Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ısrarla uygulanmasını istediği “düşük faiz” politikası ve bu politikanın sonuçları Merkez Bankası’ndan sonra artık rakamları gizleyemez duruma geldiği konuşulan TÜİK’te de 20 ay içerisinde dördüncü kez başkanın değişmesine yol açtı.
Erdoğan’ın ısrarına rağmen faiz indirimine yanaşmayan ya da ürkek yaklaşan Murat Çetinkaya 6 Temmuz 2019’da görevden alındı. Yerine atanan Başkan Yardımcısı Murat Uysal ise 30 Kasım 2020’ye kadar bu görevde kalabildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın 8 Kasım’da istifa etmesinin ardından ekonomide yeni modeli yeni kadrolarla yürütmek isteyen Erdoğan, Uysal’ın yerine Naci Ağbal’ı getirdi. Ancak Ağbal, 18 Mart 2021’de faiz arttırma kararı alınca sadece 4,5 ay sonra koltuğundan oldu. Ağbal’ın yerine Şahap Kavcıoğlu atandı.
Böylece 20 aylık dönemde dördüncü kez Merkez Bankası Başkanlığı’na atama yapıldı. Bu durum Merkez Bankası tarihine geçti. Kavcıoğlu ise Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığı’ndaki ekonomistlerle uyumlu hareket ederek bugüne kadar koltuğunu korudu.
Politikanın sonuçlarına yenilen TÜİK başkanları
Merkez Bankası başkanları Erdoğan’ın faiz politikalarıyla uyumlu hareket etmedikleri için ardı ardına görevlerinden alındılar. Bu politikaların sonuçları ise TÜİK başkanlarının ardı ardına değişmesine yol açtı.
Resmi Gazete’de gece yayımlanan kararnameyle geçen yıl mart ayından bu yana TÜİK Başkanlığı’nı yürüten Sait Erdal Dinçer görevden alındı. Yerine Erhan Çetinkaya getirildi.
TÜİK’te başkanlığı vekaleten yürüten Yinal Yağan, 22 Mayıs 2020’de Sümer Holding’e genel müdür olarak atanmış, Başkan Yardımcısı Muhammed Cahit Şirin ise TÜİK Başkanlığı’na getirilmişti. Ancak Şirin, başkanlıkta 1 yılını dolduramadan görevi devretti. 15 Şubat 2021’de görevden alınan Şirin’in yerine Başkan Yardımcısı Ahmet Kürşad Dosdoğru vekaleten getirildi. TÜİK Başkanlığı’na 15 gün sonra Sait Erdal Dinçer atandı. Ancak Dinçer de görevde 1 yılı dolduramadı.
20 ayda dört başkan
Böylece Merkez Bankası’nda olduğu gibi TÜİK’te de tarihe geçen görev değişiklikleri gerçekleşmiş oldu. Çetinkaya ile birlikte 20 ayda dört kez başkanlığa atama yapıldı.
TÜİK’in rakamları yetmedi
Dinçer’in 11 ay süren başkanlığı boyunca TÜİK hep tartışmaların odağında kaldı. TÜİK’in gerçek enflasyon rakamlarını yansıtmadığı, enflasyon sepeti ile sürekli oynamalar yaparak rakamların düşük çıkmasını sağladığı uzun yıllardır konuşuluyor. Ancak bu iddialar özellikle 2021 başından bu yana iyiden iyiye yükseldi. Enflasyonu bağımsız olarak hesaplayan kuruluşlarla TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasındaki makas açıldı.
3 Aralık’ta Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Kasım ayında Tüketici Fiyat Endeksi'nin (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 3,51 arttığını, yıllık bazda ise yüzde 21,31'e yükseldiğini açıkladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter'dan, "TÜİK'ten randevu istedim, vermediler. Saat 11.00'de geliyorum, haberiniz olsun" diye yazdı. Söylediği saatte TÜİK'e giden CHP lideri içeri alınmadı. Kılıçdaroğlu, TÜİK kapısı önünde yaptığı açıklamada, "Devletin bilgileri ve bu bilgilerin nasıl toplandığına ilişkin açıklamalar ana muhalefet partisine yapılmak istenmiyor. Kapılar kapanıyor. Böylesi bir tabloyu cumhuriyet tarihinde hiç görmedik. TÜİK devlet kurumu olmaktan çıkmış saray kurumu haline gelmiştir" dedi.
“Siyasetin parçası haline gelmesin diye”
Dinçer’in, Kılıçdaroğlu ile görüşmeme gerekçesi ise tartışmaları boyutlandırdı. Dinçer, günler sonra yaptığı açıklamada, "Kurumu siyasi tartışmaların bir parçası haline getirmek istemedim.
Bu kurum siyasetten uzak, tartışmalardan uzak kalıp, ülkenin en kritik verilerini üretmeli. Çok hayati bir iş bu. Görüşmeme nedenimiz budur. Kurumu aralık ayı içinde basına ve konunun uzmanlarına açmayı planladık. Enflasyonla ilgili verileri paylaşan ENAGrup yöneticisi Prof. Veysel Ulusoy ve ekibini de davet etmeyi planladık. Kendisiyle görüştüm. Zaman planlaması yapıyorduk. Sonra da ekonomi ve finans yazarlarını, uzmanları davet edecektik. Kılıçdaroğlu’nun görüşme talebi bu çalışmaların ertelenmesine neden oldu. Ben gerçekten hayatım boyunca hiç siyasetle uğraşmadım. Tüm hayatım akademi. Kurumu da siyasi tartışmaların parçası olmaması için korumaya çalıştım. Belki sonuçları farklı oldu. Ancak niyetim kurumu dışa kapatmak asla değildir" dedi.
“84 milyona karşı sorumluyum”
Ancak bu açıklamalara rağmen TÜİK’in açıkladığı rakamlara yönelik güvensizlik devam etti. 3 Ocak’ta Aralık ayı enflasyonu açıklandı ve böylece 2021 yılı enflasyon oranı açıklanmış oldu. TÜİK, zam yağmuruna rağmen yıllık enflasyonu yüzde 36,08 olarak belirledi. Son 19 yılın en yüksek enflasyon oranının açıklanmasına rağmen, TÜİK’in rakamları ile bağımsız kurumların rakamları yine birbirini tutmadı. Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), yıllık enflasyonun yüzde 82 olduğunu duyurdu.
Dinçer, Dünya Gazetesi’ne verdiği röportajda, bu eleştirilerin anımsatılarak, TÜİK’in rakamlarla oynayıp oynamadığının sorulması üzerine, “Enflasyon hesabında ben 84 milyona karşı sorumluyum, bir yanlışa imza atarsam 84 milyonun hakkını yemiş olurum. Biliyorsunuz, milyonlarca çalışan bizim açıkladığımız enflasyona göre zam alıyor. Şimdi o insanların adeta geliriyle oynamak, hakkını yemek... Bunu yapmam, böyle bir sorumluluk altına girmem söz konusu olabilir mi?” dedi.
Dinçer, ısrarlı sorulara ise “Bu koltukta şimdi ben oturuyorum, yarın başkası oturur; yani başkanın kim olduğunu boş verin. Siz sanıyor musunuz ki TÜİK’te enflasyon hesaplamasıyla ilgili birimde çalışan yüzlerce arkadaşım ortaya koydukları orandan çok farklı bir açıklama yapılmasını sineye çeker, hiç sesini çıkarmaz...” karşılığını verdi ve kuruma güvenilmesini istedi.
Güven sorunu sürüyor
Dinçer’in açıklamalarına rağmen eleştiriler ve güven sorunu devam ediyor. Sadece enflasyon rakamlarına değil, farklı rakam ve uygulamalara da tepki büyük.
TÜİK, geçtiğimiz yıl uzun süre ölüm oranlarını açıklamadı ve açıklamayı sürekli erteledi. İşsizlik rakamları açıklandığında ise kurumun rakamları ile İŞKUR rakamlarının farklı olduğu görüldü.
Ekonomistler de TÜİK’in enflasyon sepetini değiştirerek, işsizlikle ilgili tanım farklılıkları getirerek güvensizlik yarattığı görüşünde.
Buna karşılık iktidarın TÜİK’in açıkladığı son enflasyon rakamlarından ve Dinçer’in açıklamalarından rahatsızlık duyduğu da kulislere yansıyordu. Bu iddiaların doğruluğu Dinçer’in görevden alınmasıyla açığa çıktı. Ancak 20 ayda dördüncü kez başkanı değiştirilen kuruma güvenin nasıl sağlanacağı hala bir muamma.