Dünya
Deutsche Welle

Yorum: Sadece bir ara adım

Avrupa ülkeleri mültecileri hakça paylaşmayı beceremiyorlar. Bernd Riegert AB’nin, Türkiye’ye ağır bedel ödeyerek sınırlarını mültecilere kapatmayı deneyeceği görüşünde.

07 Mart 2016 11:38


Almanya Başbakanı Angela Merkel çoktan mülteci politikasında makas değiştirdi. Önümüzdeki üç eyalet seçiminde partisinin bozguna uğramasını önlemek için küçük adımlarla seçmeni ikna edici önlemler aldı. Sonbaharda sınırsız mülteciye ‘hoş geldin’ diyen Merkel şimdi ise mültecilerin Yunanistan’da, daha da iyisi, Türkiye’de kalmalarını istiyor. Almanya Başbakanı artık, ‘Yunanistan’da yeteri kadar yer var. Üstelik Ege Denizi’nde tehlikeli yolculuğa çıkmak da gerekmez’, diyor.

Yunanistan – Makedonya sınırı kapanmış sayılır. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, ‘Balkan rotasını kapatıyoruz’, derken, Angela Merkel’e danışmış olmalı. Tusk bir dilekte de bulunarak, mültecilere yerlerinde kalmalarını tavsiye etti. Angela Merkel’in istediği oldu ve mülteci sayısı hissedilir şekilde azaldı. Avusturya ve Balkan ülkeleri Yunanistan’a acımadan ‘üst sınır’ koyarak Merkel’in isteğini yerine getirdiler.

‘Geç!’ yerine ‘Dur!’

Almanya Başbakanı, ‘danışılmadan alınmış karar’ demesine rağmen bu durumdan herhalde memnundur. Almanya açısından söz konusu olamayacağı ve söz gelmesini istemediği için Merkel Almanya’nın üst sınır koymayacağını söylüyor. Ancak Almanya hükümeti Balkan ülkelerini baypas edip mültecileri doğrudan Almanya’ya almak istemediği için de üst sınır fiilen yürürlüğe girmiş bulunuyor.

‘Kim olursan gel!’ yerini ‘Aman sakın gelme!’ye bıraktı. Mülteciler ve göçmenler AB’nin dış sınırlarına sürülmek isteniyor. Politika değişikliği böyle olur.

Sonbaharda Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile birlikte işlemeyen Dublin kurallarını geçersiz ilan etmişti. Şimdi ise, mültecinin ilk ayak bastığı AB ülkesinde kalmasına dair kural yeniden devreye giriyor. Yunanistan ve İtalya bundan böyle bütün mültecileri alacak, sınıflandıracak, sınır dışı edecek, geri gönderecek. Kaosa sürüklenmemesi için de Yunanistan’a AB tarafından para ve organizasyon yardımı yapılacak.

Son koz, Türkiye

Asıl amaç ise mülteci sorununu Yunanistan’dan Türkiye’ye havale etmek. Türkiye’den birtakım tavizler karşılığında mültecileri Yunanistan’a geçmekten alıkoyması ve Yunanistan’ın iade edeceği mültecileri de kabul etmesi isteniyor.

Türkiye bunun karşılığında yüksek bedel istiyor: Para, vizenin kaldırılması, AB üyeliği ve insan hakkı ihlallerine AB’nin ses çıkartmaması. Türkler, Almanya Başbakanı’nın mülteci krizinin üstesinden gelmesini sağlayacak son can simidi olduklarının farkındalar. Pragmatist başbakan Avrupa çapında çözüm bulunamayacağını çoktan idrak etti. Merkel şimdi ’Türk çözümü’ üzerinde duruyor. Türkiye’ güvenli ülke’ ilan edilecek ve böylelikle mülteci ve göçmenlerin AB topraklarına geçmesi yasa dışı göç sayılacak.

Kolay çözüm yok

Türkiye AB ülkelerinin kontenjan mültecileri alacağından emin olmadan ön taviz vermeye yanaşır mı? AB zirvesinde kontenjan taahhüdünde bulunulacağı sanılmıyor. Türkiye’nin kabulleneceği uygulama etkisini aylar sonra gösterir. Mültecileri caydırma, durdurma ve paylaşma konseptinin kabul ettirilmesi daha nice zirve gerektirecek.

Bu bakımdan Brüksel zirvesi ne Almanya Başbakanı, ne de AB için ‘kader buluşması’ olacak. Olsa olsa, Makedonya sınırında ve Yunanistan’daki kamplarda bekleşen acınacak durumdaki insanların akıbetinin karara bağlanacağı bir buluşma olacak. Onlar mülteci politikasındaki sertleşmenin ilk kurbanları sayılırlar. Bu orduya daha ne kadarı katılacak? Sayıları her gün artıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle