Gündem

Yeni Şafak yazarı: "Sandıktan 'evet' çıkmasını biz sağladık" diyen bazıları Erdoğan'dan rol çalacak

"Bu millete yapılacak en büyük ayıplardan biri..."

11 Şubat 2017 14:37

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, referandum sürecine ilişkin olarak, "Kurdukları fraksiyonist diskurla 'sandıktan evet çıkmasını sadece ve tek başımıza biz sağladık' demeye hazırlandıklarını düşündüğüm bazılarının aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan'dan ve bu muazzez milletten rol çalmaya hazırlandıklarını da düşünüyorum" dedi. Kılıçarslan, "Ve elbette bunun Recep Tayyip Erdoğan'a, onun yol arkadaşlarına ve millete yapılacak en büyük ayıplardan biri olduğunu da" ifadesini kullandı.

Kılıçarslan'ın Yeni Şafak'ta "Referanduma dair başıbozuk notlar" başlığıyla yayımlanan (11 Şubat 2017) yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onay vermesiyle süreç başladı. 16 Nisan 2017 günü, 'sistem değişikliği'ni oylamak üzere sandığa gideceğiz.

Sistem değişikliği lafzını tırnak içine almam boşuna değil zira CHP neredeyse yapmayı bildiği tek işi yaparak bu referandum kampanyasını da 'rejim değişiyor' cümlesiyle başlattı. Açık konuşmak gerekirse herhangi bir rejim değişikliğinden –o da bir ihtimal- karlı çıkabilecek tek partinin CHP olabileceğini düşünüyorum. Çünkü rejim değişikliği demek sandığı ortadan kaldırıp bir çeşit vesayet sistemine geçmek olacaktır Türkiye'de. Bu da, uzun yıllardır girdiği hiçbir seçimi hiçbir şekilde kazanamayan CHP'nin 'iktidar görmesi' için elde edebileceği tek şanstır. Benim kafamdaki formül çok nettir: 'Ortada sandık varsa CHP'ye iktidar yüzü yok.'

Yine bana kalırsa bu referandumun öncelikli amacı 'Recep Tayyip Erdoğan'ın başkan seçilecek olması' da değildir. Değildir, zira Recep Tayyip Erdoğan bugün itibariyle fiilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin başkanıdır zaten. Erdoğan bence başkanlık sistemini kendi döneminden daha çok kendisinden sonraki dönem için arzu etmektedir. Tayyip Erdoğan'ın 'bizde Erdoğanlar bitmez' cümlesini tam burasından yorumlamaya meyyalim. Yine bana kalırsa devlet aklı, Türkiye'nin içinde bulunduğu tarihi dönemeçten avantajlı çıkabilmesinin en etkin yolu olarak bu sistem değişikliğini görmektedir ve bu görüşünde haklıdır.

Hepsi bir yana, başkanlık sisteminin memlekete sağlayacağı en büyük hayır, seçimlerin gerçekten de 5 yılda bir aralığıyla gerçekleşebilecek olmasıdır. İçinde bulunduğu tarihsel dönemeçte Türkiye'nin başına gelebilecek en ağır yük siyasi istikrarsızlık yüküdür zira.

Meseleyi bir başka yanından ilerletmeye çalışayım. Referanduma 'hayır' diyecek kitlelerin bütün bu gerçekleri aslında bildiklerini ya da en azından bu gerçeklerin aynı zamanda doğru olduğunu hissettiklerini düşünüyorum. Ancak aldıkları siyasi pozisyon, bunu böylece kabul etmenin imkânsız olduğu bir pozisyondur. Bana kalırsa başkanlık sistemi, bu kısır siyaset anlayışını da yerinden edecek bir sistemdir. Siyasetin bütün unsurlarıyla normalleşmesini sağlayacak bir sistem değişikliğine doğru ilerliyoruz.

Sistem değişikliğini oylayacağımız yasa değişikliklerini dikkatle incelediğimde yeni sistemin olası kriz anlarında hızlı karar almayı sağlayacak bir yapısının olduğunu da düşünüyorum. Kavramı sevelim ya da sevmeyelim bugünün dünyasında öncelikli gereklilik 'hız'dır. Mevcut sistemin yapısıyla bu hızın istenen düzeye ulaşmadığını, ulaşamadığını da sanırım herkes kabul edecektir.

Referandum maddeleri arasında 'keşke bu başka türlü olsaydı' dediğim maddeler yok mu peki? Elbette var. Mesela 'başkan bir ya da daha çok başkan yardımcısı atar' maddesi bence 'başkanlık seçimine girecek aday kamuoyuna bir ya da daha çok başkan yardımcısını seçimden önce tanıtır' şeklinde olabilirdi. Mesela Devlet Bahçeli'nin ve Binali Yıldırım'ın seçimden sonra başkan yardımcıları olacağını bilerek sandığa gideceğimiz bir seçim pekâlâ daha iyi bir seçim olabilirdi.

Bu vesileyle 2019 seçimlerinde 'başkan yardımcısı' olarak görmek istediğim iki ismi de beyan etmiş oldum sanırım.

'Hah. Referandumdan evet çıkacağından bu kadar emin misin de 2019 başkanlık seçimlerine dair cümleler kuruyorsun?' diyenler olacaktır. Doğrusu bu ya, referandum sonucundan oldukça eminim. 15 Temmuz'u yaşamış, Türkiye üzerine yapılan tüm kurguları görmüş ve püskürtmüş bu muazzez millet referandumdan evet çıkmasını sağlayacaktır. Buna hiç şüphem yok. Kaldı ki Recep Tayyip Erdoğan'ın, Binali Yıldırım'ın ve Devlet Bahçeli'nin forse edeceği meydanların 'referandum sonucu hayıra daha yakın' diyerek numara çeken herkesi darmadağın edeceğini düşünüyorum.

Bir başka şey daha düşünüyorum fakat bunu usulüne uygun şekilde söylemenin bir yolu yok. O yüzden dümdüz söyleyeceğim: Kurdukları fraksiyonist diskurla 'sandıktan evet çıkmasını sadece ve tek başımıza biz sağladık' demeye hazırlandıklarını düşündüğüm bazılarının aynı zamanda Recep Tayyip Erdoğan'dan ve bu muazzez milletten rol çalmaya hazırlandıklarını da düşünüyorum. Ve elbette bunun Recep Tayyip Erdoğan'a, onun yol arkadaşlarına ve millete yapılacak en büyük ayıplardan biri olduğunu da… Bilmem anlatabiliyor muyum?

Ne diyordu Borges: 'Dayımın evladı senin için rahat olsun. Milletten ve milletin adamı Erdoğan'dan rol çalıp güç devşirmeye kalkanların siyasi mezarlarıyla dolu geçtiğimiz 15 yıl. O bakımdan şey yapma. Ver eveti, yak çubuğu, bak keyfine.'