Gündem

Yeni Şafak'a göre, Türkiye IŞİD koalisyonuna nasıl destek verecek?

Yeni Şafak Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Türkiye'nin koalisyona destek vermesi durumunda tampon bölge, İncirlik Üssü ve güvenli bölge seçeneklerini değerlendirdi

26 Eylül 2014 12:26

Yeni Şafak Gazetesi Ankara Temsilcisi Abdülkadir Selvi, Türkiye’nin Irak Şam İslam Devleti’ne (IŞİD) karşı oluşturulan koalisyonda nasıl bir rol üstlenebileceğini yazdı. Selvi yazısında İncirlik Üssü’nün kullanılmasına Türkiye’nin izin vermeyeceğini vurgulayarak, tampon bölgeye de ABD’nin sıcak yaklaşmadığını belirtti. Selvi, “Türkiye'den tankların, topların ve hafif silahların da içinde yer alacağı 910 bin askerin görev yapacağı bir askeri planlama yapılıyor” dedi.

Abdülkadir Selvi’nin Yeni Şafak’ta “Güvenli bölgenin püf noktası” başlığıyla yayımlanan (26 Eylül 2014) yazısı şöyle:

 

Güvenli bölgenin püf noktası

 

IŞİD'le mücadele konusunda, Türkiye için karar anı yaklaşıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD'den dönüşünden sonra hükümet ve askerin de katılımı ile bir zirve yapılması bekleniyor.

Ankara'da yapılan projeksiyon, ABD'nin uzun sürecek bir mücadele planı hazırladığı yönünde.

Birkaç yıl devam edecek bir sürecin içine giriliyor.

Çekiç Güç, 12 yıl sürmüştü.

Bu kez aynı şey beklenmiyor ama kısa süreli bir müdahale olmayacağı da kesin.

Müdahalenin üzerinde durulması gereken önemli yanlar var.

1-ABD'nin IŞİD'le mücadelesi kısa süreli bir müdahale olarak öngörülmüyor.

2-ABD'nin önceliği Türkiye'nin müdahale gücünde yer alması. Kerry, IŞİD'le mücadelede Türkiye'yi ön saflarda görmek istediklerini beyan etmişti. Türkiye ise şimdiye kadar, askeri müdahale kapısını hiçbir zaman açmadı. Türkiye açısından birkaç hassas nokta var.

1-İncirlik Üssü: IŞİD'e yönelik operasyonlarda İncirlik'in kullanılması konusunda Türkiye hiçbir zaman kapıyı aralamadı. Ayrıca İncirlik tek seçenek değil.

ABD, şu ana kadar yaptığı operasyonları uluslararası sulardaki savaş gemilerinden fırlattığı füzeler ve savaş uçakları ile gerçekleştirdi.

Peki Türkiye İncirlik, kapısını açsa ABD kullanmak ister mi? Üstü kaymaklı ekmek kadayıfı olur.

Türkiye, İncirlik konusunda hassas.

Savaş uçaklarının ya da silahlı İnsansız Hava Araçlarının İncirlik Üssü'nü kullanmasına izin verilmeyecek.

ABD'nin Girit'ten kalkıp Suriye üzerinde keşif yapan İHA'ların ikmal amaçlı olarak İncirlik'i kullanması yönünde bir talebi olduğu anlaşılıyor.

Yakıt ikmali yapan tanker uçakları ile silahsız İHA'ların, İncirlik'i kullanması konusunu müzakere edilebilir bulunuyor.

Ama savaş uçaklarının ve silahlı İHA'ların İncirlik Üssü'nü kullanmasına Ankara kapalı.

Çünkü bu durumun Türkiye'yi cephe haline getireceği düşünülüyor. Savaş uçaklarının İncirlik'ten kalkıp IŞİD mevzilerini bombalaması durumunda başta İncirlik olmak üzere Türkiye'nin açık cephe haline gelmesinden endişe ediliyor. IŞİD, New-York ya da Paris'te eylem yapamayabilir ama Adana, Londra kadar uzak değil.

 

2-Tampon Bölge: ABD'nin 1.Körfez Savaşı'ndan sonra Irak'ta 36. Paralel'in üstü ve 32.Paralel'in altında olmak üzere uyguladığı, 'Uçuşa Yasak Bölge' uygulamasından esinlenerek hazırlandı. Tampon Bölge, ülkemizin önerisi.

Ama Irak'ta olduğu gibi sadece havadan denetlenen uçuşa yasak bir alan değil, karadan da askeri birliklerce güvenliği sağlanan bir alan olarak öngörülüyor. BM Güvenlik Konseyi kararı gerekmesi ve ABD'nin sıcak bakmaması nedeniyle Tampon Bölge'ye fazla şans tanınmıyor.

 

3-Güvenli Bölge: BM Güvenlik Konseyi kararı gerekmemesi ve koalisyonu oluşturan ülkeler tarafından kurulabilecek olması nedeniyle üzerinde çalışılıyor.

Güvenli Bölge'de iki seçenek ön plana çıkıyor.

1-Sınır boyunca güvenli bir hat. Kuzey hattı Türkiye sınırı olmak üzere Irak ve Suriye hattı boyunca uzanan ve derinliği 20-30 kilometre olan bir alan

2-Cep şeklindeki güvenli bölge.

Düz bir hat olarak değil, girintili ve çıkıntılı olarak cep şeklinde düşünülüyor.

Cep şeklinde düşünülmesi ve girintili, çıkıntılı olarak planlanmasının nedeni ise tehlike altındaki yerleşim yerlerini kapsaması. Ama bunlar birbirinden kopuk olmadan ve fazla girintiye ve çıkıntıya da girmeden planlanıyor.

Tehlike altındaki Kürtleri, Arapları ve Türkmenleri içine alması öngörülüyor. Ayrıca bunların karadan da güvenliği sağlanacağı için, kara birliklerimiz arasında bir kopukluğun olmamasına özen gösteriliyor.

Güvenli bölgenin hem havadan hem de karadan güvenliğinin sağlanacak olması nedeniyle, önemli bir zorluk, finansmanının sağlanması konusunda ortaya çıkıyor.

3-Ne kadar asker öngörülüyor.

Haritalar üzerinde yapılan planlamalar, askeri ihtiyaçlar dikkate alınarak yenileniyor.

Tampon Bölge ya da Güvenli Bölge adı ya da statüsü ne olursa olsun, Türkiye'nin temel önceliği hem havadan hem karadan kontrol ve güvenliği sağlayacak olan mekanizmanın içinde yer almak. Yani Çekiç Güç gibi olmasına izin verilmeyecek.

Bunun için ne kadar asker öngörülüyor.

Bunun için mekanize birliklerin de yer alacağı en az 3 Tugay düşünülüyor. Bunlar karada muharip birlikler olacak. Havada ise savaş uçakları görev yapacak.

Tampon Bölge için koalisyon güçlerinin 30-35 bin askeri bulundurması öngörülüyor.

Güvenli bölge için 20-25 bin askere ihtiyaç duyuluyor.

Türkiye'den tankların, topların ve hafif silahların da içinde yer alacağı 910 bin askerin görev yapacağı bir askeri planlama yapılıyor.

Tampon Bölge ya da Güvenli Bölge konusunda Türkiye açısından önemli bir nokta var. Başta son saldırıda Kobani'den gelen 150 bin kişi olmak üzere Türkiye'deki Suriyeli sığınmacıların zaman içinde bu bölgelere nakledilmesi düşünülüyor.

Suriyelileri kendi vatan topraklarına ve güvenli bölgelere nakletmek.

İşin püf noktalarından biri de bu.