Gündem

'Yüksek yargı Meclis'e darbe yaptı'

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Anayasa Mahkemesi için ağır ifadeler kullandı, yüksek mahkemeyi "Meclis'e karşı darbe yapmakla" suçladı.

14 Mart 2010 02:00

T24 - AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, Anayasa Mahkemesi için ağır ifadeler kullandı, yüksek mahkemeyi "Meclis'e karşı darbe yapmakla" suçladı. Kapusuz, Anayasa Mahkemesi'nin türban kararını hatırlattı ve "411 oyla kabul edilen Anayasa değişikliğinin iptal edilmesi Meclis'e karşı darbe anlamına gelir" dedi.

AKP Karşıyaka İlçe Başkanlığının Karşıyaka Öğretmen Evinde düzenlediği etkinlikte konuşan Kapusuz, Türkiye'nin en temel konularından birinin Anayasa olduğunu söyledi.

Kapusuz, 1876 yılında başlayan anayasa çalışmalarının halk ihmal edilerek, belirli kesimler, elitler veya olağanüstü şartlarda askerlerin yazılı hale getirdiği anayasalarla bugüne gelindiğini, yürürlükteki 1982 anayasasının da 1980 ihtilali ürünü olduğunu ifade etti.

Kapusuz, bugüne kadar sadece AKP'nin değil, CHP ve MHP'nin yanı sıra sivil toplum örgütlerinin anayasa değişikliği konusunda çalışma yaptığını belirterek, "Bunu isteyen siyasi partiler, bugün 'anayasa değişikliği yapalım' dediğimizde her biri geri çekilmekte. 'Topyekun sivil, çağdaş anayasa yapmaktan vazgeçtik, Türkiye'nin temel çözümleri konusunda, paket üzerinde çalışıyoruz' dediğimizde herkes bahane buldu. Özellikle CHP paketin içinde ne var, içeriği nedir, bunları görmeden 'karşıyız, istemezük'; yetmedi 'Anayasa Mahkemesi'ne göndereceğiz' dedi. Allah aşkına neyi gördün de Anayasa Mahkemesi'ne göndereceksin?" diye sordu.

"Türkiye Cumhuriyeti anayasasının bu milleti kucaklamaya, çağı anlamaya, çağa uygun adım atmaya uygun olmadığını biliyoruz. Bu elbise dar geliyor. Bir paket hazırlıyoruz" diyen Kapusuz, "Bu hazırladığımız paketin çerçevesi yakın tarihte önce siyasiler olmak üzere tartışılacak. TBMM gündemine gelecektir. Biz bu anayasayı bugün küçük bir paket olarak, ama önümüzdeki dönemde bu millete bu konuyu her defasında ısrarla anlatarak çağdaş sivil bir anayazsa haline getireceğiz. Sadece AKP olarak kendi düşüncemiz değil, ama herkesin anayasası olabilecek bir düzenlemenin yapılması gayreti içinde olacağız" şeklinde konuştu.


Yargı ile ilgili tartışmalar

Türkiye'de yürütmeyi yargı, yargıyı yürütme kuşatıyor gibi tartışmaların yaşandığını, yaptığı araştırmada bu tartışmaların AKP dönemi ile sınırlı kalmadığını kaydeden Kapusuz, 1980 sonrası dahil olmak üzere konunun bütün dönemlerde tartışıldığını, dönemin devlet başkanı Kenan Evren'in bile anayasadan şikayetçi olabildiğini, yargıtay başkanının "bu anayasanın topyekun değişmesi gerektiğini" söylediğini, CHP'nin de "anayasadan kurtulunması gerektiğini" belirttiğini bildirdi.

Mevcut anayasa 15 kez değişikliğe tabi tutulduğunu ifade eden Kapusuz, "70'e yakın maddesi değiştirildi. Bugün değişikliğe kalkıştığınızda, sayın Baykal 'bu meclis böyle bir şey yapamaz' diyor. Bugüne kadar yapılmış 15 değişiklik, 70 madde... Dünkü meclisler bu değişikliği yapabiliyor da bugünkü meclisin değişiklik yapma iradesini kim elinden aldı? Sayın Baykal mı alıyor? Bu Meclis görevinin başında, her türlü yasayı yaptığı gibi anayasa da yapar, anayasa da bir yasadır. Onu da değiştirme iradesi vardır ve kullanır" dedi.

Kapusuz, "Meclislerin anayasa yapma yetkisi öyle kolay olmaz, böyle bir yetki verilmez' diyor. Onun anlayışına göre Türkiye'de bir ihtilal olacak, bir güç gelecek, mevcut anayasayı iptal edecek, ihtilal ürünü olarak anayasa yapacak öyle mi? Böyle bir beklentin mi var sayın Baykal? Tekrar bir anayasa yapmak için böyle sıkıntıları yaşamamız mı lazım? Asla. TBMM bu hakkı rahatlıkla dün kullandığı gibi bugün de kullanabilir" ifadelerini kullandı.


"TBMM'ye karşı darbe yapılmıştır"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz, mevcut anayasada değişikliklerin olmasına karşın cumhurbaşkanlığı seçiminin ilgili maddelerinin değişmediğini, 1982 anayasası sonrasındaki ilk cumhurbaşkanı Kenan Evren'in, ardından Turgut Özal'ın, Süleyman Demirel'in, Ahmet Necdet Sezer'in aynı madde ile cumhurbaşkanı olduğunu belirterek, "Ama ne zaman ki Abdullah Gül olacak, kıyamet koptu. 367 rezaleti yaşandı" diye konuştu.

Kapusuz, "Yetmedi 27 Nisan bildirileri, Cumhuriyet mitingleri ile Türkiye'de nelerin olduğunu hatırlayın. Parti kapatmadan tutun da birçok engeller, sıkıntılarla bugünlere geldik. Peki yürütme mi kuşatıcı, yargı mı kuşatıcıdır? Oradaki değişikliği kim yaptı? Anayasa Mahkemesi 367 ile ilgili karar aldı. Yargı olarak yürütmeye müdahale etti. Bu parlamentoda 4 tane grup var. İki maddelik anayasa değişikliği gündeme geldi. 411 milletvekili destek verdi. CHP Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Anayasa Mahkemesi 411 milletvekilinin yapmış olduğu düzenlemeyi iptal etti. Mevcut anayasa göre anayasa değişikliklerini iptal etme yetkisi Anayasa Mahkemesi'nde yoktur. Yapmış olduğu müdahaleyle TBMM'ye karşı darbe yapılmıştır. Elbette Anayasa Mahkemesi'nin kararları bağlayıcı. Ama yapılan haksızlığı, yanlışı, hatayı söylemek hiçbir zaman bu yanlışı ortadan kaldırmaz. Burada da bir müdahale var. Soruyorum size, parlamentoya, yasamaya müdahale eden kim? Yine yargı" dedi.

Ankara'da yolcu taşımayla ilgili mahkemenin karar alarak fiyatları 6 yıl geri çektiğini, burada müdahale edenin yine yargı olduğunu ifade eden Kapusuz, bir ara Akay Kavşağı'nın kapatılma kararıyla karşı karşıya kalındığını, "kentin ayağa kalkması" üzerine kısa süre sonra bir başka mahkemeden karar çıkarılarak durumun düzeltildiğini kaydetti.

Kapusuz, "Emin olun ne kadar özelleştirme kararımız var, ne kadar çok hükümetin icraatları var ki bunların birçoğu yargı kararıyla ortadan kaldırılmıştır. Yetkileri elinden alınmıştır. Bütün bunlara rağmen biz yargının denetleme yetkisini kabul ediyoruz ve gerekli görüyoruz" dedi.

Bütün bunların sebebinin mevcut anayasa olduğunu savunan Kapusuz, "Kimse yargıya müdahale etmesin. Ama üzülerek ifade ederim ki Ayşe, Mehmet, Hasan, Hüseyin vatandaş olarak yargının karşısına çıkar, kimse rahatsız olmaz. Ama sıfatınız, göreviniz, rütbeniz var, siz yargının önüne çıkartılmak istediğinizde alışılmadığı, normal kabul edilmediği için sıkıntı başlıyor" diye konuştu.


CHP'li Ahmet Ersin'in gizli tanıkla görüşmesi

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın "yatıp kalkıp" Ergenekon'u gündeme getirdiğini, ıslak imza konusunun doğru olmadığını söylemesine karşın ilgili kurumlardan bununla ilgili kararların çıktığını kaydeden Salih Kapusuz, "Hala bu konu üzerinde tartışma yapıyor. Yetmedi, İzmir Milletvekili arkadaşlarımızdan birisi ne hakimdir ne savcı, ne polistir ne ajandır, ne yetkisi var? Bir milletvekili sınırları içinde yargının içinde olması, yargıyı bu kadar rahatsız etmesi, yargı ile ilgili konularda mühadil olması fevkalade yanlıştır. Kendisi için, parlamento için, partisi için yanlıştır" dedi.

"Siz bir gizli tanıkla buluşuyorsunuz. Önce 'yok' diyorsunuz. Sonra kabul ediyorsunuz. 'Çantalı görüştüm, çantasız görüştüm' tartışmasında önce inkar ediyorsunuz, sonra kabul ediyorsunuz. Yani o çantanın içinde acaba bir takım kirli çamaşırlar mı vardı yoksa? Biz hiç kimseyi suçlamayız. Yargılama yetkimiz de yoktur" diyen Salih Kapusuz, "Ama görevi gereği yargının da elbette ifade alması, soruşturması, araştırması yetkisi dahilindedir. Her davet edilen, ifadesi alınan suçludur diye bir olay da yoktur. O halde yargının rahatça görevini yapabilmesi açısından, hukuk devletinde güçlülerin hukuku değil, hukukun egemen, demokrasinin egemen olduğu, herkesin yargılama süreciyle alakalı olarak rahatça yargılandığı, yasamaya, yürütmeye ve yargıya tetkik noktasında birbirinin eşit olduğu, birinin birine üstün olmadığı, birinin diğerine müdahale yetkisinin olmadığı bir çağdaş Türkiye için bu düzenlemeyi yapmak zorundayız" şeklinde konuştu.