Yeni Ekonomi Programı’ndaki (YEP) yılsonu tahmini işsizlik oranının hazirandaki yüzde 10.2’den sert yükselişle birkaç ayda yüzde 12’nin üzerine çıkması ve yüzbinlerce kişinin işsiz kalması öngörülüyor. Reuters’ın hesaplamalarına başvurduğu üç ekonomist son haziran dönemindeki veriye göre 3.3 milyon kişi olan işsiz sayısının işgücüne katılım ve genç nüfus artışı gibi değişkenler nedeniyle farklılıklar göstermek üzere 200 bin ila 700 bin arasında artış gösterebileceğini hesapladılar.
Cumhuriyet'te yer alan derleme haber aynen şöyle:
Ekonomistlere göre, TL’deki değer kaybı ve ekonomide üçüncü çeyrekten itibaren en az altı ay sürmesi beklenen yavaşlama hatta daralma döneminde, gelecek yıl yapılacak yerel seçimlerin tam öncesinde sadece YEP öngörülerine göre yüzbinlerce kişi işsizkalacak.
Sert kayıp
Bürümcekçi Danışmanlık’tan Haluk Bürümcekçi, tarım dışı istihdam aylık değişimleri takip edildiğinde büyümedeki yavaşlama belirginleşmeden bile bu yıl mart ayından itibaren negatif gerçekleşmelerin görülmesiyle gelecek dönemde sert istihdam kayıplarının gözlenebileceğini söyledi.
Bürümcekçi, “2009’daki küresel krizde işsizliğin yıllık ortalaması yüzde 13 seviyesindeydi. Dolayısıyla yılsonunda gelecek dönemde resesyon görülmesi halinde işsizlik de yüzde 12.5-13 seviyelerine gidebilir. Ağustostan itibaren sanayiden gelen yavaşlama sinyalleri burada da istihdam kaybı olabileceğini düşündürüyor. Ayrıca, kredi hacminin belirgin gerilemeye başlaması ve mevduat faizlerinin artması nedeniyle son gelişmelerden bankacılık ve finans sektörü istihdamı da olumsuz etkilenecek” dedi.
Yüzde 15’i bulur
Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi (BETAM) Direktörü Profesör Seyfettin Gürsel, “Ciddi bir işsizlik artışının eşiğinde olduğumuz açık. İşsizlikte artış nisan-mayıs döneminde hafiften başladı. Temmuz döneminden itibaren giderek şiddetlenecek. (Arındırılmış) İşsizlik oranının 4-5 ay içinde yüzde 14-15’e kadar yükselmesini bekliyorum” ifadesini kullandı.
Enflasyon ve TL’deki değer kaybına bağlı artan maliyetler nedeniyle son günlerde perakende sektöründe art arda konkordato ilanları gelirken, inşaat sektörü de likidite sıkışıklığı ile karşı karşıya. Düşük talep nedeniyle inşaat sektöründe yeni proje başlangıçlarında yavaşlama gözlenirken bu da istihdamda daralma olabileceği endişelerini artırıyor.
Fon yüksek kura yenildi
Döviz kuru ve enflasyonda yaşanan hızlı artış İşsizlik Sigortası Fonu’nu olumsuz etkiledi. Portföydeki tahvillerin değer kaybetmesinin de etkisiyle fonun bu yıl ocak-eylül dönemindeki getirisi yüzde 7.35 oldu. Aynı dönemde Yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ ÜFE) yüzde 38.96 oranında arttı. Fonun dokuz aylık dönemdeki getirisi, enflasyonun beşte biri oranında kaldı. İşsizlik Sigortası Fonu’nda bu yılın 9 aylık döneminde 8.1 milyar lira artış oldu. Fon bu dönemde 24 milyar lira gelir elde ederken, giderleri 15.9 milyar lira oldu. Fonda biriken toplam para tutarı eylül sonunda 124.8 milyar liraya ulaştı.
Habertürk’te yer alan habere göre, faizlerdeki artış, daha önce ihraç edilmiş tahvillerin değerini düşürüyor. Fonun portföyünün yaklaşık yüzde 90’ını oluşturan tahvillerin değeri düştü. Eylül ayında Yİ ÜFE artışı yüzde 10.88 olurken, fon getirisi yüzde 0.85’te kaldı. Yİ ÜFE son bir yıllık dönemde yüzde 46.15 artarken, fon getirisi yüzde 9.78 düzeyinde kaldı. Öte yandan, İşsizlik Sigortası Fonu’nun kuruluş amacı dışındaki kullanımı devam ediyor. Son olarak 3 kamu bankasına (Halkbank, Vakıfbank ve Eximbank), fondan 11 milyar TL aktarıldığı ortaya çıkmıştı.
En kırılganı emekliler
Emekliler, Türkiye Bankalar Birliği’nin kredi borcu bulunan işletmeler için bankalara yaptığı vadelendirme kararının kendileri için de alınmasını istiyor. Türkiye Emekliler Derneği Başkan Yardımcısı Gazi Aykırı, “Emeklilerin iflası, ekonominin de iflasına neden olacaktır. Sabit gelirliler içinde emekliler, ekonomik olarak en kırılgan kesimi oluşturuyor” dedi.