Ankara’daki eylemlerin tanınan siması, Yüksel Caddesi’nin Perihan Ablası, ‘işimi geri istiyorum’ eyleminden katliam davalarına, çevre eylemlerinden anma etkinliklerine kadar yıllardır her eylemde en önde yer alıyor. Evinde hazırladığı dövizlerle eylemlere katılan 74 yaşındaki Perihan Pulat, Yüksel Caddesi’nde akademisyen Nuriye Gülmen’in başlattığı “işimi geri istiyorum” eylemlerinde defalarca polis tarafından darp edildi, gözaltına alındı.
Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a konuşan sayıştay emeklisi Perihan Pulat, her eylemde en önde olmasının nedenini, “Sesini duyurmaya çalışan gördüğümde dayanamıyorum” sözleriyle açıklıyor. İlham kaynağı ise Behice Boran…
"Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez"
Pulat, Türkiye İşçi Partisi’nin son Genel Başkanı Behice Boran’ın “Örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemez” sözünün kendisini nasıl etkilediğini şu sözlerle anlattı:
“Yıllar önce Ankara’nın kenar mahallelerinde iş çıkışında yaşlılara okuma yazma öğretir, sosyalizmi anlatırdık. Gündüzleri de çalıştığımız yerlerde işimizin en iyisini yapardık. Behice Hanım bize, ‘Sosyalizmde neler yapmanız gerektiğini bilmeniz, ne iş yapıyorsanız en iyisini yapmanız gerekiyor’ derdi. Geceleri sokağa çıktığımızda ‘sosyalizmin bayrağını meclise asacağız’ diye yazılamalar yapıyorduk. Gece sokakta, gündüz işte hayatımız geçti.”
“Burada üç kişinin ekmeği değil emek mücadelesi var”
Yüksel Caddesi’nde ihraçları protesto edenleri ilk gördüğünde “Ekmeğini istemenin ne olduğunu bilen birisi olarak yanlarında olmam gerek” dediğini söyleyen Pulat, İnsan Hakları Anıtı önündeki her eyleme katıldı. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın tutuklanmasının ardından eylem yasağı konulan Yüksel Caddesi’ndeki her açıklamada da en önde yer alan Perihan Pulat, polisin müdahalesi sırasında defalarca yerlerde sürüklenerek gözaltına alındı, yakın mesafeden sıkılan biber gazı nedeniyle fenalaştı.
Pulat, neden Yüksel Caddesi’nde olduğunu şöyle anlatıyor: “Yoksulluğu yaşamış birisi olarak onların taleplerini yüreğimde hissettim. Burada üç kişinin ekmeği değil emek mücadelesi de var. Yüksel Caddesi’ndekiler yalnızca kendilerinin ve KHK’lıların değil dünyadaki tüm emekçilerin haklarını savunuyorlar. Bütün kış, gece-gündüz, yağmur-çamur, kar dinlemeden onlarla birlikte Yüksel Caddesi’nde oturdum. Orada ne yapmamız gerekiyorsa imza toplamaktan çay getirmeye hepsini yaptık.”
"Karar verdim 100 yaşına kadar yaşayacağım"
Yüksel Caddesi’ndeki eylem sırasında bir polisin kendisine “Sen daha ölmedin mi!” demesi üzerine “Karar verdim 100 yaşına kadar yaşayacağım” cevabı verdiğini hatırlatan Pulat daha önce katıldığı hiçbir eylemde bu kadar sert müdahaleyle karşılaşmadığını söyledi.
Vücudunun her yerinde izler olduğunu, gözaltına alınırken yerlerde tekmelendiğini anlatan Perihan Abla, “Daha önce çevre eylemlerinde gözaltına çok defa alındım, yerlerde de sürüklendim. Ama Yüksel Caddesi’ndeki gibi oramı buramı kırmaya çalışarak, boğazımı sıkarak hiç gözaltına alınmamıştım. İlk defa ters kelepçeyi burada taktılar bana. Vücudumdan tırnak izleri, morluk eksik olmuyor” dedi.
"Nuriye'yi de çıkaracağız"
Semih Özakça’nın serbest bırakılmasına çok sevindiğini söyleyen Pulat, “Nuriye’yi de çıkaracağız” diye konuştu. Biyolojik çocuğunun olmadığını, Gülmen’i kendi çocuğu gibi sevdiğini söyleyen Perihan Abla sözlerine şöyle devam etti: “İlk defa Yüksel Caddesi’nde tanıştım Nuriye, Semih, Acun ve diğerleriyle. Daha önceden isimlerini duysaydım, kafa yapılarını bilseydim hemen yanlarına gidip onlara sarılmak isterdim. Daha önceden arkadaş olmak isterdim. Onlar eğitimlerini tamamlamışlar, insanlığın insanı olmuşlar. Polislere inat hepsi için 100 yaşına kadar yaşayacağım!”
Dava 14 Mart'a ertelendi
Yüksel Caddesi’ndeki ‘İşimi Geri İstiyorum’ eyleminin 100’üncü gününde eylemcilerin halay çektiği sırada polis müdahale etmişti. Perihan Pulat, Veli Saçılık ve Acun Karadağ’ın da aralarında bulunduğu eylemcilere 2911 sayılı toplantı ve gösteri yürüyüşlerine muhalefet ettikleri iddiasıyla dava açıldı. Bugün Ankara Adliyesi’nde görülen duruşmada savunma için ek süre istendi ve dava 14 Mart 2018’e ertelendi.