Gündem

Yeniçağ yazarı Uğuroğlu: 28 Şubat davasında generallere verilen 14 müebbeti tanık Çalışkan'ın ifadesi çökertti, kararın siyasi olduğunu ortaya koydu

04 Şubat 2022 12:08

Yeniçağ gazetesi yazarı Orhan Uğuroğlu, 28 Şubat davasında Sincan tanklarının komutanı dönemin Kurmay Yarbayı Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan'ın ifadesine değinerek, "28 Şubat davasında generallere verilen 14 müebbet bu ifadesi ile çökertti. Kararın hukuki değil siyasi olduğunu net şekilde ortaya koydu." düşüncesini dile getirdi.

Uğuroğlu yazısında, "4 Şubat 1997'de tanklarının Kurmay Yarbay'ı olan ve Sincan'da yürüten dönemin tek ve en önemli tanığı emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan'ı mahkemede; tanık olarak 9 yıl sonra ilk kez dinletti. İşte şimdi tarihi Sincan geçişinin komutanı Çalışkan'ı mahkemedeki ifadesini Yargıtay hâkimleri ile sizler de ilk kez okuyacaksınız; Mahkeme Başkanı: "Ne biliyorsunuz bu konuda?'' Tanık Çalışkan: ''Efendim ben 1996-1998 yılları arasında Zırhlı Birlikler Okul ve Eğitim Tümeni Gösteri ve Tatbikat Tabur Komutanı olarak görev yaptım. Bu intikalin maksadı GESAP planları dediğimiz 'genel savunma planları' kapsamındadır. Akıncı Ana Jet Üssü'ndeki NATO'ya tahsisli Hava üstünün teröristler tarafından baskına, sabotajlara maruz kalma ihtimaline karşıdır. İcra edilecek bir savunma harekâtının takviye zırhlı birlik kuvveti olarak benim tabur komutanı olarak görev yaptığım taburun bir bölük timi görevlendiriliyor. 1960'lı yıllardan beri NATO tatbikatlarının da aynı zamanda bir parçası idi…" ifadesini kullandı. 

Uğuroğlu şunları kaydetti: 

"28 Şubat davasının temelinde gösterilen tankların sokağa çıkmış olması kavramı bilindiği üzere hep Etimesgut-Sincan civarında icra edilen bir kaç gün önceki Kudüs Gecesi ile bağlantılandırılarak;

- Askeri darbe ve vesayet girişimiymiş gibi algı yaratılıyor idi…

28 Şubat davasının başladığı ilk yıllardan itibaren bu taburun tabur komutanı olmam hasebiyle müracaatta bulunmuş olmama rağmen bu davayla ilgili tanık ya da müdahil olarak çağrılamadım.

En son 2 Nisan 2021 tarihinde Yargıtay'da ifade vermek istediğimi belirttim çağrılmadım.

Sadece adaletin tecellisine iyi insan, iyi yurttaş, iyi bir meslek erbabı ve silah arkadaşlarımın, komutanlarımın bu davadan yargılanmaları dolayısıyla müdahil olma hakkımı kullanmak istedim.

İntikal harekât planlarında belirtilen iki tane kesin güzergâh, iki ana yol vardır.

Birincisi; Turgut Özal Köprüsü'nden sonra Etimesgut Şeker Fabrikası, Mehmetçik Anadolu Lisesi ve Etimesgut Askeri Hava Alanı arasından geçerek bugünkü Ayaş yolu denilen Ayaş-Sincan ve Yenikent'e giden güzergâh…

İkincisi; Zırhlı Birlikler Okulu Turgut Özal Köprüsü ve meskûn mahal olarak bilinen Etimesgut Sincan Yenikent ve Akıncı Ana Jet Üstü güzergâhıdır.

Ne yazık ki anılan tarihlerde;

- 4. Bölge Karayolları Müdürlüğü'nün bir ihale ile başlatmış olduğu Ankara çayının üzerinden geçen tek şeritli dar köprü o dönemde inşaat halinde genişletme çalışmalarına tabi tutulduğundan biz zorunlu olarak geriye kalan tek güzergâh olan Etimesgut-Sincan meskûn mahallinin bulunduğu güzergâhı seçmek zorundaydık.

- Yani bir seçenek olarak niye meskûn mahallin içinden gitmeyip de çevre yolundan gitmediniz sorusu sorulacak ise bunun başka şansı yok idi…

- Sadece Etimesgut-Sincan meskûn mahallin içinden geçilmek bir zorunluluk idi onu ifade etmek istiyorum."

Değerli okurlarım,

Gerçek tek tanık Namık Kemal Çalışkan;

- 28 Şubat davasında generallere verilen 14 müebbet bu ifadesi ile çökertti.

- Kararın hukuki değil siyasi olduğunu net şekilde ortaya koydu.