AKP, Anayasa Komisyonu’nda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Teşkilat Yasası kanun teklifinden çıkardığı ‘ sandık kurulu başkanlarının ilçe seçim kurulu başkanlarınca devlet memurları arasından belirlenmesine’ ilişkin düzenleme ile ‘sandık müşahitleri düzenlemesinden geri adım atmıyor. Alınan bilgiye göre, söz konusu düzenlemelerin Meclis’e sevk edilmesi beklenen uyum yasaları kapsamındaki seçim yasalarında yer alacağı belirtiliyor. Ancak, muhalefetin çok sert itirazına neden olan bu düzenlemelerde yeni bir çalışma yapılacağı söyleniyor.
Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Teklifi, Anayasa Komisyonunda dün kabul edildi. Teklifin bugün Genel Kurul'a gelmesi bekleniyor.
Teklife göre, YSK, asıl ve 4 yedek üyeden oluşuyor. Üyelerin 6'sı Yargıtay, 5'i Danıştay genel kurullarınca kendi üyeleri arasından gizli oyla ve üye tamsayılarının salt çoğunluğuyla seçilecek. Üyelerin görev süresi 6 yıl olacak, süresi biten üyeye yeniden seçilme yolu açık. Başkan veya başkanvekilinin Kurul üyeliğinden ayrılmadan bu görevlerini bırakmaları halinde, tüm üyelerin katılımıyla bu görevler için seçim yapılacak. Başkan veya başkanvekilliğinden ayrılan üye, bu göreve yeni seçilen üyenin yerini alacak.
Başkan veya başkanvekilinin Kurul üyeliğinden ayrılması durumunda önce üye seçimi yapılacak. Seçilen yeni üyenin de katılımıyla başkan veya başkanvekili seçimi yapıldıktan sonra yeni üyenin yeri belirlenecek.
Kurul üyelerinin görev süresi dolmadan herhangi bir sebeple üyeliklerinin sona ermesi halinde, bu üyelerin yerine yeni üye seçimi yapılacak. Yeni seçilen üye, yerine seçildiği başkan, başkanvekili veya üyenin görev süresini tamamlayacak.
Kurul, kararlarını salt çoğunlukla verecek; oyların eşitliği halinde başkanın bulunduğu tarafın görüşü doğrultusunda karar verilmiş olacak.
Anayasa Komisyonun dünkü toplantısında CHP kanadı da tekliften çıkarılan düzenlemelerin yeniden getirilebileceğine dikkat çekmişti. CHP Ankara Milletvekili Murat Emir’in konuyla ilgili konuşması şöyle.
“Yüksek Seçim Kurulumuzu işlevsel ve demokratik ve hukuk devleti ilkelerine uygun bir çerçevede bir yasaya kavuşturmuş olacağız. Yalnız, mutlaka üstünü vurgulamak istediğim nokta şudur: Özellikle bu 12’nci maddenin (4), (5) ve (6)’ncı fıkraları çıkartıldı.
Çıkartılırken, biz öncesinde de alt komisyon çalışmaları sırasında da özellikle bu maddelerin bu şekliyle seçim güvenliğini tehdit ettiğini, özellikle müşahitliğin zorlaştırıldığını, müşahitliklerde fotoğraf olması ve önceden onaylanması ihtiyacının nereden kaynakladığını ve sivil toplumun denetiminden niye rahatsız olunduğunu gündeme getirmiştik, bunu alt komisyonda da getirdik. Yalnız, bu alt komisyon raporu çıkarken hemen hemen her konudaki bizim tereddütlerimiz ve bu komisyon raporuna geçirmek istediğimiz cümlelerin hepsi geçmiş iken “yapılacak düzenlemelerin seçim güvenliğini riske edeceği” cümlemiz ısrarla bu alt komisyon raporuna konmamıştır. Bundan niye rahatsızlık duyulmuştur, bunu anlamakta güçlük çekiyorum. Tekrar okuyorum, bakın: “Yapılacak düzenlemelerin seçim güvenliğini riske edeceği” yani 12’nci maddenin (4), (5) ve (6)’ncı fıkraları.
Eğer buradaki hedef şu ise: Yani bu maddeler bir başka zaman önümüze geldiğinde “Ya, siz bunlara zaten bir çekince söylememişsiniz.” demek ise, şimdiden bunun altını çizelim. Böylesine seçim güvenliğini riske edecek ve bizim seçimlerimizi şaibeli yapacak, dolayısıyla demokratik meşruiyet zeminini ortadan kaldıracak maddeleri nerede görürsek -bu 298’de de olabilir bunlara şiddetle muhalefet edeceğimizi şimdiden bilmenizi isterim.