Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Fethullah Gülen cemaati ile dershane tartışması hakkında söyledikleri Zaman gazetesinde ayıklanarak yayımlandı.
Erdoğan'ın ATV ve A Haber ortak yayınında dün dile getirdiği şu ifadeler Zaman gazetesinin bugünkü 21 Kasım 2013 tarihli nüshasında yer almadı:
"Cemaat mensubu kardeşlerimizin ellerindeki yayınlarla, hilaf-ı hakikat, gerçeklere aykırı iddialarla bize saldırmalarını anlamakta zorluk çekiyoruz. Biz belli bir grubun değil, tüm milletin iktidarıyız. Kendileri de bizi anlayışla karşılamaları lazım. Bu sürdürdükleri kara kampanyayı durdurmaları lazım."
"Hazırlanan bu taslak daha bize sunulmadan atılan gazete başlıkları çok çirkindi. 'Bir gece baskını' başlığı yenilir yutulur değildi. Bu taslak Meclis'e gelmiş mi? Bir taraftan taslak diyeceksin, bir taraftan 'gece baskını' diyeceksin."
"Onların kullandığı dil gönül dili değil. Biz gönül dilimizi sürdüreceğiz. Karşı taraftan da gönül dilini kullanmasını istiyorum."
Zaman gazetesinde (21 Kasım 2013) Erdoğan'ın açıklamalarına şu şekilde yer verildi:
Kapatma kararını çoktan verdik
Başbakan Tayyip Erdoğan, Atv ve Ahaber ortak yayınında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Başbakan’a ilk olarak Diyarbakır’da hafta sonu gerçekleştirilen ve Kuzek Irak Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani ile Kürt sanatçı Şivan Perwer’in de katıldığı program soruldu. ‘Kürdistan’ ifadesini kullanmasının eleştirilmesi konusuna değindi. Muhalefeti tarihi bilmemekle suçladı. Mustafa Kemal’in ilk Meclis’teki konuşmalarından örnekler verdi. “O halde Gazi Mustafa Kemal de bölücü mü?” ifadelerini kullandı. Diyarbakır’daki sözlerinin genel af olarak yorumlanmasına tepki gösterdi. Barzani’nin Kuzey Irak’a döndükten sonra ‘her şey yolunda giderse Öcalan’ın affedilebileceği’ yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine, “Barzani böyle bir şey söylemişse yanlış yapmış. Bu konu onun ilgi alanı değildir. Yargı hükmünü vermiştir.” dedi.
Başbakan’a dershanelerle ilgili tartışmalar soruldu. Dershanelerin kapatılmasıyla ilgili kararın çok daha önce verildiğini söyledi. Erdoğan, “Bu bugün gündeme gelmiş bir konu değil. İktidar olduğumuzda ‘eğitimde de reform adımları atalım’ dedik. Ben Milli Eğitim bakanı arkadaşlarımın hepsinden de bunu istedim. Taa 2003’ten bu yana görüşülen bir mesele. Gelin bu dershaneleri okula dönüştürün. Apartman katlarında dershaneciliğin bitmesi lazım. Dönüşmeyenlerle ilgili para cezasından vs bahsediliyor. Böyle bir şey yok. Ancak tabi ki bir müeyyidesi olacaktır. ” dedi.
Biz darbe hükümeti değiliz
Recep Tayyip Erdoğan’a, Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “Bu müesseseler milletin. Yeter ki hizmet etsin ama kapanmasın. ‘Biz idare edelim’ hırsımız yok. Kim yönetirse yönetsin’ teklifi de soruldu. Şöyle cevap verdi: “(İsteniyorsa biz bunları devlete veririz) diyorlar. Kusura bakmasınlar ama biz darbe hükümeti değiliz. Kurun okulları, sizden hizmet satın alalım. Böyle bir kavgaya gerek yok. Kara kampanya bizi ciddi manada üzmüştür. Etüt salonlarının, okuma salonlarının kapatılmasına yönelik bir şey yok. Ortaya çıkmış tasarı henüz yok. Son brifing bu Bakanlar Kurulu toplantısında verildi.”
Arayış içinde değiliz, geri adım yok
Hazırlanan kanun taslağıyla ilgili son durumun ve hükümetin bundan sonraki tavrının ne olduğunun sorulması üzerine şunları söyledi: “Bunun kararını vermişiz. Arayış içinde değiliz. Geri dönüş söz konsu değil. Gelinen noktada artık dershane anlayışının yürümesi mümkün değil. Pazartesi günü bize yapılan sunumda tespit ettiğimiz eksikler üzerinde çalışılacak. Dışarıdan alınması gereken destekler varsa alınacak. Görüşülmesi gereken STK’larla görüşün dedik. Bundan sonraki Bakanlar Kurulu’na daha hazır, tamamlanmış halde getirin dedik. Eğer muhataplarımız durumunda olan kardeşlerimiz farklı taleplerle bizim karşımıza geleceklerse bu çerçevenin içinde ele alınacak. Bu taslak Meclis’e gelecek. Ve Meclis’ten biz bu yasayı geçireceğiz. Siz şekil vermek istiyorsunuz. Hayır. Bu sektördeki payınız yüzde 25. Ama ses büyük. Bir başbakan olarak söyleyeceklerimi söylüyorum. Bundan sonra da bu konuda konuşmam. İşin icra safhasına geçerim. Arkadaşlarım gerekenleri konuşurlar. Yapacak başka işlerimiz de var.”