Dünya

Yeni Zelanda'daki cami saldırılarının zanlıları hakkında neler biliniyor?

Yeni Zelanda Başbakanı, 3 kişinin gözaltında olduğunu ve Avustralyalı zanlının cinayet suçlamasıyla mahkemeye çıkarılacağını bildirdi

16 Mart 2019 01:38

BBC Türkçe

Yeni Zelanda'daki cami saldırıları, Brenton Tarrant ismiyle ve saldırganın bakış açısından kaydedilen canlı bir video akışı olarak internete aktarıldı.

Bir video oyununa benzetilerek çekilen tüyler ürpertici görüntülerde, bu kişinin Nur Camii içinde, önüne gelen kadın, erkek, çocuk herkese yakın mesafeden nasıl ateş ettiği görülüyor.

Aynı kişinin daha önce şiddete teşvik edici aşırı sağ propaganda içeren uzun bir metni de internete yüklediği belirlendi.

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern, halen 3 kişinin gözaltında olduğunu ve 28 yaşındaki Avustralyalı zanlının cinayet suçlamasıyla cumartesi günü mahkemeye çıkarılacağını bildirdi.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison zanlılardan birinin Avustralya vatandaşı olduğunu doğrulamıştı.

Morrison bu kişinin "aşırı sağcı, şiddet yanlısı bir terörist" olduğunu söyledi ve Yeni Zelanda'daki soruşturmaya Avustralya makamlarının da destek vereceğini bildirdi.

Saldırının canlı video akışı

İnternete konulan canlı video akışında, filmi çeken kişinin saldırıyı doğrudan aktarmak üzere başına bir kamera yerleştirdiği anlaşılıyor.

Nur Camii'ndeki saldırıyı an be an canlı gösteren video Facebook'da da kısa bir süre paylaşıldı.

Saldırıyı gerçekleştirmeye giden kişinin otomobilinde arka planında duyulan müziğin, 1990'lardaki Bosna savaşı sırasında Sırp milliyetçi milisleri Çetniklere ait bir marş olduğu belirlendi.

Marşta 1990'lı yıllardaki eylemlerinden dolayı uluslararası mahkeme tarafından soykırım ve savaş suçlarından mahkum edilen Bosnalı Sırpların eski lideri Radovan Karaciç'den övgüyle söz ediliyor.

Zanlının elindeki silahın üzerinde de Müslümanları ve göçmenleri öldürmekten mahkum olmuş kişilerin isimlerinin yazılı olduğu görülüyor.

Beyaz ırkın üstünlüğü fikrine dayalı bir 'manifesto'

Avustralya medyası, adının Brenton Tarrant olduğunu kaydettiği bu zanlının Avustralyalı olup, Sidney'in 600 km kuzeyindeki Grafton kasabasından geldiğini ve daha önce bir spor merkezinde çalışmış olduğunu yazdı.

Zanlının çalıştığı spor merkezini işleten Tracey Gray, yerel medyaya verdiği mülakatta Tarrant hakkında, "Aşırı görüşlü ya da dengesiz olduğunu belli edecek hiç bir şey yapmadı" diyor.

İnternete koyduğu 'Büyük Yer Değiştirme' (The Great Replacement) başlıklı 74 sayfalık bir belgede zanlı, 2017 yılında Avrupa'yı ziyaret ettiğinde gördüğü şeylere öfkelendiğini ve döndüğünde saldırıyı planlamaya başladığını anlatıyor.

Metinden, zanlının Nur Camii'ni 3 ay önce hedef olarak seçtiği, saldırıda ölmemeyi hedeflediği ve eyleminin hedefinin de korku salmak olduğu anlaşılıyor.

Onlarca sayfalık bu metinde uzun uzun Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden örneklerle, Avrupa halklarının yok olmakta olup onların yerini "farklı, daha aşağı ve tehlikeli kültürlerden gelen göçmenlerin" aldığı yolunda bir komplo teorisi işleniyor.

Metin esasen Müslümanlardan korkmak ve nefret etmek gerektiğini anlatan uluslararası bir ırkçı manifesto niteliğinde.

'Yüksek profilli düşmanlar' arasında Erdoğan da var

Devletlerin ve kurumların, "küresel kapitalizmin devamını sağlayabilmek için" göçmen akışını hızlandırmak suretiyle "beyaz soykırımını" teşvik ettiği inancı da bu teorinin önemli bir parçasını oluşturuyor.

Metinde, bu kapsamda "yüksek profil sahibi düşmanlar" olarak sayılan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Londra Belediye Başkanı Sadiq Khan hakkında tehditler de yer alıyor.

Metinde ara ara Yahudi düşmanlığı da su yüzüne çıkıyor ve dünya ekonomisine egemen olan bu sistemden Yahudilerin sorumlu olduğuna ilişkin neo-Nazi iddiaları dile getiriliyor.

Uluslararası bir hareketin parçası mı?

Fakat daha önemlisi, bu komplo teorisi içinde ifade edilen düşüncelerin, bir kişinin yayınladığı bir metinden ibaret olmaması.

Büyük Yer Değiştirme terimi ilk olarak Fransa'da kullanılmıştı, ama bu artık dünya çapında bir çok ırkçı grup tarafından benimsenen bir teori.

Bu grupları ve faaliyetlerini irdeleyen BBC muhabiri Dominic Casciani, bu teorinin önde gelen savunucuları arasında Avrupa'daki İslam karşıtı Kuşak Kimliği (Generation Identity) adlı hareketin üyelerinin bulunduğunu söylüyor.

Bunun da ötesinde bu komplo teorisi, Facebook'daki kapalı gruplar ve diğer sosyal medya platformları başta olmak üzere geniş ve giderek de büyüyen bir akımın ana hattını oluşturuyor.

Bu gruplarda paylaşılan her türlü sahte haber linki ve içeriği, gerçeklerle ve güvenilir kaynaklarla bağını tamamen koparmış kişilerin korkularını ve öfkelerini iyice artırıyor.

Gözaltındaki diğer kişiler kim?

Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern gözaltındaki kişilerin hiçbirinin daha önce güvenlik örgütlerinin izlediği kişiler olmadığını söyledi.

Ardern, zanlıların sorgusunun devam ettiğini o nedenle başka bilgi veremeyeceğini söyledi.