Gündem

Zaman'a göre Sabah, Avrupalı vekilin sözlerini de çarpıtmış

Zaman: Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bazı işadamlarından ihale karşılığı para toplatarak aldırdığı iddia edilen Sabah gazetesi yine çarpıtma bir habere imza attı

03 Şubat 2014 09:40

Zaman gazetesi, dün Sabah'ın Avrupalı vekillerin sözleri olduğunu iddia ederek Fethullah Gülen'e atfen "Türkiye'ye dönüp hesap versin" başlığıyla manşetten verdiği haberde vekillerin sözlerinin çarpıtılarak verildiğini iddia etti.

"Sabah, gazeteciliğin tüm ilkelerini ihlâl etmeye devam ediyor" sözleri ile gazeteyi eleştiren Zaman, İngiliz vekil Andrew Duff'ın "bir kısım Türk medyasında çarpıtmanın çok kolay yapıldığı" sözleri ile Sabah'ı yalanladığını öne sürdü. Zaman'ın haberi yalanlarken "Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bazı işadamlarından ihale karşılığı para toplatarak aldırdığı iddia edilen gazetenin" ifadelerini kullanması is dikkat çekti.

Zaman'da yer alan haber şöyle:

Sabah, gazeteciliğin tüm ilkelerini ihlâl etmeye devam ediyor. Başbakan Erdoğan’ın bazı işadamlarından ihale karşılığı para toplatarak aldırdığı iddia edilen gazetenin dünkü manşetine bizzat ifadelerine yer verilen Avrupalı vekillerden itirazlar yükseldi. Liberal İngiliz siyasetçiler Andrew Duff ve Graham Watson, ifadelerini çarpıtan gazeteye tepki gösterdi. 

 

Andrew Duff: Basının bir kısmı çok kolay çarpıtıyor

 

Avrupa Parlamentosu (AP) üyesi Andrew Duff, Fethullah Gülen’le ilgili dün Sabah gazetesinde yer alan sözlerinin çarpıtıldığını söyledi. ‘Türkiye’ye dönüp hesap versin’ başlığıyla verilen haberdeki açıklamaları için ‘seçici iktibas’ ifadesini kullanan Avrupalı vekil, ‘bir kısım Türk medyasında çarpıtmanın çok kolay yapıldığını’ belirtti. Gülen’in kısa bir süre önce İngiliz televizyonu BBC ve Amerikan Wall Street Journal gazetesine verdiği mülakatları da takip ettiğini söyleyen Duff, “Gülen’in bu açıklamalarını gördüm ve bunlara saygı duyuyorum.” dedi.

Avrupa için Liberaller ve Demokratlar İttifakı (ALDE) grubu üyesi siyasetçi, Sabah’ta çıkan haberin tamamını tercüme ettirdiğini ve gazetenin kendisinin ağzından verdiği ifadeleri cımbızlayarak kullandığını belirtti. “Benim söylediğim, Erdoğan’ın Gülen hakkında yaptığı gibi iddiaların Avrupa’da uygun bir şekilde bağımsız bir soruşturmanın konusu olacağıydı. Eğer bu Türkiye’de ayarlanabilirse, Gülen böyle bir şeye katılmaya hazır olmalı. Bir mahkeme yargılamasından bahsetmedim. Ben (Gülen’in) Humeyni gibi devleti ele geçirmek için dönmeyi planladığını düşünmenin saçma olacağını ancak daha fazla şeffaflığa ihtiyaç duyulduğunu söyledim.” dedi. Duff, gazete ile söyleşisinde Hizmet hakkındaki övücü ifadelerine de yapılan haberde yer verilmediğini belirtti. “Ben Hizmet’in yardım faaliyetleri ile pek çok dürüst işadamı ve saygın demokratın hareketin üyeleri olduğu gerçeğini de övmüştüm.” şeklinde konuştu.

Sabah ise Duff’ın ağzından şu ifadeleri kullanmıştı: “Eğer bunun bir komplo olmadığını, Gülen’in Humeyni gibi olmadığını, devleti devirmeye çalışmadığını ve paralel bir network gibi kurmadığını kanıtlamak istiyorsa o zaman Türkiye’de bir kamu soruşturmasının konusu olmaya hazırlanmalı.”

 

Gülen’in açıklamalarına saygı duyuyorum

 

Gülen ve hareket hakkındaki iddiaların yeni olmadığı ve pek çok kez kamuoyuna yapılan açıklamalarla cevaplandığı; örneğin Gülen’in kısa bir süre önce hem İngiliz televizyonu BBC hem de Amerikan Wall Street Journal gazetesine mülakat verdiği hatırlatılan Duff cevaben “Evet, Fethullah Gülen’in bu açıklamalarını gördüm gerçekten ve bunlara saygı duyuyorum.” ifadelerini kullandı. “Daha az titiz olan bir kısım Türk medyasında çarpıtılmak çok kolay.” diyerek sitem etti.

Duff’ın da aralarında olduğu 4 milletvekili, 20 Ocak’ta AP’nin 2013 Türkiye İlerleme Raporu’na verdikleri bir değişiklik önergesi ile hükümetin yolsuzluk soruşturmalarına yönelik tavrını sert şekilde eleştirirken, Hizmet Hareketi’ne de “şeffaflığını ilerlet” çağrısı yapmıştı. Hareket de, Brüksel merkezli Kültürlerarası Diyalog Platformu’ndan (IDP) yapılan açıklamada önergeyi memnuniyetle karşıladığını açıklamış, tüm iddiaların tarafsız bir şekilde araştırılması gerektiğini belirtmişti.

 

Graham Watson: İfadelerimin çarpıtılmasından üzgünüm

 

Avrupa Parlamentosu’nun en kıdemli siyasetçilerinden ve Avrupalı Liberallerin lideri Graham Watson, Sabah gazetesinde dün manşetten yayınlanan haberden üzüntü duyduğunu ve hayal kırıklığına uğradığını söyledi. İfadelerinin manasının mülakatta çarpıtıldığını ifade eden Watson, Türkiye’nin şu an en temel siyasi meselesinin yolsuzluklar ve hükümetin yolsuzluklara ilişkin tavrı olduğunu vurguladı ve hükümetin yolsuzluk iddialarına yönelik tavrının tatmin edici olmaktan uzak olduğunun altını çizdi.

“Sabah’taki mülakatta sözlerime farklı manalar yüklenmesine üzüldüm. Gülen Hareketi, kendisine ilişkin verilen şeffaflıkla ilgili değişiklik önergesini desteklediğini zaten kamuoyuna açıkladı.” diyen Watson, “Şeffaflık ve açıklık çağrısı Türkiye’deki siyasi tartışmanın bütün tarafları için geçerli. Şeffaf olması gerekenin sadece Gülen Hareketi olmadığı da aşikâr.” dedi. Watson, mülakat talebinde bulunan gazetecinin kendisine bir belgesel yaptıklarını söylediğini, ifadelerinin bir günlük gazetede yayınlanacağını da bilmediğini ifade etti.

Türkiye’nin an itibarıyla asıl sorununun hükümetle ilgili yolsuzluk iddiaları olduğuna dikkat çeken Watson, “Hükümetin iddialara yönelik şu ana kadar verdiği tepkiden tatmin olmadım.” dedi.

 

Erdoğan'ı uyarmıştı

 

Watson, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 21 Ocak’taki Brüksel ziyareti arifesinde Brüksel merkezli EUobserver haber sitesinde yazdığı makalede hükümeti sert şekilde eleştirmişti. Başbakan’ın iddialara ilişkin tavrının yolsuzlukların derin olduğu ve yargıyı yürütmeye bağlamaya çalıştığı izlenimlerini tahkim ettiği uyarısı yapmıştı. Hükümetin HSYK’ya ilişkin teklifinin de kuvvetler ayrılığı ilkesine ilişkin endişeleri artırdığına vurgu yapan Watson, “Başbakan’ın oğluna yönelik iddialar görevde kalıp kalamayacağına ilişkin sorulara sebep oluyor. Krizin ele alınış şeklinde kuvvetler ayrılığına hiçbir saygı gösterilmemesi, davaları soruşturan savcılar üzerinde korkunç baskı yaratmış, çok sayıda üst düzey polis memurunun kovulmasına, yer değiştirmesine, taciz ve tehdit edilmesine sebep olmuştur.” demişti. Watson, aynı makalede Hizmet Hareketi için “hükümetin reformcu müttefikleri” ifadesini kullanmıştı.