Gündem

Yeşil'e bir adım daha yaklaşıldı

Susurluk olayı ile ilgili ifadeleriyle pek çok olayın aydınlanmasını sağlayan eski istihbaratçı Astsubay Oğuz'a göre sıra Yeşil'e geldi.

17 Nisan 2010 03:00

T24 - Susurluk tetikçisi olduğu öne sürülen Doğan Erşahin’in önceki gün İstanbul’da yakalanması mafya-devlet ilişkilerinin karanlıkta kalan birçok yönünü yeniden gündeme getirdi. Susurluk olayı ile ilgili ifadeleriyle pek çok olayın aydınlanmasını sağlayan eski istihbaratçı Astsubay Hüseyin Oğuz’a göre sıra Yeşil’e geldi.


1990’lı yıllarda binlerce faili meçhul cinayet işlendi ancak Malatya Pütürge İlçesi Tosunlu Köyü’nde işlenen bir cinayet diğerlerinden çok farklıydı. Çünkü faili meçhul kalacak şekilde değil, meydan okumak amacıyla işlenmişti. İddialara göre katil, öldürdüğü kişinin kafasını kesip bir kahvehaneye götürmüş ve masanın üzerine koyarak kahvedekilere “Ben adamı böyle yaparım” diye seslenmişti.


Konu mafya-devlet ilişkilerinin önemli ölçüde deşifre olmasını sağlayan trafik kazası sonrasında hazırlanan Susurluk Raporu’nda gündeme geldi. Bu olaya ilişkin iddiaların sahibi, açıklamalarıyla “Yüksekova Çetesi”ni ortaya çıkaran Jandarma İstihbarat Astsubay’ı Hüseyin Oğuz’du.


Taraf'tan Burhan Ekinci, Erşahin’le ilgili iddiaları yıllar önce dile getiren emekli Astsubay Hüseyin Oğuz’la görüştü. Oğuz, 1995’te Malatya İl Jandarma’da görevliyken Erşahin üzerinde çalışmaya başlamış. Erşahin’in 1996’da İzmit’te firar etmesinden sonra, akrabası öldürülen Aydın Öztürk isimli bir vatandaşın kendisine geldiğini anlatan Oğuz, “Öztürk, Erşahin’in kendisini öldürmesinden korkuyordu. Bize sığınmıştı. Erşahin’in 800 milyon karşılığında hapisten kaçırıldığını söylemişti” diyor.



‘DSP ilçe başkanıydı’




Oğuz, Erşahin’in sıradan adam öldüren biri olmadığını, “mafyanın tetikçiliğini yaptığını” öne sürüyor. Erşahin’in olaylara bulaşmadan önce Pütürge DSP İlçe Başkanlığı yaptığını, sevilen bir insan olduğuna işaret eden Oğuz şöyle devam ediyor: “Tosunlu Köyü’nde vatandaşın birinin kafasını kesiyor, başını masanın üzerine koyuyor. ‘Ben adamı böyle yaparım’ diyor. Bundan sonra korkulan adam oldu. Olayın bir hesaplaşmadan çıktığı, ortada büyük paraların döndüğü, yurtdışı bağlantılı bir olay olduğu anlaşıldı. Erşahin uyuşturucu parasının paylaşılmasında haksızlığa uğradığını söylüyormuş.”



‘Erşahin konuşursa her şey aydınlanır’



Peki ya Erşahin ile Veli Küçük’ün bağlantısı iddiaları? Oğuz, bu konuda bilgiye sahip olmadığını söylüyor: “Hollanda’da öldürülen Celal Ateş’in karısı Gülbahar Ateş var. O iyi biliyor. O zaman onunla konuşmuştum. Bana Erşahin’i Veli Küçük’ün koruduğunu anlatmıştı.” Susurluk’ta verdiği ifadeye de değinen Oğuz, “Eğer anlattıklarımın üstüne gidilseydi, birçok faili meçhul cinayet işlenmemiş olurdu. Devlet-mafya ilişkisi ortaya çıkardı. Adapazar’ındaki cinayetler aydınlanırdı. Ben devlete yardımcı olmaya çalıştım. Bildiklerimi anlattım ancak beni mağdur ettiler” diyor. Uyuşturucu kaçakçılığı yapanların mutlaka Erşahin ile ilişkisi olduğunu da öne süren Oğuz, bu ilişkinin Hollanda’ya kadar uzandığını ve Erşahin’in konuşması durumunda birçok karanlık olayın aydınlanacağını söylüyor.



‘Şişko Tekin ile ilişkisi var’



Oğuz, Erşahin’in Uğur Mumcu’nun öldürülmesinde ismi geçen “Şişko Tekin” olarak bilinen Tekin Coşkuner’i de iyi tanıdığını iddia ediyor: “İkili arasındaki bağlantıyı yıllardır biliyorum. İlişkilerinin koptuğunu zannetmiyorum. Erşahin konuşursa Coşkuner de alınır.” Oğuz’a göre, Erşahin’den sonra sıra hem Susurluk Raporu’nda hem de birçok faili meçhul cinayette adı geçen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’a geldi. Erşahin’in, Yeşil ile doğrudan olmasa da dolaylı irtibatının olduğunu söyleyen Oğuz, “İstanbul polisi Erşahin’i yakaladı, Yeşil’i de yakalayacaktır” diyor. Oğuz yakında Lagin Yayınları’ndan çıkacak ‘Ömrüm’ adlı kitapta birçok karanlık olayı aydınlatacak bilgiler vereceğini de söylüyor.