Geçen hafta sünnet harcamasında bonkör ama vergide cimri davranan Bursalı bir işadamının oğlu için yaptığı sünnet harcamaları başta Maliye olmak üzere herkesin ilgisini çekmişti. Bursa'da oğluna stadyum ve helikopter kiralayarak 10 bin davetliyle sünnet düğünü yapan emlakçı İsmail Dengiz'in, 2007 yılında 8 bin 500 YTL kazanç bildirip, bin 325 YTL vergi ödediği ortaya çıkınca, Maliye hemen harekete geçip düğünü incelemeye almıştı. Aslında bu olay Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu'nun "Zengin patron, fakir şirket" tanımlamasında ne kadar haklı olduğunu ortaya koyuyor.
Esnaf ve küçük işletmelere en fazla kredi kullandıran banka olan Halk Bankası'nın KOBİ'lerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Şahap Kavcıoğlu, reel sektörün de tıpkı finans sektörünün 2001 krizin ardından yaptığı gibi kendi içinde bir yapılanmaya girmesi gerektiğini söyledi. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler'in (KOBİ) artık kurumsal bir kimliğe bürünmesi gerektiğinin altını çizen Kavcıoğlu, "En önemlisi de kayıt altına girmeleri. KOBİ'lerin oturmuş muhasebe sistemi olmalı. Türkiye'de zengin patron, fakir işletme var. Adamın oturduğu villa 2 milyon dolar, bindiği araba 200 bin dolar, şirketinin sermayesine bakıyorsunuz 50 bin dolar. Oysa ki, bindiği lüks arabayı da, oturduğu villayı da o şirketten kazandığı parayla alıyor" açıklamasında bulundu. "Adam zengin, firmada bir şey yok. Ciro yok" diyen Kavcıoğlu, bu nedenle Türkiye'de görünmeyen bir ekonomi olduğunu ve bunun sistem içine alınması durumunda çok güçlü bir reel sektör ortaya çıkacağını söyledi.
Kriz yok, sıkıntı normal
Son dönemde reel sektörün krizde olduğuna yönelik yorumların arttığını ancak kendisinin bu yorumlara katılmadığını söyleyen Kavcıoğlu, dünya ekonomisinde yaşanan sorunlardan dolayı reel sektörde bir sıkıntı olduğunu ancak bunun kesinlikle bir kriz ya da kriz öncesi durum olmadığını kaydetti. Türkiye'de kriz lafının çok sevildiğini belirten Kavcıoğlu, "Kriz denilince herkes kendine göre pozisyon yaratıyor. Asıl sorun da buradan çıkıyor. Parası olan, yatırım yapacak olan, bunun yerine repo ya da mevduata kayıyor. Çekini ödemeyenler kriz var deyip, vadeyi uzatacak bahane yaratıyor. Yani kendi kendimize kriz yaratıyoruz" diye konuştu. Bugün için bankalara yansıyan bir durgunluk olduğunu ama kriz yaşanmadığını da ifade eden Kavcıoğlu, "3 milyar YTL'ye yaklaşmış esnaf kredisinde oransal olarak onbinde 1'in altında bir sıkışma söz konusu. Bu da çok normal. Yolda yürürken 1 milyon kişiden 2 kişinin kalp krizi geçirmesinden daha doğal bir şey olamaz" dedi.
4. çeyrekte hareketlenme
Kavcıoğlu, Halkbank'ın ilk altı ayda ulaştığı 22 milyar YTL'lik toplam kredinin 9 milyar YTL'sinin KOBİ kredisi olduğunu ve burada da herhangi bir sıkıntı bulunmadığını belirtti. Türkiye'de, global piyasalarda yaşanan kriz ve AK Parti'ye açılan kapatma davasından dolayı özellikle yılın ilk yarısında yatırımcıların bekleme pozisyonuna geçtiğini hatırlatan Kavcıoğlu, davanın sonuçlanmasının ardından piyasalarda hareketlenmenin kendini gösterdiğini belirtti. Kavcıoğlu, ramazan ayının ardından yılın son çeyreğinin hem bankalar, hem de reel sektör açısından çok aktif geçeceğini düşündüğünü kaydetti.
Yağmurda şemsiye kapamadık
Halkbankası'nın ilk altı aylık performansına da değinen Kavcıoğlu, KOBİ bankacılığında açık ara liderliği sürdürdüklerini, bu başarının temelinde de KOBİ'lerle aralarındaki sürekli bir ilişki yattığını söyledi. Diğer bankaların piyasanın çok iyi olduğu ya da kredi satmak zorunda oldukları dönemde alaka gösterdikleri esnaf ve KOBİ'lerle her dönemde ilişkilerini çok farklı bir şekilde yürüttüklerini belirten Kavcıoğlu, şu bilgileri verdi: "KOSGEB belirli projele için 3 kamu bankasıyla anlaşma yapıyor, bu projelerde KOBİ'lerin yüzde 60'ı Halk Bankası'nı tercih ediyor. Bunu temelinde sürekli bir ilişki yatıyor. Halk Bankası, KOBİ'lerin her zaman yanında olmuş. Kapının her çalışında sizi elinin tersiyle itmemiş. En kötü gününde KOBİ'lerin yanında olmuş. Bir şekilde finansman çözümü yaratmış. Yani en kötü dönemde bile vade ve faiz olarak gelişimlerine göre bir kredi ürünü bir şekilde çıkarmış. Türkiye çok sık kriz yaşayan bir ülke bu dönemlerde dahi bir şekilde bu kesimi, finansman desteği sağlamış. Yağmurlu havada bile hiçbir zaman şemsiyeyi kapatıp, onları ortada bırakmamış." Kavcıoğlu, yıl sonunda toplam krediler içindeki KOBİ payının yüzde 60'a ulaşacağını ifade etti.
Dünya ekonomisinde ve Türkiye'de belli sıkıntıların yaşandığı ilk altı ayın Halkbank açısından çok olumlu bir dönem olduğunu ifade eden Kavcıoğlu, bir önceki yılın aynı dönemine göre bankanın kârını yüzde 20 artırarak 642 milyon YTL'ye çıkardığını belirtti. Halkbank'ın ilk altı ayda krediler açısından sektörün üzerinde bir artış gösterdiğinin altını çizen Kavcıoğlu, "Halkbank'ın, aktiflerinin yüzde 50'si kredilerden oluşuyor. Topladığımız mevduatın yüzde 61,4'ünü kredi olarak veriyoruz" dedi.