Almanya'da onaylanan yeni yasaya göre istihbarat birimlerinin, insanların kişisel bilgilerine sınırsız erişim sağlaması, hem siyasilerden hem de halktan büyük tepki topladı.
Alman güvelik güçleri artık sadece bir tıkla internet ve cep telefonlarından insanların kişisel bilgilerine ulaşabilecek. Çok daha geniş kapsamlı bir araştırmayı meşrulaştıran yeni yasa tepkilere neden oldu.
Pazartesi (01 Temmuz 2013) günü yürürlüğe giren yasa hakkında Alman vatandaşları en çok, “Bir park cezası mı aldınız, bu nedenle polis cep telefonunuza ve banka hesabınızı denetleme hakkına sahip mi oluyor? Ya da sanal bir forumda Alman İstihbarat birimlerini eleştirdiniz, bu onlara bir anda cep telefonu konuşmalarınızı ve e-mail adresini denetleme hakkını verir mi?" gibi endişeleri taşıyor.
Yeni yasanın sağladığı imkânlar halkı korkutuyor
Yeni yapılandırılan yasa en çok istihbarat ve güvenlik birimlerinin 'bilgi toplama' konusundaki izleyecekleri yolları biçimlendiriyor. İstihbarat elemanları böyle bir yasanın gerekliliğinden söz ederken, bu yasa kişisel hakları savunanlar tarafından anayasaya aykırı olarak değerlendiriliyor. Bu yasaya karşı olanların en büyük korkusu, istihbarat birimlerinin nedensiz yere insanların özel bilgilerini mercek altına alması.
Bu yasanın taranmasına izin verdiği bilgiler, insanların en özel ve ayrıntılı bilgilerini kapsıyor. İsimler, adresler, doğum tarihleri, banka numaraları ve şifreleri ya da pin ve puk numaraları bu bilgiler dahilinde.
Yeni yasaya göre, Federal Polis Teşkilatı, Anayasayı Koruma Teşkilatı, Alman Federal İstihbarat Teşkilatı ve Gümrük Görevlileri, bir kabahat veya suç işlediğinden şüphelendikleri bir kişinin bilgilerine erişebilme hakkı kazanıyor. Bu yasa geçmeden önce, bu denli kapsamlı araştırmalar sadece çok ağır bir suç işlediği düşünülen kişiler için uygulanabiliyordu.
Bu olayı özel hayata bir saldırı olarak niteleyenlerin ise, en çok belirttikleri korkuları, özel bilgilerin araştırılmasını bu kadar kolaylaştıran ve alanını genişleten bu yasanın, yanlış yere park etmek gibi ufak hatalarda bile yargının kendilerini mercek altına alması korkusu.
Anayasaya uyumu tartışma konusu oldu
Alman Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt bu konuda aynı fikirde olmadığını ifade etti ve şöyle konuştu:
"Bu yaptırımlara kırmızı ışıkta geçenleri ya da yanlış yere park edenleri yakalamak için başvurulmayacak. Biz bu yasanın verdiği yetkilere sadece çok hazin sonuçlar doğurabilecek durumlarda başvuracağız."
Bilgi Korunması ve Bilgi Özgürlüğü Federal Komisyon üyesi Peter Schaar, Alman Gazeteciler Federasonu, Alman Yeşiller Partisi, Die Linke ve Korsanlar Partisi'nden bu yaptırımlara ve Rainer Wendt'in yaklaşımına tepkiler yağıyor.
Korsanlar Partisi Genel Başkanı Katharina Nocun, bu yasanın demokrasiye aykırı olduğunu belirtti. Kişinin internet erişiminin denetlenmesi konusunda çok daha caydırıcı yaptırımlar gerektiğine vurgu yaptı.
"Politik tartışmaların sanal âlemde bu yoğunlaştığı bir çağda, bu yaptırım en basit haliyle temel hakların ihlâli olarak adlandırılabilir" diye konuşan Katharina Nocun, en küçük yasa ihlâlinde bile, bu yeni yasanın çok kapsamlı bir alanda tarama yapmaya izin verdiğini söyledi. Bunun bir kişinin hayatıyla ilgili çok belirgin bilgileri ifşa ettiğini söyledi.
Nocun, ayrıca şifrelerin yargının merceği altına girmemesi gerektiğine, bunun çok kolay bir şekilde istismar edilebileceğine dikkat çekti.
Yargıçların şifre dağılımına onay vermesi gerekiyor
Alman yetkilileri tüm “hedef bilgiler”e ulaşamıyor. Eğer pin numarası ya da şifre, arananlar kategorisindeyse, araştırmayı yapacak kişinin bir yargıçtan izin alması gerekiyor. Buna karşılık özel hayata saygıyı savunanlar, yargıçların bu gibi durumları yeterince etraflı incelemediklerini belirtiyor.
2003 yılında Max Planck, Yabancı ve Uluslararası Ceza Hukuku Enstitüsü'nün yayınladığı bir rapora göre, bu gibi durumlar için verilen kararlar şu şekilde yorumlandı. Yetkililer, "Neredeyse hiçbir zaman ret kararı çıkmıyor ya da kaile alınmayacak kadar az" dedi.
Yeni yasaya göre, istihbarat teşkilatları tarafından hesapları ve şifreleri kontrol edilen kişilere haber verilmesi gerekiyor. Geçmişte sistem bu şekilde uygulanmıyordu. Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt bu konuyla ilgili, "Herkesin içi rahat olsun. Eğer bu bilgilere erişim sağlandıysa kişi bu durumla ilgili bilgilendirecektir" diye konuştu.
Telekomünikasyon şirketlerinin müşterilerini bilgilendirmek konusunda artık harekete geçemeyeceğini söyleyen Katharina Nocun, "Dinlenip, dinlenmediğimi bilmiyorum veya avantajsız duruma sokulmadığımdan emin olamıyorum, internette hükümet hakkında negatif bir şey söylersem ne olur gibi bir düşünceye kapılmış toplumda demokrasi değişmiş demektir" dedi.
Sükûnet için çağrı
Yeni yasa, Almanya Anayasa Mahkemesi'nin 2012 yılının Ocak ayında, bilgi erişimine ilişkin bir düzenleme girişimini Anayasaya aykırı olarak bulmasından sonra gerçekleşti. O sırada hakimler, telekomdan bilgi istemek için yapılacak bir düzenlemenin yasal bir dayanağı olmadığını belirtmişti. Ancak mahkeme “temel bilgiler”in paylaşımını Anayasal düzene uygun bulmuştu.
Temmuz ayının 1'inde yürürlüğe giren yasa CDU, FDP ve muhalefet partisi SPD tarafından onaylandı. Mayıs ayında, İçişleri Bakanı Hans Peter Friedrich yaptığı bir açıklamayla hazırlanan yasayı "Suçu araştıran ve tehlikeyi engellemek için çalışan istihbarat birimlerimiz açısından zorunlu görülen bir yöntemdir" diye nitelendirdi. Buna örnek olarak, kayıp kişilerin cep telefonlarındaki GPS bilgilerini tespit ederek bulunabilmesini öne sürmüştü.
Alman Anayasa Mahkemesi, bu yeni yasanın Anayasa'ya uygun olup olmadığı konusunda karar vermek zorunda.
Katherina Nocun,"Bu yasa altı noktada Anayasayı kesinlikle ihlâl ediyor" diye konuştu ve Korsanlar Partisi'nden Patrick Breyer ve destekçileriyle birlikte yasanın mahkemede görüşülmesi için başvuruda bulunduklarını belirtti. Nocun şu ana kadar binlerce kişinin bu konuda dilekçe verdiğini açıkladı.
Polis Sendikası Başkanı Rainer Wendt'te bu yeni yasanın Almanya anayasasıyla tam olarak bağdaşmadığını kabul ettiğini belirtirken konuşmasına şöyle devam etti:
"Hukuken bakıldığında bazı insanları rahatsız etse de gelişmek zorunda olduğumuz yeni bir alandayız. Meclis üyeleri, hatta hukukçular bile bahsedilen alan konusunda tam bilgiye sahip değil. Halkımızdan, konuyla ilgili doğru kararlar vermeye çalışan kanun yapıcılara ve Anayasa mahkemelerine karşı anlayışlı olmalarını istiyoruz. Anayasamızın ana hatlarını gelişen bilgi teknolojileri çağına uyarlayabilecek olanlar sadece bu kurumlardır."