T24 - Eskişehir'de 4 yıl önce 1'nci Hava Kuvveti Komutanlığında görevliyken televizyondan seyrettiği Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a küfür ettiği iddia edilen eski bir havacı subay hakkında dava açıldı. Dava konusu itibariyle "izleniyoruz hem de her yerde" konusunu işleyen George Orwell'ın 1984 romanını akıllara getirdi...
Alınan bilgiye göre, 1'nci Hava Kuvveti Komutanlığında 4 yıl önce pilot olarak görev yapan yüzbaşı H.A'nın (40), bir televizyon programında seyrettiği Başbakan Erdoğan'a küfür ederken çekilen görüntüleri bir internet paylaşım sitesinde yayımlandı.
Bu olayın öğrenilmesi üzerine Askeri Savcılık H.A. hakkında soruşturma başlattı. Askeri Savcılıkça yapılan tahkikat sonucunda görevsizlik kararı verilerek dosya Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi.
Cumhuriyet Savcısı tarafından 16 Mart'ta hazırlanan iddianamede, şu görüşlere yer verildi:
"Olay tarihinde müştekinin (Başbakan Erdoğan) yurt gezisindeki bir çalışması sırasında konuşmasının şüpheli H.A. ve olayın tanıkları tarafından basından dinlenildiği sırada şüpheli H.A. müştekiye (Başbakan Erdoğan) kızarak, birden fazla alenen sövdüğü, tanıklardan birinin bu olayı kayda alarak daha sonra bir paylaşım sitesine vermesi sonucu olayın ortaya çıktığı belirlendi. Askeri Savcılıkça yapılan tahkikat sonucunda görevsizlik kararı verildi ve dosya İl Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildi. Şüpheli H.A'nın bu suçu işlediği konusunda 1'nci Hava Kuvveti Komutanlığı Askeri Savcılığı'ndan gelen görevsizlik dosyası ve tüm ekleri, adli emanet makbuzu, tanık beyanları, olay tutanakları, olaya ilişkin CD'lerle tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşıldığından, yargılamanın mahkememizde yapılarak şüphelinin eylemine uyan ve yukarıda tatbiki istenilen sevk maddeleri gereğince cezalandırılmasına kamu adına iddia ve talep olunur."
Askerlikten ayrılan ve şu anda bir özel hava yolu şirketinde pilotluk yapan H.A'nın avukatı Erol Halka, yaptığı açıklamada, müvekkilinin küfür eylemini kabul ettiğini ve olaydan pişman olduğunu söyledi.
Başbakan'a hakaret davasının 4 Mayıs'ta Eskişehir 3. Sulh Ceza Mahkemesinde görüleceğini ifade eden Halka, "Müvekkilimin hiçbir örgütle bağlantısının olmadığı belgelerle kanıtlı. Kendisi de yaptığı eylemden pişman" dedi.
1984'ün konusu hakkında
Winston Smith, "Doğruluk Bakanlığı"nda çalışmaktadır. İşi özel bir borudan, ona gelen notları eski verilerin ve bilgilerin yerine yazmaktır yani tarihi değiştirmektir. İşinden memnun, işini iyi yapan biridir. Ama bir gün Winston için herşey değişir. Tüm olacaklar Winston'un antika eşyalar satan bir dükkandan, yaprakları yumuşacık bir defter ve mürekkepli kalem almasıyla başlar. Bu özel defteri günlük yapmaya karar verir. "Tele Ekran"dan görülmeyecek şekilde saklandıktan sonra günlüğünü yazmaya başlar ve artık o düşüncelerini yazmaya cesaret edebilmiş bir düşünce suçlusudur. Suçu "Büyük Birader" diye biri olmadığını, devleti yönetenlerin tarihle oynadıklarını, insanların kandırıldığını düşünmesidir. Bu düşüncelerini doğrulayacak kaynak, ona inanacak kişi arayışına girer....