Nuran Gülenç
Dünyanın en lüks İtalyan markalarından olan Ermenegildo Zegna ve Gucci’ye üretim yapan işçiler, sendikaya üye oldukları için işten atma, istifa baskısı, yıldırma, karalama ve ayrımcılığa maruz kalıyor.
İstanbul Tuzla Organize Serbest Bölgesinde kurulu Hollanda sermayeli ISMACO Amsterdam B.V unvanlı şirket, üretim yaptığı lüks markaların yanı sıra sendika karşıtlığıyla da konuşulacak.
Üç yıldır işyerinde ücret zammı alamadıklarını, ustaların ve müdürlerin ayrımcı ve baskıcı tutumlarına hedef olduklarını, performans baskısından bunaldıklarını ve üretim alanının yanında tuvalet girişlerine de kamera yerleştirildiğini söyleyen ve bu uygulamalara tepki gösteren işçiler Deri-İş sendikasına üye olmaya başladılar.
Sendikaya üye olan işçiler işten atıldı
Çalışanların verdiği bilgiye göre, sendika üyeliklerinin başladığını öğrenen işyeri yönetimi, işçileri 15 gün sorgudan geçirdi. Bu sürecin ardından tespit ettiği 2'si kadın, 1'i erkek 3 işçiyi 18 Aralık 2012 tarihinde işten attı. İşçilerden Cengiz Taşkesen, kalp ritim bozukluğu nedeni ile 9 yıldır “yüzde 40 engelli çalışan” kadrosunda çalışıyorken sendika üyesi olduğu için işten atıldı. Yine, işten atılan Fikriye Akgül 6 ve Öznur Fazlıoğlu 8 yıllık makine işçileriydi.
Çalışanlar, işyeri yönetiminin, sendika gelirse işyerinin kapanacağı, işçilerin atılacağı söylentisini işçiler arasında yaydı. Yıllardır birlikte çalışan işçilerin etnik köken, inanç ve siyasi görüş farklılıklarıyla da karşı karşıya getirilmeye çalışıldığını iddia eden bazı çalışanlar, işçilerin üzerinde “bu işyerinde sendika istemiyoruz” yazan bir belgeyi imzalamaya zorlandığını öne sürdüler.
İşten atmaların başlaması ve işçiler üzerindeki baskıların artması sonucu sendikanın görüşme taleplerini geri çeviren işveren vekilleri, Deri İş Sendikası Tuzla Şube Başkanı Binali Tay ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde, “Şirketimiz atılan işçileri asla geri almaz bu şirket prensibidir. Mahkeme sonucunda kesilen ceza ne ise para olarak ödemeye hazırız” dedi.
Çalışanlar ile sendika yöneticilerinin verdiği bilgilere göre, Genel Müdür Francesco Lasorte, üç işçinin çıkarılmasından sonra, 19 Aralık 2012 tarihinde işçileri fabrika içinde topladı. Tüm işçilere kıdemlerine göre 20-26 Euro zam yapılacağını, yıl sonunda her işçiye 250 Euro prim verileceğini, işyerinde yılbaşı eğlencesi yapacaklarını ve yeni yılda “işyeri temsilciği” oluşturacaklarını ve 10 işçi temsilcisinin seçileceğini ve her ay bu temsilcilerle toplantı yapacağını açıkladı.
İşten atılan işçiler Serbest Bölge'ye alınmadı
İşten atılan işçilerin fabrika önünde sürdürmek istedikleri eylemlerine Serbest Bölge Müdürlüğü izin vermedi. İşçilerin serbest bölgeye girişi yasaklandı. Bunun üzerine işten atılan işçiler gümrük girişine kurdukları çadırda beklemeye başladılar.
8 Ocak tarihinde beş yıldır şirkette çalışan ve sendika üyesi olan Münevver Uyar da işten atıldı. Yaklaşık 1,5 yıl önce ortaya çıkan boyun fıtığı ve bel fıtığı tedavisi için aldığı izinlerden yönetimin rahatsız olduğunu, gördüğü baskıyı resmi kurumlara ilettiğini anlatan Uyar, yaşadığı süreci şöyle anlatıyor: “Sık sık izin almak zorundaydım tedavi için, hem bel fıtığı, hem de boyun fıtığı ortaya çıkmıştı. Ardından üzerimde baskılar arttı. İşten istifa etmeye zorlanıyordum. Daha önce oturarak çalışıyordum. Yerimi değiştirip beni ayakta çalışmaya zorladılar. Dayanmak zorundaydım, küçük kızımla birlikte yaşıyorum, işsiz kalamazdım. Başka gelirim yok. Sendikalı olduğumu öğrendiklerinde tazminatsız bir şekilde beni işten attılar.”
Deri-İş Sendikası yöneticileri, 18 Aralık tarihinden bu yana “anayasal haklarını kullandıkları için işten atılan işçilerin tekrar geri dönmesi için çaba harcadıklarını” söylüyor. İşveren sendikanın çağrılarını yanıtsız bırakırken, işten atılan işçiler ise Serbest Bölge girişinde kurdukları çadırlarda bekliyor.