Gündem

"Yeni parti kurma çalışmalarına başlayan çevreler, çıkan sonuca AKP'den daha fazla üzülmüş"

"Demoralize oldular"

03 Nisan 2019 09:51

Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Ahmet Takan, yeni parti kurulacağı yönündeki iddialarıyla ilgili olarak bir yazı kaleme aldı. Takan, "Seçimden çok çok önce yeni parti kurma çalışmalarına başlayan o malum çevreler, çıkan sonuca AKP'den daha fazla üzülmüş görünüyorlar. Mansur Yavaş Ankara'yı, Ekrem İmamoğlu İstanbul'u kazanınca demoralize oldular" dedi.

Ahmet Takan, Yeniçağ'da "Yeni parti oluyor mu?" başlığıyla yayımlanan yazısında bir yeni parti kurulacağı yönündeki iddiayı değerlendirdi. Takan yazısında şunları kaydetti: 

Seçim yorgunluğunu üzerimden atamadım. Aslında yılların verdiği yorgunluk da var... Neyse!.. İzin verirseniz bugün biraz kısa tutacağım...

Her yerde aynı soruyla karşılaşıyorum; "Tayyip Erdoğan, Mansur Yavaş ile Ekrem İmamoğlu'nu görevden alır mı?".. Cevabı kesin bir dille veriyorum; "Hayır almaz. Kesinlikle almaz. Böyle bir  siyasi hata yapmaz".. "Ee, seçim öncesi söyledikleri ne olacak" diye tepki gösterenlere de Erdoğan'ın pragmatist bir siyasetçi olduğunu geçmişteki örnekleri ile anlatıyorum. Evet, bir kez daha tekrarlıyorum; R. Erdoğan, Yavaş ve İmamoğlu'nu kesinlikle görevlerinden almaz. Peki, seçimi kaybetmelerine rağmen, AKP'nin hâlâ Ankara ve İstanbul'da devam ettirdiği boş tantana neyin nesi?.. Hâlâ bağırıp, çağırıp, ağlayarak neden itiraz ediyorlar?.. Bildiğim cevapları sıralayayım.

1- AKP il başkanları ve Genel Merkez yöneticileri yaptıkları bu nafile çıkışlarla hem Erdoğan'ın hışmından kurtulmayı hem de koltuklarını kurtarmayı düşünüyorlar. İtirazlardan sonuç alamayacaklarını biliyorlar.

2- Özellikle İstanbul'da yoğunlaşan AKP itirazlarının arkasında bambaşka bir gerçek de var. Saray'daki bir kaynağım şöyle anlattı; "Reis, seçim gecesi ertesi külliyedeki odasına girerken de çıkarken de kimseye selam vermedi. Hal hatır bile etmedi. Suratı çok asık ve sinirliydi. Reis, ne zaman odasında çıksa koridordaki kişilere dahi selam verir, hal hatır eder ve ellerini sıkardı. Bu sefer yapmadı. Ama, Ankara ve İstanbul yenilgilerini içselleştirmiş görünüyor. Kabul edemeyen, şiddetle itiraz eden 2 kişi var, Berat Albayrak ile Bilal Erdoğan. Biraz da onların gazına geliyor diyebilirim. O yüzden tekrar İstanbul'a döndü. İstanbul'u kaybetmeyi içine sindiremeyenlerin başında Berat Albayrak ile Bilal Erdoğan geliyor."

Dikkat edin lütfen!.. Sadece Ankara ve birçok önemli belediye başkanlığı ve evladı yerine koyduğu İstanbul'u kaybetmesinin hemen ardından, Erdoğan, medyaya tam sayfa teşekkür ilanları verdi. Muhalefetin, şu gerçeği asla ıskalamaması ve hiç aklından çıkarmaması lazım; R.Erdoğan hangi seçimden ne sonuç ile çıkarsa çıksın, seçim gecesinin hemen ertesi günü yeni seçimler için hazırlıklarını ve çalışmalarını başlatır. Şimdi de öyle yapacak değil, yapıyor!.. Yakında yeni bir ekonomi paketi açıklayacak. Ben toplumun canını yakacak, Ankara'da bazı çevrelerin iddia ettiği gibi 24 Ocak kararları benzeri acı reçeteler beklemiyorum. Ekonomik kriz yok mu? Var!.. Piyasa da para da yok... Erdoğan'ın ekonomiyi rahatlatması için acilen 30 milyar dolar civarında para bulması lazım. Nereden bulacak? Yurt dışından. İmar affı, vergi barışı... Hazine istediği parayı bulamadı. Nereden bulsun? Vatandaşın cebinde para yok ki borçlarını ödeyebilsin!.. Peki ne olacak?.. Damat Berat Albayrak, herhalde, en kısa zamanda İngiltere ve ABD'yi turlayacak. S-400'ler konusunda size sürpriz gelebilecek (!) gelişmelere hazırlıklı olun. ABD seçim öncesi başlattığı baskıyı arttıracak. Doğu Akdeniz, Suriye, F-35'ler tekrar masaya yatırılacak. Bu arada, Ankara kulislerinde, Berat Albayrak'ın ekonomi yönetiminden alınarak başka bir Bakanlığa kaydırılabileceği konuşuluyor. Yerine geçecek isim olarak, İzmir'de seçim kaybeden  Nihat Zeybekçi'nin adı geçiyor. Hatta, Ali Babacan ile Mehmet Şimşek'e "göreve dönün" teklifi yapılabileceği bile iddialar arasında...

***

Konuyu biraz dağıttık galiba!.. Erdoğan'ın, muhalefet belediye başkanları ile kavga dövüşe gireceğini düşünmüyorum. Ne yapar?..  Balkon konuşmasında ilk sinyali verdi; " kaybettiğimiz büyükşehirlerde  çoğunlukla ilçeleri kazandık" dedi. Geçmişte, kendi partisinin getirdiği ve milletten büyük tepki alınca sanki kendisi direkt olarak müdahale edip vazgeçirtmiş yaptığı uygulamalar gibi benzerini yapar. Belediye meclisinde çoğunluk olduğu yerlerde başkanlara gereken zorlukları çıkartır, sonunda bir şekilde devreye girerek sorunları çözdürtür. Bu yüzden muhalefet belediye başkanları ilmi siyaseti hep ön planda tutmalı. Mesela, Cumhurbaşkanın her seyahatinde bulundukları illerde devlet geleneği olan karşılama ve uğurlamalara mutlaka katılmalılar. Ama, devlet adamı ciddiyeti içerisinde!.."Saraya gitmem" hamasetinden ısrarla uzak durmalılar!.. Milletin kendilerine oy verirken, "kavga, kaos değil huzur istiyoruz" mesajını asla göz ardı etmemeliler... Bir de muhalefetin "erken seçim istemiyoruz" stratejisini tekrar gözden geçirmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Yanıldığımı pek sanmıyorum!.. Vakti zamanı geldiğinde erken seçimi, Erdoğan, kendi eliyle gündeme sokar... O yüzden, seçim zaferi sarhoşluğundan bir an önce çıkılmalı...

Seçim sonuçlarından sonra, çok merak ettiğiniz, gerek telefonla gerekse elektronik postalar vasıtasıyla bana sorduğunuz, "yeni parti çalışmaları ne oldu ne olur ?" sorusuna cevap vermeye çalışalım. Kesin bir yargı olamaz ancak ilk izlenim fotoğrafı olarak kabul edin;

Seçimden çok çok önce yeni parti kurma çalışmalarına başlayan o malum çevreler, çıkan sonuca AKP'den daha fazla üzülmüş görünüyorlar. Mansur Yavaş Ankara'yı, Ekrem İmamoğlu İstanbul'u kazanınca demoralize oldular. Bunu da etraflarından gizleyemiyorlar. Siyaseti çok yakından izleyen bir dostum, "hem AKP'nin aldığı oy oranı hem de büyükşehirleri kazanan muhalif isimler, yeni particilerin işini zora soktu. Partiyi kursalar bile başta AKP olmak üzere hiçbir yerden milletvekili koparamazlar. Kursalar bile işlevsiz kalırlar. Kurdular diyelim, BBP gibi marjinal pazarlık partisi olmaktan öteye geçemezler" yorumunu yaptı.