Gündem

`Yeşil' resmi kayıtlara göre yaşıyor

Bir çok faili meçhul cinayetle anılan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, askeri mahkeme kayıtlarına göre hala sağ

14 Mayıs 2009 03:00

Oğlunun yazdığı kitabın ardından yeni fotoğraflarıyla yeniden gündeme gelen ve yaşadığı iddia edilen Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın, bugüne kadar yasal yollardan yurtdışına giriş ve çıkış yapmadığı ortaya çıktı. Askeri mahkeme kayıtlarına göre, Yıldırım'ın nüfus kaydında ise 1996 yılından sonra hiçbir şekilde oynama olmadığı ve sağ olduğu yer alıyor.

Oğlu Murat Yıldırım'ın yazdığı `Yeşil' adlı kitapla yeniden gündeme gelen ve adı bir çok faili meçhul cinayetle anılan Mahmut Yıldırım ile ilgili Diyarbakır 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nin Jandarma Genel Komutanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü Pasaport Daire Başkanlığı ve Milli İstihbarat Teşkilatıyla yaptığı yazışmalara DHA ulaştı.

7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'nde ömür boyu hapis cezası istemiyle yargılanan, ardından asker sıfatı taşımadığı için dosyası uyuşmazlık mahkemesine gönderilen Mahmut Yıldırım'ın, İçişleri Bakanlığı Vatandaşlık ve Nüfus Müdürlüğü'nden askeri mahkemeye gönderilen aile tablosuna göre 1996 yılından beri nüfus kaydında, ölüm, çocuk doğumu, boşanma, isim veya soyisim değişikliği gibi herhangi bir oynama olmadığı ve kayıtlara göre sağ olduğu yer aldı.

Maliye Bakanlığı ve vergi daire müdürlüklerine yazılan yazılarda da Mahmut Yıldırım'ın mükellefiyet kayıtlarına rastlanmadığı bildirildi. Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü'nden askeri mahkemeye gönderilen yazıda da Yıldırım'ın sabıkasız olduğu, adli sicil kaydı bulunmadığı cevabı verildi. 

Jandarma: Personelimiz değil 

Emniyet Genel Müdürlüğü Pasaport Daire Başkanlığı kayıtlarında ise Yeşil'in yasal yollardan bugüne kadar yurtdışına giriş veya çıkış yapmadığı belirtildi. Jandarma Genel Komutanlığı tarafından gizli ibaresiyle 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderilen bir yazıda ise, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kayıtlarda personel olarak isminin geçmediği, bu isimde bir kişiyle genel komutanlığın hiçbir münasebetle ilişkisi olmadığı bildirildi.

Yeşil'in nüfusuna kayıtlı olduğu Bingöl'ün Solhan İlçesi Askerlik Şube Başkanlığı tarafından gönderilen bir yazıda ise, askerlik hizmetiyle ilgili dosyasının Ankara'da Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü'ne gönderildiği cevabı verildi. Milli Savunma Bakanlığı'nın ise Yeşil'in terhis belgesinin onaylı bir suretini mahkemeye gönderdiği öğrenildi.

GSM kuruluşlarıyla yazışma


Askeri mahkemenin ayrıca Turkcell, Avea, Vodafone gibi GSM kuruluşlarına da yazı yazarak Mahmut Yıldırım adına kayıtlı telefon hattı bulunup bulunmadığını sordu. Ancak gelen cevabi yazıda, bu isimde birden fazla kayıt olduğunu, ancak kimlik bilgilerinin diğer Mahmut Yıldırım adlı kişilerle uyuşmadığı bildirildi.
Yeşil'in açık kimliğinin tespit edilmesi için Solhan İlçe Jandarma Komutanlığı'na yazılan yazıya ise verilen cevapta adı geçen kişinin tüm aramalara rağmen bulunamadığı ifade edildi. Askeri Mahkeme, Yeşil'in işlediği cinayetlerin yer aldığı eski Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş'ın hazırladığı Susurluk Raporu'nu da dosyaya delil olarak aldı.

5 yıl yargılayacak mahkeme bulunamadı

Yeşil ile ilgili kapsamlı derin bir araştırma içine giren askeri mahkemeye, Jandarma Genel Komutanlığı'ndan gelen "Bizim kayıtlarımızda böyle bir personelimiz yok'' yazısı üzerine dosya, Yeşil'in `Asker kişi olmadığı' gerekçesiyle görevsizlik kararıyla 2004 yılında Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
8 kişinin öldürülmesi talimatını vermekle suçlanan Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı emekli Albay Abdulkerim Kırca, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, PKK itirafçıları Fethi Çetin, Kemal Emlük, eşi Saniye Emlük, Muhsin Gül, Abdulkadir Aygan, uzman çavuş Uğur Yüksel ile ilgili dava, Diyarbakır Başsavcılığı'nca açıldıktan sonra 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde ele alındı. Dosya sanıkların suç tarihinde asker kişiler olması nedeniyle 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne gönderildi.

Bir yıl yargılama yapan askeri mahkeme daha sonra görevsizlik kararı verip dosyayı, bazı sanıkların suç tarihinde asker olmadıkları, bazılarının Türk Silahlı Kuvvetleri ile ilişkilerinin kesildiği ve işlenen suçun askeri suç niteliğinde olmadığı gerekçesiyle tekrar 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Ardından yargılama yetkisinin hangi mahkemede olduğunun belirlenmesi için Ankara uyuşmazlık mahkemesine gönderildi.

Özel yetkili tartışması

Uyuşmazlık mahkemesi yargılama yetkisinin Ağır Ceza Mahkemesi'nde olduğuna karar verip dosyayı ilk yargılamanın yapıldığı 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne iade etti. Mahkeme bu kez, işlenen suçun çete suçu olduğu gerekçesiyle dosyayı görevsizlik kararıyla Özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Özel yetkili mahkeme de, uyuşmazlık mahkemesinin kararında, özel yetkili veya normal ağır ceza mahkemesinin yetkili olup olmadığı yönünde açık ve net ifade bulunmadığı gerekçesiyle dosyayı tekrar Ankara uyuşmazlık mahkemesine gönderdi. Yeşil'in de aralarında bulunduğu 8 sanıklı dava dosyası halen üçüncü kez gönderildiği uyuşmazlık mahkemesinde bulunuyor. 

HEP'li Arman'ı öldürmekle suçlanıyor 

İddianamede, hakkında müebbet hapis istemiyle dava açılan Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, bir süre önce Ankara'da intihar eden emekli Albay Abdulkerim Kırca, uzman çavuş Yüksel Uğur, PKK itirafçıları Abdulkadir Aygan, Fethi Çetin, Kemal Emlük, Saniye Emlük ve Muhsin Gül ile birlikte yargılanıyor.
Sanıklar, JİTEM adı altında oluşmuş sözde devlet adına yasadışı yollarla birçok adam öldürme, adam kaçırma ve PKK yandaşı olduklarına inandıkları kişiler aleyhine kendi çıkarlarına yönelik eylemlerde bulunmakla suçlanıyor. Sanıklar, Diyarbakır'da 1992-94 yılları arasında Harbi Arman, Lokman Zuğurlu, Zana Zuğurlu, Servet Aslan, Şahabettin Latifeci, Ahmet Ceylan, Mehmet Sıddık Etyemez ve Abdulkadir Çelikbilek'i kaçırıp işkence ederek öldürüp cesetlerini çuval içine bırakıp elleri ve gözleri bağlı halde köprü altları, duvar dipleri ve boş arazilere atmakla suçlanıyor.

Mahmut Yıldırım bu davada, kapatılan Halkın Emek Partisi Muş İl örgütü yöneticisi Harbi Arman'ı "İfade verip gideceksin'' diyerek Diyarbakır'daki JİTEM merkezine götürüp sorguladıktan sonra kafasına iki kurşun sıkarak Yaytaş Köyü'ndeki köprü altına atmakla suçlanıyor.