Gündem

"Yeni sistemin yeni sorunları; bakan yardımcısının HSK'da görev yapması Anayasa'ya aykırı"

703 sayılı KHK'de yargı ve güvenlik kurumlarına ilişkin değişiklikler yapıldı

10 Temmuz 2018 10:12

703 sayılı KHK’da yargı ve güvenlik kurumlarına ilişkin yapılan değişiklik sonucunda Anayasanın 159. maddesinde Adalet Bakanlığı müsteşarının Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) doğal üyesi olmasına karşın, kararnameyle müsteşar yerine bakan yardımcısı getirildi. Kararnameye göre, bakan yardımcısı, anayasaya aykırı olarak HSK üyesi olarak görev yapacak.

Cumhuriyet'ten Alican Uludağ'ın haberine göre,  Cumhurbaşkanı, istediği kamu görevlisini hiçbir şart olmadan vali olarak atayabilecek. Üstelik valiler, devletin değil cumhurbaşkanının temsilcisi olacak. Çözüm süreci için kurulan Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı da lağvedildi. Bakan yardımcılarının Anayasa Mahkemesi ve Danıştay üyesi olmasının önü açıldı. 703 sayılı KHK’de yargı, mülkiye ve güvenlik kurumlarıyla ilgili öne çıkan düzenlemeler şöyle:

2992 sayılı “Adalet Bakanlığı’nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun” yürürlükten kaldırıldı. Aynı şekilde Türkiye Adalet Akademisi Kanunu da kaldırılarak kurum tamamen lağvedildi. Buradaki tüm personelin görevi sona erdi. Kadrosu akademide bulunan hâkim ve savcılar HSK tarafından, diğer personel ise Adalet Bakanlığı tarafından 15 gün içinde durumlarına uygun bir göreve atancak. Kurumun bütün malvarlığı da bakanlığa devredildi. TAA’nın yerine Hâkim ve Savcı Eğitim Merkezi kuruldu. Bu merkez, faaliyete geçene kadar mevcut hâkim ve savcı adaylarının eğitimini Adalet Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığı yapacak. Eğitimini tamamlayanların sınavlarını bakanlık bürokratları ile Adalet Bakanı’nın uygun göreceği bir HSK üyesi yapacak.

Bakan yardımcılarına AYM üyeliği hakkı

Kararnameyle, Anayasa Mahkemesi’nin yasasında değişikliğe gidildi. Bu kapsamda, birlikte yapılan ilk cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimi sonucunda Cumhurbaşkanının göreve başladığı tarihten önce görev yapmış Bakanlar Kurulu üyeleri, görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan’da yargılanacak. Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlar hakkındaki Yüce Divan yargılamaları üç ay içinde tamamlanmak zorunda kalacak. Yargılama bu süre içinde tamamlanmadığı takdirde, ilave üç ay süre verilecek. Yeni düzenlemeye göre, “45 yaşını doldurmuş olmak, yükseköğretim görmek ve hâkimlik mesleğine alınmaya engel halinin bulunmaması” kaydıyla bakan yardımcıları da Anayasa Mahkemesi üyesi seçilebilecek. Bu atamayı Cumhurbaşkanı yapacak.

HSK’de Anayasa çiğnendi

KHK ile, anayasaya aykırı şekilde HSK’den müsteşar çıkarılıp Adalet Bakanı Yardımcısı eklendi. 16 Nisan referandumunda kabul edilen Anayasa değişikliği metninde, “Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir” ibaresi vardı. Ancak Hâkimler ve Savcılar Yasası’ndaki “müsteşar” ifadesi kaldırıldı, yerine “bakan yardımcısı” getirildi. Müsteşarın kurulun tabi üyesi olduğuna yönelik maddeye de bakan yardımcısı eklendi. Böylece anayasanın öngörmediği bir bürokrat, HSK üyesi olarak yargıyı yönetecek. Bu durumda bakan yardımcısının Birinci Daire üyesi olarak attığı her imza, anayasaya aykırı olacak.

Dairelerin görevleri     

Anayasa değişikliğiyle daire sayısı üçten ikiye düşürülen HSK’de daireler arasındaki üye dağılımı da belli oldu. Birinci dairede, bakan yardımcısı, Yargıtay’dan seçilen bir, adli yargıdan seçilen iki, idari yargıdan seçilen bir ve öğretim üyesi/avukatlar arasından seçilen bir üye görev yapacak. İkinci dairede ise Yargıtay üyeleri arasından seçilen iki, Danıştay kökenli bir, adli yargıdan seçilen bir ve öğretim üyesi/ avukatlar arasından seçilen iki üyeden oluşacak. Süresi biten HSK üyeleri, bir kez daha seçilebilecek.

KDGM lağvedildi

Hükümetin özellikle çözüm süreci için 2010’da kanunla kurduğu Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı lağvedildi. Bütün malvarlığı, Hazine’ye, personeli ise İçişleri Bakanlığı’na devredildi. Devir işlemleri sırasında çıkacak tereddütleri gidermeye ise Cumhurbaşkanı yetkili olacak.

Devletin değil cumhurbaşkanının valisi

İl İdaresi Yasası’nda düzenlene, “Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vasıtasıdır” ifadesi, “Vali, ilde Cumhurbaşkanının temsilcisi ve idari yürütme vasıtasıdır” şeklinde değiştirildi. Vali atamalarında İçişleri Bakanı’nın rolüne son verildi. Tek söz sahibi Cumhurbaşkanı oldu. Vali olarak atanma şartı olan “Mülki idare amirliği hizmetleri sınıfından vali olarak atanacaklarda; birinci sınıfa yükselmiş ve birinci sınıfa yükseldikten sonra birinci sınıfa yükselme niteliğini kaybetmemiş olma şartı aranır” hükmü yasadan çıkarıldı. Vali muavinlerinin, en az altı yıl kaymakamlıkta bulunmuş ve bu hizmetin iki yılını doğuda geçirmiş olanlardan tayin edilme şartı kaldırıldı. Bir başka değişiklikle bucakların adlarının konulması, sınırlarının değiştirilmesi Cumhurbaşkanı kararıyla olacak.

Danıştay devre dışı

KHK’den Danıştay da nasibini aldı. Belediye Yasası’nda yapılan değişiklikle bir yerde belediye kurulması veya tüzel kişiliğinin sona erdirilmesinde Danıştay’dan görüş alınmasına son verildi. Buna tek başına Cumhurbaşkanı karar verecek. Aynı şekilde bir yerde köy tüzel kişiği kurulması, kaldırılması veya beldeye çevrilmesi de sadece Cumhurbaşkanı kararıyla gerçekleşecek. Danıştay üyelerinin kimler arasından seçileceğine ilişkin maddeye, “Cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakan yardımcılığı, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı” ibaresi de eklendi. Danıştay’ın Cumhurbaşkanlığı tarafından gönderilen işler hakkında görüş bildireceği hükmü de kanundan çıkarıldı. Danıştay, ilk derece mahkemesi olarak artık sadece “cumhurbaşkanı kararlarına” karşı açılacak davaları karara bağlayacak. Danıştay artık “Cumhurbaşkanınca çıkarılan kararnameler dışındaki düzenleyici işlemlere” karşı açılan davalara bakacak.

İdari yargıya kısıtlama

İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda değişiklik yapıldı. Bu kapsamda idari mahkemelerin, yürütme görevinin Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak karar veremeyeceği kuralı getirildi. “Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır” hükmü kaldırıldı. Danıştay veya idare mahkemelerinin baktığı davalarda, istenen bilgi ve belgelerin devletin güvenliğine veya yüksek menfaatlarına veya devletin güvenliği ve yüksek menfaatlarıyla birlikte yabancı devletlere de ilişkin ise, Cumhurbaşkanı veya yardımcısı tarafından verilmeyebilecek.

MİT’te müsteşar gitti, başkan geldi

Kararnameyle, “Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığı” ibaresi “MİT” şeklinde, “Müsteşar” ibaresi “Başkan” şeklinde, “Milli İstihbarat Teşkilatı” ibaresi “MİT” şeklinde değiştirildi. “MİT Müsteşarı” ibarelerinin yerini “Teşkilat Başkanı” ibaresi aldı. Eklenen geçici maddeyle Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı ve Müsteşar Yardımcılarının kadro unvanı, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı ve Başkan Yardımcısı şeklinde değiştirildi. Halen anılan kadrolarda bulunanlar başka bir işleme gerek kalmaksızın Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı ve Başkan Yardımcısı kadrolarına atanmış sayıldı. MİT’in yetkilerini düzenleyen maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usuller, Cumhurbaşkanı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenecek. MİT Yasası’nın atamalar başlıklı 13’üncü maddesindeki “Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı, Cumhurbaşkanınca atanır. (1) MİT Müsteşar yardımcıları ve başkanlar, MİT Müsteşarının teklifi üzerine, Cumhurbaşkanınca atanır. (1) Diğer personel MİT Müsteşarı tarafından atanır” fıkraları yürürlükten kaldırılırken, “MİT kadrolarına yapılan atamalar Resmi Gazete’de yayımlanmaz ve gizli tutulur” hükmü konuldu. Böylece MİT Başkanı’nın diğer personeli atama yetkisi elinden alınarak Cumhurbaşkanına bırakıldı.