memuru E.Ö., olay yerinden toplanan deliller için, “Aynı delil zarfı içerisinde usulüne uygun olmayan şekilde paketlenmiştir” notunu düştü.
Ancak, E.Ö., daha sonra müfettişlere, bu notu uyarı amacıyla düştüğünü, delillerin bir arada paketlendiği anlamına gelmediğini söyledi.

50. kaset notu

- Dosyada, Günaydın’ın hastanedeki görüntülerinin yer aldığı ve delil niteliği kalmayan 50. kaset için bir uyarı notu yer aldı.
- Raporda, Günaydın’ın hastane odasında kameraya sırtını dönerek dışkısını yaptığı, bunu elleriyle duvara sürdüğü, katliamı kendisinin yaptığını övünerek anlattığı belirtildi.
Bu konuda, jandarmanın polise uyarıda bulunduğu, polisin kaseti teslim etmeye geldiğinde savcı toplantıda olduğundan, savcıya not yazarak kasedi bıraktığı anlatıldı.

Katliam önlenebilirdi

- Kurusıkı silahla atış talimi yapan katliam sanıkları dönüşte polise yakalandı. Polis, Günaydın’ın teslim ettiği tek silahı teslim alarak aracı aramadı. Bu nedenle torpido gözündeki diğer silahlar bulunamadı. Teslim edilen silahın seri numarası ile sonradan katliamın yapıldığı yayınevinde bulunan silahın numarasının aynı olduğu tutanaklardan anlaşıldı.
- Raporda, Günaydın’dan silahı teslim alan polisin tutanağa seri numarasını yanlış yazdığı belirtildi. Araçta başka silah olduğu yönünde duyum almayan polisin başkaca yapacak bir şeyinin olmadığı vurgulandı. Yedi polis hakkında “görevi ihmal” suçundan dava açıldı.