Türk Hava Kurumu’ndaki (THK) yolsuzluk, zimmet ve rüşvet iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada oğlu ile birlikte tutuklanan ve 5 aydır Sincan Cezaevi’nde olan eski Genel Başkan Osman Yıldırım’ın cezaevinden de THK Vakfı ve THK Üniversitesi’ni yönetmeye devam ettiği öne sürülüyor.
Yıldırım’ın, meslek yüksek okulunda sekreter olan kardeşi İbrahim Yıldırım’ı THK Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başdanışmanı, eşinin estetik doktoru Tacettin Güçer’i ise THK Üniversitesi’nin Müteveli heyeti başkanı olarak atadığı belirlendi. THK’nın yeni Genel Başkanı Vacit Öktem, “Yıldırım’ı etik anlamda istifa etmesini bekliyorduk ancak o cezaevinden kurumu yönetmeye, işlevsiz hale getirmeye ve atamalar yaparak karar alamaz duruma getirmeye devam ediyor. Elimizi kolumuzu bağlayarak Atatürk’ün bize emaneti kurumu kapattırmak istiyor” dedi.
Aile şirketi
Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre, THK ile kurumun ticari kolu Gökçen Havacılık’a yönelik milyon dolarlık yolsuzluk iddialarıyla ilgili yürütülen soruşturmada Yıldırım ile oğlu Emre Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 5 kişi tutuklanmıştı. Yıldırım’ın, eşi, oğlu, kantincisi üzerine şirketler kurdurup buralara para aktardığı, akrabalarını, eşini, dostunu, sekreterini THK, THK Üniversitesi ile THK Vakfı’nda önemli görevlere getirdiği de soruşturma dosyasına girmişti.
Cezaevinden atamalar
Yıldırım, Genel Başkanlığı döneminde THK Vakfı kurarak 2020 yılına kadar da kendisini mütevelli heyeti başkanı olarak seçtirdi. Cezaevinde olan Yıldırım’ın mütevelli heyeti başkanlığı ise devam ediyor. Yıldırım, bu yetkisini kullanarak cezaevinden THK Üniversitesi’ne ve THK Vakfı’na atamalar yaptı. Yıldırım, yaptığı atamalar ve aldığı kararları da cezaevinde gönderdiği mektuplarla bildirdi. Yıldırım, kardeşi İbrahim Yıldırım’ı danışman olarak atadığına dair gönderdiği bir mektupta, “Türk Hava Kurumu Üniversitesi Altınova Havacılık Meslek Yüksek Okulu’nda Sekreter olarak görev yapan İbrahim Yıldırım’ı THK Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Osman Yıldırım’ın Başdanışmanı olarak atadım. Rica ederim” ifadelerini kullandı.
Paralel heyet atadı
Yıldırım, THK vakfı aracılığıyla halen THK Üniversitesi’nin görevdeki mütevelli heyeti ve rektörünün yerine de yeni heyet ve rektör atadı. Yıldırım, THK Genel Başkanlığı yarışında da desteklediği, ancak kazanmasını sağlayamadığı Tacettin Güçer’i üniversitenin mütevelli heyet başkanı olarak atadı. Güçer’in, Yıldırım’ın eşi Sultan Yıldırım’ın estetik operasyonlarını yaptığı iddiası gündeme gelmişti. THK Vakfı yönetiminde ise Yıldırım’ın kız kardeşi Semra Şimşek’in eşi Nusret Şimşek, Yıldırım’ın yeğeni Ferhat Bayrak ve arkadaşı Erkan Karaarslan’dan oluştuğu kaydedildi.
Kararları cezaevine gönderin
Yıldırım’ın bir bankanın müdürüne 19 Ocak 2015 tarihinde gönderdiği bir diğer mektubunda ise, “Değerli müdürüm ben Türk Hava Kurumu Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanıyım. Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nin hiç bir ödemesi benim imzam olmadan ödenmeyecektir. Rica ederim” ifadeleri kullandı. Yıldırım’ın üniversite rektörüne ise 16 Ocak 2015 tarihli mektupla “Türk Hava Kurumu Mütevelli Heyeti Başkanı olarak verdiğim vekaleti iptal ediyorum. Bundan sonra Mütevelli Heyeti Başkanının yetkisinde olan tüm yazılar üniversite avukatları tarafından bana imzaya getirilecektir. Müteveli heyet başkanı olan ben Osman Yıldırım’ın imzalamadığı hiç bir yazı (akademik konular hariç) devletin kurumlarına gönderilmeyecektir. Vekalet verdiğim dönemde yapılan işlerle ilgili bana bilgi verilecek. Yasalara ve yönetmenliği uygun olmayan işlem ve icraatlar konusunda tarafımda değerlendirilmek yapıldıktan sonra (avukatlarımla birlikte) yasal işlem başlatılacaktır. rica ederim” değerlendirmesinde bulundu.
Cezaevinden yönetiyor
Yıldırım’ın tutuklanmasının ardından yapılan olağanüstü kongrede Genel Başkan olan Vacit Öktem, eski genel başkanın cezaevinde talimatlar göndererek kurumu işlemez hale getirdiğini savundu. Öktem Hürriyet’e şunları söyledi:
“Yolsuzluğu bulaşmış, bu kadar hukuksuz işlerin içinde olmuş birisini etik olarak istifa etmesini bekliyorduk. Ancak istifa etmediği gibi kurumun her kademesine yerleştirdiği akrabaları aracılığıyla kurumu vakıf üzerinde yönetmeye başladı. Elimiz kolumuz bağlı, 2020 yılına kadar başkanlığı devam ediyor. Bu konuda hem hükümete hem de savcılara gerekli bilgilendirmeleri, suç duyurularını yaptık. Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurduk, buradan müfetiş görevlendirildi. Müfetişlerin incelemeleri devam ediyor. Bir an önce Vakıflar Genel Müdürlüğü müfetişlerinin incelemeleri tamamlayarak Yıldırım’ın vakıftan uzaklaştırması gerekir.
1 milyonluk primin 124 bin lirasını kendisine almış
Vakıf üzerinden 13 şirket kurmuş ve bu şirketler üzerinden 800 milyon lira kredi kullandırmış. THK’nın mal varlığı ipotek altına alınmış. Vakıf yönetimine 1 milyon lira prim dağıtmış, kendisine de bu primden 124 bin lira almış. Cezaevinden gönderdiği mektuplar ve talimatlarla, THK üniversitesi, THK vakfının yönetiyor. THK’yı karar alamaz duruma getiriyor. Kuruma ödeme yapmamaları için bankarala bile mektup göndermiş. THK Genel Başkanı olarak şu an ne kurumun üniversitesi ne de vakfı üzerinde hiçbir idare hakkım yok. Tüm bunları yapmasının tek amacı, kamuoyuna intikal etmemiş bir sürü yolsuzluğun üzerini örtmek. Kurumu işlevsiz hale getirerek Atatürk’ün bize emaneti olan THK’yı kapattırmak.”