FutureBright Research ve GeneX Corporate işbirliğiyle yapılan araştırmaya göre, beyaz yakalıların maaş seviyeleri, şirketlerin sunduğu yan haklar ve statü sembolleri insanların gözünde cazibesini hızla kaybediyor. Araştırmaya göre, Türkiye'nin son dönemde içine girdiği sosyo-ekonomik koşullar, yetenekler için yurtdışında çalışma seçeneğini gittikçe daha cazip bir hale getiriyor.
Türkiye iş dünyasına özel olarak tasarlanıp hayata geçirilen ilk "Yetenek Yönetimi Araştırması", yeni arayış ve trendlerin, ekonomide son dönemde yaşanan dalgalanmalarla birlikte, ülkenin yetenek havuzu üzerinde yarattığı etkileri çarpıcı sonuçlarla ortaya koyuyor.
FutureBright Research ve GeneX Corporate işbirliğiyle, hem yetenekleri hem de insan kaynakları yöneticilerini dinleyerek yapılan niteliksel araştırmaya göre, geleceğini kurma peşindeki yetenekler için beyaz yakalı olmak artık cazip bir seçenek değil. Bundan sonra yetenekleri keşfetmek ve ellerinde tutmak isteyen şirketler, onları ikna etmek için yeni yollar bulmak zorunda.
FutureBright Research ve GeneX Corporate işbirliğiyle gerçekleştirilen "Yetenek Yönetimi Araştırması", yalnızca yetenekleri keşfedip bünyelerine katmak isteyen şirketler için değil, ülkenin yetenek havuzunun son durumunu merak eden tüm taraflar için dikkat çekici sonuçlar sunuyor. Ocak-Mart 2024 döneminde gerçekleştirilen araştırma, Türkiye iş dünyasına özel olarak tasarlanması, konunun tüm taraflarının bakış açılarını yansıtması ve tematik kapsamı itibariyle alanında bir ilk konumunda.
Beyaz yakalı olmak cazibesini hızla kaybediyor
Araştırmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, beyaz yakalı olmanın yetenekler için havalı bir şey olmaktan çıkmış olması. Araştırmaya göre, bunun temel sebeplerinden biri, Türkiye’de beyaz yakalı olmanın karşılığının eskisi kadar alınamadığına yönelik gittikçe yaygınlaşan kanaat. Beyaz yakalıların maaş seviyeleri, şirketlerin sunduğu yan haklar ve statü sembolleri yeteneklerin gözünde cazibesini hızla kaybediyor.
Öte yandan, çoğu yetenek için beyaz yakalı olmanın bedeli, kendisi olmaktan, özgürlük ve özgünlüğünden vazgeçmek anlamına geldiği halde, beklentiler ve elde edilenler, göze alınan bu kişisel maliyetleri artık karşılamıyor. Haftanın beş günü 09.00 – 17.00 mesaisi, bitmeyen toplantılar, alınamayan kararlar, iş yerinde karşılaşılan kısıtlamalar ve adalet hislerini zedeleyen hiyerarşi ayrıcalıkları, özellikle genç yetenekleri kaçıran faktörlerin başında yer alıyor. Konu hakkında yorum yapan bir yetenek, “Benim için haftanın beş günü işe gitmek hapse girmekten farksız” dedi.
Yeteneklerin gözü dışarıda
Araştırmanın göre bir başka önemli çıktı da, Türkiye’de son döneme damgasını vuran beyin göçü gerçeğini yeteneklerin bakış açısından teyit ediyor. Ülkenin son dönemde içine girdiği sosyo-ekonomik koşullar, yetenekler için yurtdışında çalışma seçeneğini gittikçe daha cazip bir hale getiriyor. Konu hakkında yorum yapan insan kaynakları yetkililerine göre, etki alanını kaybetmeden daha yüksek bir refaha kavuşmak isteyen yeteneklere yurtdışından da yüksek bir talep var. Konu hakkında konuşan bir yetkili, “Türkiye’de özellikle di̇ji̇tal yetkinlikteki işgücünü istihdam etmek zor” dedi.
Araştırmaya göre bu durum, Türkiye’de faaliyet gösteren şirketleri yetenekleri bulmak ve elde tutmak açısından gittikçe daha çok zorlarken, yeteneklerin yurtiçi kariyer seçeneklerini de biçimlendiriyor. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, yetenekler Türkiye’de kalmayı tercih etseler bile, kendilerine daha sonra yurt dışının kapısını açacak seçeneklere, başka bir deyişle global ve çok uluslu şirketler ile faaliyetleri uluslararası alana yayılmış yerli şirketlere öncelik veriyorlar.
Bu koşullar altında operasyon alanı Türkiye ile sınırlı olan şirketlerin yetenekleri çekme ve elde tutma kapasiteleri epey yetersiz kalıyor. Araştırmada yer alan bir yetenek şunları söyledi: “Bir Türk firmasında çalışmama rağmen, yurtdışı ile bağlantılı olmam, gerektiğinde oraya gitme imkanımın olması, beni rahatlatan bir şey açıkçası.”
"Ayrılsak da dost kalalım"
Araştırmaya göre, bu yeni gerçeklerin farkına varan şirketler çözüm olarak, kaybettikleri veya kaybetmeleri muhtemel yetenekleri tümüyle yitirmemenin yollarını arıyor. Ayrılığın kaçınılmaz olduğu durumlarda şirketler, yetenekleri, kendi çalışanı olmasalar bile ekosistemleri içinde, "gig ekonomisi" koşullarıyla tutmaya çalışıyor. Bunun mümkün olmadığı koşullarda ise, gelecekte yeniden çalışabilmek beklentisiyle dostça vedalaşma, yeteneği tedarikçi, müşteri ya da en azından şirket hakkında olumlu sözler söyleyecek bir ‘marka elçisi’ olarak kazanmak gi̇bi̇ seçenekler devreye alınıyor.
FutureBright Research ve GeneX Corporate işbirliği ile, sendikal bir araştırma olarak tasarlanıp hayata geçirilen çalışma, yetenek yönetimini etraflı bir bakış açısıyla ele alıyor. Pek çok içgörü ve aksiyon önerisi içeren araştırma raporu, tüm sektörlerden şirketlere, hem yeni yetenekleri cezbetme hem de mevcut yeteneklerini elde tutup değere dönüştürme konusunda yol göstermeyi amaçlıyor.
"İş dünyasına ışık tutacak güncel bir rehber"
Araştırmayı tasarlarken, şirketlerin son dönemde iyice şiddetlenen yetenekleri elde tutma ihtiyacını esas almakla birlikte, yeteneklerin kendileri ve hedefleri hakkındaki güncel fikirlerini öğrenmek amacıyla da yola çıktıklarını söyleyen GeneX Kurucu Ortağı Behiye Ersin Arsan, çalışma kapsamında yeteneklere ve şirketlere eşit mesafede durduklarını özellikle belirtiyor. Araştırmanın üzerinde dikkatle çalışılmaya değer pek çok sonuç sunduğunu kaydeden Arsan, elde edilen çıktıların farklı sektörlerden şirketler tarafından özelleştirilerek yetenek yönetimi stratejilerine baz oluşturmasını hedeflediklerini ifade etti: “Bu kapsamlı ve geniş spektrumlu çalışmanın yetenek yönetimi işini dünya standartlarında ele almak isteyen tüm kişi ve kurumlarla buluşmasını ümit ediyoruz.”
FutureBright Kalitatif Araştırmalar Genel Müdür Yardımcısı Ebru Özdemir Taşdiken da, çalışmanın başında kendilerine, “İş dünyasında ilerlerken terazinin bir kefesine anne şefkatini, diğerine yeni deneyimlere yelken açma tutkusunu koyan yetenekler tam olarak ne istiyor?”, “Belirsizlik karşısında şirketler, hangi uygulamalara başvuruyor?” gibi sorular sorarak işe koyulduklarını söyledi. Araştırmanın dikkat çekici sonuçlarından birinin, bir süredir esmekte olan girişimcilik rüzgarının bir ölçüde dinmesi ve yeteneklerin ‘güvenli liman’ olarak gördükleri kurumsal şirketlere yönelmesi olduğuna vurgu yapan Taşdiken, yeteneklerin bir gözünün ‘gig ekonomisi’ olarak adlandırılan esnek çalışma modelinde olduğunu da not etti. Taşdiken ayrıca, içinde bulunduğumuz yeni koşulların yeteneklerin tercihlerine yansımalarını daha iyi anlamak üzere yaptıkları çalışmadan elde edilen içgörülerin, iş dünyasına ışık tutacak güncel bir rehber olacağını ifade etti.