Yüksek Seçim Kurulu (YSK), üç siyasi partinin 16 Nisan referandumunun iptal edilmesi talebini oy çokluğuyla reddettiği kararın gerekçesini açıkladı.
YSK gerekçesinde, "Henüz sandık sonuçları belirmeden ve tercihler üzerindeki olası etkisi bilinmeden alınan bu karar, eşitlik ve tarafsızlık ilkesine de uygun objektif bir karardır. Bu itibarla Kurul kararının (mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi) seçimin neticesine tesir eden bir müdahale olarak değerlendirilmesi mümkün değildir" denildi.
Kurul ayrıca mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi kararının "henüz hiçbir sandık sonucu Kurula ulaşmadan" alındığını vurguladı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Vatan Partisi, 16 Nisan referandumunda bazı usulsüzlükler olduğu iddiasıyla seçimin iptali için YSK'ya başvurmuştu.
Muhalefet partilerinin itirazlarının temel noktasını, YSK'nın Doğu'da oy sayımı sürerken, Batı'da ise sandıkların kapanmasına 10 dakika kala aldığı, arkasında sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulalarını geçerli kılma kararı oluşturuyor.
Kurul gerekçeli kararında ayrıca, "Anılan karar, sandık kurulunca mühürlenmeyen zarf ve oy pusulası ile kullandırılmış olan oyların belirli şartların gerçekleşmesi halinde geçerli sayılmasını öngören bir karar olup, diğer kontrol mekanizmaları ile sahih olduğu teyit edilmeyen oyların geçerli sayılması sonucunu doğurmamaktadır" dedi.
Gerekçeli kararda, referandumun iptal edilmesi talebinin reddedilmesine karşı çıkan YSK Üyesi Cengiz Topaktaş'ın da görüşüne yer verildi.
Topaktaş, referandum öncesindeki propaganda döneminde ve mühürsüz oy pusulalarının geçerli kabul edilmesi kararının Anayasa'nın seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını düzenleyen 67'inci ve seçimlerin genel yönetimi ve denetimi hakkındaki 79'uncu maddelerini ihlal ettiğini savundu.
Topaktaş, "Anayasa değişikliği gibi önemli bir halk oylamasının anlatılması noktasında, sivil toplum kuruluşlarının gerektiği gibi propaganda yapma haklarını kullanamamaları, seçim kanunlarında yapılan değişikliklerin bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamayacağı kuralının gözardı edilmesi sonucu, radyo ve televizyon kanallarının sadece kendi görüşlerine yer vermeleri ile Anayasa değişikliği metninin halka anlatılmasında farklı görüşlerin eşit temsil edilmemesi ve 560 sayılı kararımızın yarattığı sonuç gözetildiğinde, Anayasamızın 67 ve 79. maddelerinin ihlal edildiği, bu nedenlerle seçimlerin iptali yolundaki başvurunun kabulüne karar verilmesi gerektiğini düşündüğümden, Yüksek Kurulumuzun sayın çoğunluğunun görüşüne katılmıyorum" dedi.
Topaktaş, mühürlü oyların geçerli kabul edilmesi kararının görüşülmesi sırasında itiraz ettiğini ancak "kararımızın şu anda kamuoyuna yansıdığı şekilde spekülasyonlara neden olabileceği de şahsım tarafından öngörülmediğinden, muhalif olmayarak" kabul oyu verdiğini belirtti.
Mühürsüz oy pusulalarıyla ilgili kararı "hatalı" olarak nitelendiren Topaktaş, "Hatalı yönlerden en başta geleni kanun koyucu gibi hareket etmemiz olmuştur" dedi.