Zaman yazarı Turhan Bozkurt, Fethullah Gülen cemaati bünyesinde görüldüğü için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hükümet ve hükümete yakın medya tarafından hedef alınması üzerine "ilk kez devlet eliyle banka batırılmaya çalışılıyor" tartışmalarına neden olan Bank Asya'nın BDDK'nın 70. maddesi kapsamına alınarak devlet gözetimine tabi tutulmasına ilişkin, "Mevduatı devlet garantisi altında olan, bu kadar saldırıya rağmen yükümlülüklerini tıkır tıkır yerine getiren Bank Asya’ya verilen her kuruş zararın hesabı dönüp dolaşıp BDDK’dan sorulacaktır" dedi. Bozkurt, sözlerine referans olarak "Biz demiyoruz; Anayasa’nın teşebbüs hürriyeti ve sözleşme hakkı ile ilgili maddeleri, bankacılık ve SPK kanunları diyor" ifadesini kullandı.
Turhan Bozkurt'un Zaman'da "Bu şantaj mahkemede biter!" başlığıyla yayımlanan (6 Eylül 2014) yazısı şöyle:
“Ülkemizde bankacılığın 1933’te ilk kez özel olarak düzenlendiğinden bu yana ‘bankacılık sisteminin istikrarını ve sağlamlığını koruma misyonu ve görevini’ yüklenmiş olan kamu yönetiminin denetim standartları açısından mali yapı sorunu olmayan bir bankayı açıkça politik olarak hedef tahtasına oturttuğuna, onu sorunlu hale getirmeye hatta batırmaya çalıştığına ilk kez şahit oluyorum.
Batması gerektiği halde korunup kollanıp batırılmamış olan bankalar biliyorum. Ama iyi durumdayken, özellikle kamu yönetimince zayıflatılıp batırılmış bir banka bilmiyorum. Sadece ülkemizde değil, demokratik gelişmiş bir ülkede böylesi bir davranış örneğini açıkçası bilmiyorum. Bilen var ise ve hatırlatır ise ben de öğrenmiş olurum.” Eski Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Ali İhsan Karacan, Bank Asya’nın hükümet marifeti ile aylardır maruz kaldığı karalama kampanyasına bu satırlarla tepki gösterdi. Bankacılık Kanunu çiğnenirken, bankalara duyulan güveni sarsacak nitelikte asılsız haber ve yorumlar ayyuka çıkarken sektörü gözetmekle yükümlü şahıs ve kurumların sessizliği kabul edilemez.
Bank Asya yönetimi gelinen noktada itidal ve makuliyet aramanın manası kalmadığını belirterek, başta Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), TMSF, SPK ve Borsa İstanbul olmak üzere mali haydutluğa yeltenenler hakkında kanunun verdiği yetkileri kullanmayan kamu görevlilerini mahkemeye vereceğini açıkladı. Bank Asya’da ortaklığı bulunan, Borsa’dan hissesini alan veya katılım hesabı açtıran mudinin uğradığı zararın hesabını birilerinin vermesi lazım. Bankacılık Kanunu sadece bankacıları kapsamıyor. BDDK ve SPK da kanun karşısında mesul. Son yalan haberi önceki gün sahibi belirsiz Sabah Gazetesi yayımladı. Milletin vergileri ile sübvanse edilen Anadolu Ajansı ‘edinilen bilgiye göre’ diyerek 70. madde yalanına devlet garantisi sunmaya kalktı. Sabah ve AA’nın yaranma telaşını biliyorduk da uluslararası haber ajansı Reuters sıkı düzenlemelere tabii bir sektörü yakından ilgilendiren haberi abonelerine nasıl geçti? Reuters, BDDK’nın resmi sitesinde olmayan bir kararı nasıl alınmış gibi haberleştirdi? Bank Asya’nın görüşü niye alınmadı? Üstelik Bank Asya’nın kamu görevlileri hakkında suç duyurusu yapacağı yönündeki yazılı açıklamayı fikri takip açısından aynı Reuters hangi saikle servis etmedi? Reuters’in şef editörleri, evrensel gazetecilik ilkeleri ile manipülasyon kokan bu tavrı nasıl bağdaştırıyor? Sabah ve AA, hükümetin verdiği ‘paniği artırın ve zor duruma düşürün’ bilgi notunun icabını takla atarak yerine getiriyor ve hukuku ayaklar altına almaktan içtinap etmiyorlar. Reuters’in aynı karede yer alması hakikaten esef verici. Bu haber, ajansın tarihinde kara bir leke olarak kalacak. Belli ki hükümet aylardır sürdürdüğü yıkım müteahhitliğinde medyayı daha aktif kullanmak istiyor.
Hükümetin 17 Aralık ve 25 Aralık yolsuzluk soruşturmalarını örtbas etmek için çiğnemediği kanun, çöpe atmadığı Anayasa maddesi mi kaldı? Fakat bankacılık gibi ekonominin deniz feneri mevkiindeki sektörü yağma sofrasına meze yapmak BDDK üyelerini ağır bir mesuliyet altında bırakır. Geçmiş kurul başkan ve yardımcılarından bazılarının mahkemelerde nasıl ter döktüğünü hatırlatıp geçiyorum; tazminat ve hapis cezası taleplerini hafife almasınlar. Bugün siyasi irade ‘arkanızdayız’ taltifleri gönderir. İş mahkemeye intikal edince o şifahi emirleri verenler ortalıktan kaybolur. BDDK kurumsal olarak bunun rüzgârına kapılıp tarafsızlığına gölge düşürecek tavır ve kararlardan uzak durmalıdır. Savcılar çağırdığında bir bankayı bile bile batırmanın hesabını yine kurul üyeleri verecektir. BDDK, Bank Asya yahut başka bir banka hakkında her ne karar aldı ise dün olduğu gibi bugün de resmi internet sitesinde ‘duyurular’ bölümünde yayımlamalıdır. Kulaktan dolma bilgiler, isminin açıklanmasını istemeyen yetkili türünden kulis haberlerine Bank Asya’ya gelince müsamaha gösterilmesi, Bankacılık Kanunu madde 74’ün açık ihlalidir. Cezası 5 yıla kadar hapistir. Para cezasına bile çevrilemez. Ayrıca hissedarlar Anayasa Mahkemesi’ne, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) ve uluslararası Tahkim’e müracaat edebilir. Devlet eliyle bankanın zor duruma düşürüldüğünü ve BDDK gibi yetkili kurumların olup bitene seyirci kaldığını belirterek bu yolla uğradığı zararın, yetkililerin her birinden ayrı ayrı tazmin edilmesini talep edebilir. 70. madde yalanına kaynak olarak BDDK/TMSF yetkilisi gösterilmişti. Bunu tekzip etmeyen her iki kurumun bundan sonra yapacağı işlemler de şaibeli olacaktır. Karar alındı ise niye şeffaf biçimde kamuoyu ile paylaşılmadı? Artık BDDK’da kurul toplanmadan kurulun gündemini havuz medyası mı tayin ediyor? Kurul bağımsızlığı ağır bir yara aldı. Mali yapısı düzgün olsa bile böyle bir iftiraya hangi banka dayanabilir? BDDK 17 Aralık’tan sonra haberlerde Halkbank’ın ismi geçtiği için uzun uzun açıklama yapmıştı. Bank Asya söz konusu olduğunda hissedarların, mudilerin, vatandaşın aynı hassasiyeti beklemesinden daha tabii ne olabilir? Bank Asya’ya kadirşinas insanımızın verdiği desteği bir kenara not edelim. Böyle bir destek o insanların ülkesine, bankalarına olan inancını gösterir. Ama bu örnek davranış, otoritenin ayıbını ortadan kaldırmaz. Görev kusuru işleyenlerin başına neler geldiğinin en son örneği Yukos vak’asıdır. Putin, Tahkim Mahkemesi’nin kararına göre şirketi haksız biçimde kamulaştırdığı için Yukos ortaklarına 50 milyar dolar ödeyecek. Hükümetin 17 Aralık’tan sonra uydurduğu ‘paralel’ yalanında hedefe koyduğu Bank Asya’ya evvela bağımsız BDDK sahip çıkmak mecburiyetinde. Mevduatı devlet garantisi altında olan, bu kadar saldırıya rağmen yükümlülüklerini tıkır tıkır yerine getiren Bank Asya’ya verilen her kuruş zararın hesabı dönüp dolaşıp BDDK’dan sorulacaktır. Biz demiyoruz; Anayasa’nın teşebbüs hürriyeti ve sözleşme hakkı ile ilgili maddeleri, bankacılık ve SPK kanunları diyor.
Son bir not: Aziz okur, taşların bağlanıp köpeklerin salıverildiği ibretlik günlerden geçerken karanlığa küfretmek yerine bir mum da sen yak lütfen! Bank Asya’ya nasıl sahip çıkılırmış göstermeye devam et.