Sözcü gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, CHP genel başkanlığına adaylığını koyan Ümit Kocasakal'ı yazdı. Özdil, Ümit, Umut, Muharrem, Metin meselesi değildir bu. Seçimlerde oylarımızın çalınmasından dert yanıyoruz ama, aslında… CHP kendi seçmenlerinden çalınmış bir partidir. İşgal altında bir partidir. Akp'yi iktidarda tutmak için organize edilmiş bir partidir" yorumunda bulundu.
Özdil'in "Ümit" başlığıyla yayımlanan (18 Ocak 2018) yazısı şöyle:
“Kefere Kemal” diyen, yetmez ama evet referandumunda yetmez ama evet diyen, fetocuların kumpas davalarını savunan, Ergenekon sanıkları akıl hastasıdır diyen, bıyıklı olmasına rağmen kadın kontenjanından parti yönetimine sokuşturulan, ailesinin Chp'li olmadığını söyleyen, Chp'ye katıldığı için kızının hüngür hüngür ağladığını söyleyen, Chp'ye geçerek partimi değiştirdim ama çizgimi değiştirmedim diyen, delegeler tarafından kapının önüne konmasın diye önseçime sokulmayan, Rizeli olmasına rağmen, siyasal İslamcıyken Rize milletvekili olmasına rağmen, Chp Rize'de sıfır çektiği için aman mutlaka milletvekili seçilsin diye İstanbul'dan aday gösterilen, ulus devletin miadı doldu diyen, ulusalcılar partiden giderse parti güçlenir diyen, Anıtkabir Müzesi'nin kime bağlı olduğunu bile bilmediği için, Profesör Aziz Sancar'ın Nobel ödülünü Genelkurmay'a götürmesine anlam veremeyen, “oraya götürmesine şaşırdık” diyen, Chp'li değilken Kılıçdaroğlu'na “çakma gandi” diyen, sonra bu Kılıçdaroğlu tarafından genel başkan yardımcısı yapılan, Chp genel merkezine yürüme mesafesinde dört cami varken, dinci şov yapmak için genel merkeze mescit açtıran, büyük ihtiyaçtı diyen, Chp milletvekillerine mektup gönderip “altı ok”un sorunlu olduğunu söyleyen, özerklik modeli öneren, Türk milleti yerine Türkiyeli denmesi gerektiğini söyleyen Mehmet Bekaroğlu mu? Ümit Kocasakal mı?
CIA'in örtülü kuruluşuna TR 705 kod numarasıyla bilgi sızdırdığı iddia edilen, Anayasa'daki vatandaşlık tanımının değiştirilmesini isteyen, PKK avukatı Sezgin Tanrıkulu mu? Ümit Kocasakal mı?
CHP'den milletvekili seçilip, milletvekili odasındaki Atatürk posterine tahammül edemeyen, tekke ve zaviyelerin yeniden açılmasını öneren, Risale-i Nur okumamızı tavsiye eden, feto'ya saygılar sunmamızı isteyen, HDP'nin güçlenmesini arzu ederiz diyen, 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelendiren, Chp milletvekiliyim ama Chp'li değilim diyen, ikinci cumhuriyetçi tipler mi… Ümit Kocasakal mı? Melih Gökçek'ten kardeşinin şirketiyle ihale kapan, Ak Saray'ın taşeronu olduğu öne sürülen Tekin Bingöl mü? Ümit Kocasakal mı? * Chp milletvekillerinin haberi bile yokken, vatandaşların yüzde 78'i adını bile duymamışken, memlekette adam kalmamış gibi teee Mısır'dan getirilen, 27 yaşına gelene kadar Türkiye'ye ayak basmayan, Arap kültürüyle yetişen, cumhurbaşkanı adayı yapılan, tıpış tıpış oy vereceksiniz diye dayatılan, açık açık Chp'li değilim diyen, Tayyip Erdoğan için “aile dostum” diyen, sanki o gelene kadar Chp budistmiş gibi seçim bildirgesini okumaya Fatiha suresiyle başlayan, yurt gezilerinde en önce türbelere giden, vatandaşları “ehlen ve sehlen” diye Arapça selamlayan, seçimi göz göre göre kaybettikten sonra, Chp'ye oy veren vatandaşlar saçını başını yolarken gevrek gevrek gülerek “çok mutluyum” diyen, Kılıçdaroğlu tarafından “siyasetimiz çok önemli bir aktör kazandı, bugün seçim olsa yine sayın İhsanoğlu'nu aday gösteririm” denilen, Chp'den milletvekili olmayı kabul etmeyip Mhp'den milletvekili olan, halkın egemenliğini saray'a devreden yeni anayasaya “evet” oyu veren, Tayyip Erdoğan'ın tek adamlığına açık destek veren Mhp'de kalmaya devam eden, Osmanlı hanedanı mensuplarına maaş bağlanması, hanedanın çocuklarına burs verilmesi için yasa teklifi sunan Ekmeleddin İhsanoğlu mu? Ümit Kocasakal mı? * CHP seçmenleri meydanlarda caddelerde televizyon programlarında bangır bangır “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diye haykırırken, bu slogandan onur duyarken, “Mustafa Kemal'in askerleriyiz” diyemeyen il başkanları mı… Ümit Kocasakal mı?
Karşı karşıya bulunduğumuz tercih, bu kadar açıktır, bu kadar nettir.
2009'da kaybeden, 2010'da kaybeden, 2011'de kaybeden, 2014'te iki defa kaybeden, 2015'te iki defa kaybeden, 2017'de kaybeden Kemal Kalıçdaroğlu mu? Kazanabilme Ümit'i mi?
Ümit, Umut, Muharrem, Metin meselesi değildir bu. Seçimlerde oylarımızın çalınmasından dert yanıyoruz ama, aslında… CHP kendi seçmenlerinden çalınmış bir partidir. İşgal altında bir partidir. Akp'yi iktidarda tutmak için organize edilmiş bir partidir. Alt kadrolardaki insanlar Atatürk Türkiyesi ve devrimlerini korumak için çırpınırken, partinin tepesine paraşütle indirilenlerin amacı, partiyi partisizleştirmektir, kimliksizleştirmektir. Ne yaparsak yapalım kazanamıyoruz duygusunu, yenilgiyi kanıksama duygusunu, Atatürkçü seçmenin zihninde kökleştirmektir.
CHP'yi geri almadan, Türkiye'yi geri alabilmek mümkün değildir. Belki yarın, belki yarından da yakın, bu tabloyu mutlaka değiştireceğiz. Gençliğe Hitabe'den aldığım yetkiyle yazıyorum. Her Kemal'in değil… Mustafa Kemal'in askerleriyiz.