ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımları delmek, kara para aklama gibi suçlamalarla bir yılı aşkın süredir ABD'de tutuklu olarak yargılanan İran asıllı işadamı Reza Zarrab'ın davasını izleyen CHP'li Erdal Aksünger "Bu davanın ucu patron kimse ona dayanır" dedi.
Türkiye'ye bu davadan dolayı büyük bedeller ödetilebileceğini belirten Aksünger, "Garip sorular var. Mart 2016'da Zarrab niye gitti? Bu çok ilginç. Bütün görüntüleri gördüm çok rahat gidiyor, hiç de tutuklanacak havasında değil. Acaba bir anlaşma için mi gitti? Sarraf'ı ilk gördüğümde şaşırdım. Sanki bir sağlık yerine götürmüşler, inceltmişler tarzında bir durumu vardı. Çok daha genç bir adama dönüşmüş" ifadesini kullandı.
Aksünger, Emine Erdoğan'ın da Sarraf'ın avukatları tarafından dava dosyasına dahil edilmiş olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, ABD’de izlediği Reza Zarrab davasına ilişkin izlenimlerini açıkladı. Zarrab’ın çok rahat olduğunu ve adeta ‘forma’ sokulduğunu belirten Aksünger, ABD gitmeden bir anlaşma yapmış olabileceğini söyledi. Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla’nın da hiç gergin olmadığına dikkat çeken Aksünger “Sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Halk Bankası’nın davaya dahil edilecek olması zaten içeride aşikardı. Peki ondan sonra Hakan Atilla neden gidiyor Amerika’ya? Gittikten sonra orada dolaşıyor. Bazı görüşmeler yapıyor. Sonrasında neden dönerken tutuklanıyor? Girerken tutuklanmıyor dönerken tutuklanıyor?” sorularını yöneltti.
CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenleyen Aksünger, Sarraf davasına ilişkin gözlemlerini paylaştı:
Soruştuma davasında patron var: Türkiye’nin girdiği bu sıkıntı içerisindeki bir ayak oyunları da çok net gösteriyor. Bu dava Türkiye’yi sonunda öyle bir hale getiriyor ki, bence şu anda zaten getirdi. Bu konjöktürde Türkiye’nin bazı devletlere karşı belki de belini bükmeye kadar getirecek. Bu bir şantaj davası kabul. Ama bu, davanın içindeki hepsinin aslında suçsuz olduğu anlamına da gelmez. Gördüğüm kadarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşmalar yapmış, bir kısmı lobi anlaşmaları, bir kısmı avukatlık anlaşmaları. Bu dava Türkiye’ye bedel ödetmemeli. Bu davanın ucu patron kimse ona dayanır. Davanın soruşturma dosyasında patron var.
17-25 Aralık'ın uzantıları uluslararası oldu: Türkiye çok önemli sıkıntılı bir dönemeç ile karşı karşıya. Uluslararası hukukun gereğini yapmadığından dolayı önümüze çok büyük sıkıntılar geleceğini daha önceden söylemiştik. Acaba Türkiye mi bedel ödeyecek, yoksa gerçekten kurulmamış mahkemelerden kaynaklı olarak birilerine bedel çıkartılıp pazarlık mı yapılacak bununla ilgili? Bunun siyasi dava olduğunu, olacağını çok önceden söylemiştim. Türkiye’de hiçbir zaman mahkeme kurulmadı. 17-25 Aralık, aslında 17 Aralık, 25 Aralık farklı bir şey. Onun uzantıları uluslararası oldu. Bugün zaten ortaya çıkmıştı ama bir mahkeme yüzü hiç görmedi bunların hiç birisi. Hiçbir mahkemede aklanmak veya ceza almak gibi pozisyonda kimse olmadı.
Atilla neden dönerken tutuklanıyor?: Garip sorular var. Mart 2016’da Sarraf niye gitti? Bu çok ilginç. Bütün görüntüleri gördüm çok rahat gidiyor hiç de tutuklanacak havasında değil. Bu rahatlık nereden geliyor? Acaba bir anlaşma için mi daha önceden planlanmış bir konu yoksa bir sürpriz mi bu? Bütün telefon kayıtlarını hiçbir direniş olmadan hatta şifrelerini, kayıtlarının hepsini federallere veriyor. Garip bir durum. Davaya baktığımızda sonrasında Halk Bankası’nın davaya dahil edilecek olması zaten içeride aşikardı. Peki ondan sonra Hakan Atilla neden gidiyor Amerika’ya? Gittikten sonra orada dolaşıyor. Bazı görüşmeler yapıyor. Sonrasında neden dönerken tutuklanıyor? Girerken tutuklanmıyor dönerken tutuklanıyor?
Emine Erdoğan'ı da dahil etmişler: Ben de garipsemiştim. Emine Erdoğan’ı savcılar mı koymuş bu işin içine diye merak ettim. Araştırınca şunu gördüm; Emine Erdoğan’ı o dosyaya dahil eden Reza Zarrab’ın avukatları. TOGEM-DER’in yetkilileri tarafından söylenen, ‘Bizim kurucumuz Emine Erdoğan’ diyorlar. 150’ye yakın yardım yapılmış Sarraf tarafından bu derneğe. Dosyanın içine Emine Erdoğan’nın da fotoğrafı konmuş Sarraf’ın avukatları tarafından. Gördüğüm kadarıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti anlaşmalar yapmış bir kısmı lobi anlaşmaları bir kısmı avukatlık anlaşmaları.
Zarrab forma girmiş: Davaya Rıza Sarraf’ı getirdiklerinde Sarraf’ı gergin gördüm. Mehmet Hakan Atilla gergin değildi sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu. Sarraf’ı ilk gördüğümde şaşırdım. İnanılmaz zayıflamış. Zaafiyet geçirmemiş ama sanki bir forma girmiş, bir sağlık yerine götürmüşler inceltmişler tarzında bir durumu vardı. Çok daha genç bir adam dönmüş. Tedirginliği çok belliydi. Dönüp dönüp arkasına bakıyordu.
15 tanık: Dava şu şekilde sürecek. 15 tane tanıktan bahsedildi daha fazla da olabilir bilmiyorum. 30 Ekim’e kadar savunma bütün dosyaya gerekli olanları koyacak. 27 Kasım saat 9.30’da bu dava tekrar başlayacak.
Bir pazarlık yürüyor ortada: Türkiye’yi yönetenler ilgilenmiyor mu? İlgileniyorlar orada çok ayrıntılı görüşmeler yapıyorlar. Herkesle bir pazarlık yürüyor ortada. Soru şu; ‘Acaba burada kim mahkum olacak?’ Türkiye mi mahkum olacak? Yoksa gerçekten de bir adalet yüzü görecek de, birileri Türkiye Cumhuriyeti Devleti mahkemelerindeki o olması gerekirken yapmıyorlar. Orada bir mahkumiyet kararı çıkarsa adaleti biz orada mı arayacağız?
Türkiye'ye bedel ödetilmemeli: Bu dava Türkiye’ye bedel ödetmemeli. ‘Komplo’ diyenlere, ‘Komployu siz yapmışsınız’ diyorum. Bu dava kurgulanırken bir sürü insanın içinden çıkartıldığını gördüm. Flu yerlerinde FETÖ’cular ya kendi adamları ya da koyulmaması gereken insanları koymamışlar. O görülüyor belli. (DHA)