Karar gazetesi yazarı Yıldıray Oğur, "Dün Boğaziçi protestolarının videolarını izleyen pek çok insanın duygusunu da herhalde en iyi o kelime karşılıyor: Ağrına gitmek... Üzüntüden ve kızgınlıktan daha ağır bir duygu bu.İşin içine hayal kırıklığı ve ümitsizlik de giriyor." görüşünü savundu.
Oğur yazısında, "Caddede sessizce yürüyen en fazla 20’lerinin başındaki gençlere yaşlı bir komiserin 'Terbiyesizler' diye bağırması, durup dururken birinin üzerine yürüyüp 'Aşağıdan yürü' diyerek itip kakması, sonra adamlarını çağırıp palas pandıras gözaltına aldırmasını izleyen herkesin çok ağrına gitmiş olmalı." düşüncesini dile getirdi.
Oğur, "Bir aydır en ufak bir şiddet eylemine başvurmamış, üniversitelerine paraşütle dışarıdan atanan rektörü protesto etmek dışında hiçbir siyasi mesajları, amaçları olmamış bu gençler, ertesi gün devlet büyükleri tarafından terörist, hükümeti yıkmaya çalışan Gezici ilan edildiler, yetmedi aralarından bir kaç kişinin düşüncesizliği yüzünden dine hakaret edenler olarak yaftalandılar ve hepsinden artık bir terör örgütü adı gibi kullanılan 'LGBT sapkınları' diye bahsedildi. Hadi terörist olmadıkları onları serbest bırakan kollukta ortaya çıktı. Peki LGBTİ+ olmadıklarını devletimize ispatlamak için ne yapmaları gerekecek?" ifadesini kullandı.
Oğur, "Elit bir üniversitenin mensubu olarak zaten toplumsal çekememezliğin hedefinde oldukları yetmezmiş gibi, bir de onları din düşmanı ve LGBT diye yaftalayarak geniş halk kitlelerin nefretinin önüne atan koca devlet adamlarının hoyratlığı karşısında hayatın başındaki bu gencecik insanların ellerinden ne gelir? Yaşlılar, bitmeyen hırsları ve sadece siyaseten kullanışlı buldukları için hayatlarının başındaki gençleri ne kadar kolay harcayabiliyor. Bu ülkenin tecrübeli vatandaşları olarak bu çaresizliği çok iyi tanıyoruz. Terörist, sapkın, gerici, zararlı unsur diye yaftalamanın tadını hepimiz biliyoruz. En az bir kere hepimiz devletin bu yüzünü gördük ya da bunun mağduru olduk. Şimdi sıra Caillou ile büyümüş çocuklarda." yorumunu yaptı.