Yeni Şafak gazetesi yazarı Mehmet Acet, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı seçimi adaylığı açıklamasına ilişkin olarak, "Belki de Kemal Bey Ekrem İmamoğlu’na, Meral Akşener’e ve 'Aday ben olmalıyım' yarışına giren herkese kızdığı için, 'Aday olma hakkı evvel emirde bana ait, size ne oluyor' mesajı vermek istiyordur." düşüncesini dile getirdi.
Acet yazısında, "CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sonbaharda erken seçim çağrısını daha sık yapmaya başladı. Niçin böyle yapıyor? Herhalde ileride şartların kendileri açısından bugünkünden daha elverişli olmayabileceği endişesiyle bu çağrıları yapıyor. O nedenle, kendi aralarındaki adaylık rekabeti de erken başlamış oldu. Kılıçdaroğlu, son haftalarda gençlerin gönlüne girecek türden faaliyetler yürütüyor. En son genç bir Youtuberın yayınına katıldı, sorularını cevapladı." ifadesini kullandı.
Acet şunları kaydetti:
"O programda ilginç bir şey de oldu ve Kılıçdaroğlu seçimlerle ilgili konuşurken “ben seçildiğimde“ ifadesini kullandı bu da, adaylık sinyali olarak yorumlandı. Aynı programın devamında Kılıçdaroğlu’nun bu ifadesini fark eden izleyiciler “Cumhurbaşkanlığı adayı sinyali mi?” sorusunu sordu. Bunun üzerine Kılıçdaroğlu “Ben partim adına konuşuyorum, bireysel konuşmuyorum” yorumunu yaptı.
Bunlar taktiksel hareketler de olabilir belki ama CHP Genel Başkanı’nın aday olmasına dönük işaretler bundan ibaret de değil Kendisi ile birlikte yakın teşrik-i mesai içinde olan bir isim İzmir milletvekili ve Başdanışmanı Tuncay Özkan’ın sözleri mesela. KRT televizyonunda Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ile ilgili açıklamalar yapan Özkan, “Cumhurbaşkanlığına aday olursa kazanır. Yüzde yüz kazanır. Her şeyin üzerine iddiaya girerim” diye iddialı sözler sarf etti. Belli ki aralarında önceden bir paslaşma olmuş.
Kılıçdaroğlu’nun ‘seçildiğimde’ sözleri ile, en yakın kurmayının “Yüzde yüz kazanır” demesinin aynı günlerde karşımıza çıkmasını hesapsız kitapsız açıklamalar olarak görmek biraz fazla saflık olur. Bu bir taktik mi? Öyle bir niyet olmadığı halde, asıl adayın yıpranmasını önlemek için manevra mı yapıyorlar, hem Kılıçdaroğlu’nun hem de Özkan’ın içini bilmediğimiz için bir şey diyemiyoruz."