Dünya

Yozlaşmış yargı Afgan kadınlarına umut oldu

Kadınların ailevi ilişkilerini kamusal alana taşımaları, ailenin namusuna leke sürmek olarak değerlendirilen Afganistan'da muhafazakârlara göre iyi bir kadın şiddete uğradığı halde susmalı

11 Mayıs 2012 14:14

 

Afganistan'da 15 yaşındaki Seher Gül zorla evlendirildi; fuhuş yapmayı reddedince kocası ve kocasının ailesi tarafından işkencelere maruz kaldı. Yargıya taşınan olayda mahkemenin kararı Afganlı kadınlar için umut oldu.
 
Afganistan’ın kuzeyindeki Baglan vilayetinde geçen yılın aralık ayında polis tarafından kurtarıldığında Seher Gül’ün vücudunda yanık izleri ve yaralar bulunuyordu. Parmaklarından tırnakları çekilmişti. Olay dünyada büyük yankı yarattı ve uluslararası basında manşetlere taşındı. İşkence edenler kısa bir süre önce başkent Kabil’de yargılandı ve 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Seher Gül’ün kocası ve kaynı yargılama esnasında mahkemede bulunmazken, cezanın açıklanmasından sonra da kayıplara karıştılar.
 
Mahkemenin verdiği karar Afganistan gibi bir ülkede pek alışıldık bir olay değil. Yozlaşmış yargı sisteminde mahkemeler muhafazakâr ruhbanlar tarafından kontrol ediliyor. Batı Afganistan'daki bir kadın grubunun başkanı olan Hassine Nekzad söz konusu güçlerin, bir kadının mahkemeye başvurmasını hoş karşılamadıklarını kaydediyor. Kadınların ailevi ilişkilerini kamusal alana taşımaları, ailenin namusuna leke sürmek olarak değerlendiriliyor. Muhafazakârların bakış açısına göre iyi bir kadının erdemlerinden biri de şiddete uğradığı halde susmak. O nedenle kadınların mahkemede şikâyetçi olması pek sık rastlanan bir durum değil.
 
 

'Kadınlar cezaları üstleniyor'

 
 
Hassine Nekzad ayrıca çeşitli şiddet eylemlerinin de kadınların üzerine yıkıldığına dikkat çekiyor: “Bir erkek suç işlediği halde onun yerine bir kadının cezayı üstlenmesi ve hapse girmesi sık tanık olduğumuz bir olay. Bu da bizim yargımızın erkeğin üstün cinsiyet olduğuna ve kadına yardım edilmemesi gerektiğine inandığını gösteriyor. Yargıdaki bu zihniyet değişmedikçe, bir değişim olacağına inanmıyorum.”
 
Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya şubesinden Asya uzmanı Verena Harpe de tecavüze uğrayan kadınların hapse girdiklerini ancak faillerin serbest bırakıldığını teyit ediyor. Harpe, Seher Gül davasında çıkan kararın ülkedeki kadın hakları açısından önemli bir adım olduğunu belirtiyor: “Mahkeme kararı, Afganistan’da kadınların mahkemelere karşı beslediği yaygın ve haklı güvensizliğin ortadan kalkmasına en azından küçük bir katkı olabilir. Ama bu sürecin tamamlanması kuşkusuz kolay olmayacak.”
 
 

'10 yıllık ceza az'

 
 
Afganistan'ın ilk kadın savcısı Maria Başir: "Suçun niteliğine bakıldığında bence 10 yıllık hapis cezası adil değildir."
 
Adil bir yargı sistemi için mücadele verenlerden biri de ülkenin ilk kadın savcısı Maria Başir. Verilen hükmü özünde olumlu olarak değerlendiren Başir 10 yıllık cezanın ise az olduğunu vurguluyor: “Suçun niteliğine bakıldığında bence 10 yıllık hapis cezası adil değildir. Seher Gül’ün verilen kararı kabul etmemesi ve üst mahkemeye başvurması gerekirdi. Reşit olmayan kadınların korunması yasasına atıfta bulunarak daha yüksek bir ceza verilmesi mümkün olabilir.”
 
Savcı Maria Başir, bu şekilde eziyete ve baskıya maruz kalan tek örneğin Seher Gül olmadığına da dikkat çekerek birçok durumda olayın mahkemeye bile taşınmadığını vurguluyor.
Afganistan’da da çalışmalar yapan kadın hakları örgütü Medica Mondiale’den Monika Hauser de ülkede yasaların olumlu yönde değişebilmesi için uluslararası kamuoyunun Hamid Karzai hükümetine baskı uygulamayı sürdürmesi gerektiğini belirtiyor.
 
(Deutsche Welle Türkçe)