Gündem

Yeniçağ yazarı: Meral Akşener'e verilecek cezada ihraç ile yetinilmemeli, kürek cezası da verilmeli

"Akşener neden ihraç ediliyor?"

31 Ağustos 2016 13:38

Yeniçağ gazetesi yazarı Adnan İslamoğulları, Devlet Bahçeli'ye bayrak açarak MHP Genel Başkanlığı'na aday olan Meral Akşener'in ihraç istemiyle disipline sevk edilmesiyle ilgili olarak "Bana kalırsa da Merâl Akşener'e verilecek cezada ihraç ile yetinilmemeli.  İstanbul'dan yola çıkarak Marmara, Ege, Akdeniz, Cebelitarık, oradan Ümit Burnu dolaşılarak Hint Okyanusu, yukarıdan ağrı Kanada ve Amerika'nın arkasından aşağıya inerek Atlas Okyanusu tavaf edilmek sûretiyle Cebelitarık'tan geri dönüş yine Akdeniz ve Ege ve nihâyetinde Kız Kulesi açıklarına dönmek gibi bir kürek cezâsı da verilmeli ki aklı başına gelsin Merâl Akşener ve onu destekleyenlerin" dedi.

Adnan İslamoğulları'nın "Akşener neden ihraç ediliyor?" başlığıyla yayımlanan (31 Ağustos 2016) yazısı şöyle:

MHP Genel Başkan adayı Merâl Akşener'in 15.08.2016 tarihinde ihraç istemiyle disipline sevk edilmesi ve sevke sebep iddiaların ne denli vahim ve dehşetengiz olduğuna dair Servet Avcı yazdı. Takdir edersiniz ki nihâyetinde bir köşe yazısı bu ve bir hacmi var. İnsanın tüğlerini diken diken eden, gözlerini fal taşı gibi patlatan ve yüreğini göğüs kafesinden fırlayacak hâle getiren korkunç, hem MHP Genel Merkezi'nde, hem bütün ülkede büyük kaosa sebebiyet verecek iddiaların hepsine değinemedi.

Biz devam edelim ve ülkenin kaosa girmesine engel olacak olan bu ihraç istemine katkıda bulunalım.

"Parti yönetiminden tehditlerin geldiğini" ileri sürmüş Merâl Akşener. Zinhar böyle bir şey olmamıştır, katiyyen. Tüm genel merkez yöneticileri bu süreç içerisinde tam bir salon beğefendisi gibi davranmışlar, tam bir Osmanlı kelâm-ı kibarı gibi konuşmuşlar, her ilde il teşkilatlarının muhalefeti çiçeklerle, yöresel kıyafetlerini giyinmiş ekiplerin folklör gösterileriyle karşılamışlar ve yöresel yiyeceklerden oluşan ikram sofraları kurmuşlardır ve hatta bir ilde hiç unutmam gösterilen ilgi karşısında gözyaşlarımızı tutamamış ve "Biz neden muhalefet ediyoruz ki" demişizdi.  Bu kadar nankörlüğe de pes doğrusu!

Dedikodu ile hain ilan ederek, fitneci ilan ederek, parti içi rekabeti hainlik kabul ederek "Yapılan siyaset anlayışını baştan sona değiştireceğiz" açıklaması yaparak partinin dedikodu ile yönetildiği izlenimini vermiş Merâl Akşener. Hiç böyle izlenim verilir mi Allah aşkına, soruyorum sizlere hiç böyle izlenim verilir mi? Kimi hain ilan etmiş genel merkez yöneticileri, nerede ilan etmiş, resmî gazetede yayımlanmış mı bu ilânlar, billboardlara asılmış mı, şarkılara, türkülere, dizilere ve ana haber bültenlerine, açık oturumlara konu olmuş mu? Hayır tabii ki!  

"Bizim partimizde Bahçeli'nin bakış açısı, bir numaralı sandalye hariç her yere talip olabilirsiniz, 1 numaraya talip olunca ajan paralel olursunuz..." diyerek asılsız ithamda bulunmuş Merâl Akşener. Bak şimdi... Hiç olacak şey mi? Hiç insafınız yok mu sizin? "Ajan" der mi hiç Sn. Dr. Devlet Bahçeli! Bir keresinde "Pandispanya süvarisi" dediydi belki onu "Pensilvanya süvarisi" şeklinde yanlış anladı Merâl Akşener. Zaten 1 numaralı koltukta bile oturmuyor Bahçeli tevâzuundan ve koltuk meraklısı olmadığından, odasındaki cam kenarındaki fiskos takımının küçük berjerinde oturuyor devamlı surette. Günahına giriyorlar Bahçeli'nin, vebâlini alıyorlar... 

 "Beni ihraç edeceklermiş, etsinler önemli olan millet ihraç etmesin, tedbir de koysanız susturamayacaksınız, korkutamayacaksınız yıldıramayacaksınız, geri adım attıramayacaksınız" şeklinde açıklama yaparak olmayan bir vakıayı var imiş gibi göstermek suretiyle genel merkez yöneticileri hakkında ithamda bulunmuş. Hepsi neyse de bu iddiayı okuyunca memleketin nasıl bir kaosa sürüklendiğini dehşetli gözlerle gördüm. Bu gerekçelerin yazıldığı ihraç istemi Merâl Akşener için değil ki! O başka Merâl Akşener! Aday olan Merâl Akşener değil, tamamen isim benzerliği. İhracı istenen Merâl Akşener bir kere 20-25 yaşlarında parti üyesi gazetecilikten ve halkla ilişkiler mezunu bir genç gazeteci. MHP Genel Merkezi'nde basın bürosunda vazife yapıyormuş, tüm ikazlara rağmen halkla ilişki kurmadığı için görevinden ve partiden ihraç edilecekmiş. Merâl Akşener alınganlık göstermiş ve kendisi zannetmiş. Bu kadar da ağır konuşmaya gerek yokmuş yani anlayacağınız...   

Arayı bulayım diyorum biraz ama Merâl Akşener hakkındaki iddialar da bitmiyor birâder...

Ya "10 Temmuz'da kongre kesinlikle tuzaktır. Bu delege bu teşkilat bu tuzağa düşmeyecektir" şeklindeki açıklamasıyla genel merkezin kongre tüzük değişikliği ve seçimli kongre kararını delegeler açısından tuzak olarak nitelemesine ne demeli! İşte burada diller lâl oluyor. Hem 10 Temmuz kongresinden kimse caymadı ki! Delege hiç öyle tuzak falan olarak algılamadı ve o kongre 10 Temmuz'da yapıldı ve delegenin eksiksiz katılımı ve oylarıyla Sn. Dr. Devlet Bahçeli Genel Başkan seçildi mevcut yönetimi de aynı kadro delegeden güven oyu aldı. Gerçekten diyorum bak, iki gözüm önüme aksın, yağlı kurşunlara geleyim, bisiklet altında kalayım ki 10 Temmuz kongresi yapıldı kardeşim.

Ve...

Akşener'in bayramlaşma töreninde silahlı kavga çıktı şeklinde haberler yapılmasına, MHP'nin düzenlemediği bir bayramlaşma töreniyle kaosa sebep olmak...

Ya kardeşim, biliyorsunuz ki MHP Genel Merkezi kaos konusunda hassas işte... Oraya gelen silahlı kişiler Arizona ve Nevada'dan geldiler. "Çelik Bilek'in arkadaşlarıydı" ve tamamen bir turizm gezisiydi bu ve silahları da kurusıkıydı. Boşu boşuna hır gür çıkardınız...

Aslında daha çok madde var tehlikenin ve kaosun ne denli büyük olduğuna dair ama işte böyle benim sütunumun yeri de bu kadar...

Bana kalırsa da Merâl Akşener'e verilecek cezada ihraç ile yetinilmemeli.  İstanbul'dan yola çıkarak Marmara, Ege, Akdeniz, Cebelitarık, oradan Ümit Burnu dolaşılarak Hint Okyanusu, yukarıdan ağrı Kanada ve Amerika'nın arkasından aşağıya inerek Atlas Okyanusu tavaf edilmek sûretiyle Cebelitarık'tan geri dönüş yine Akdeniz ve Ege ve nihâyetinde Kız Kulesi açıklarına dönmek gibi bir kürek cezâsı da verilmeli ki aklı başına gelsin Merâl Akşener ve onu destekleyenlerin....