T24- Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Doğan Kalafat, Van'ın Edremit ilçesindeki 5.6 büyüklüğündeki sarsıntının, 23 Ekim'deki ana deprem sonrasında bölgedeki stres dengesinin bozulması sonucu meydana gelmiş yeni bir deprem olarak nitelendirilmesi gerektiğini söyledi. Kalafat, ''Bu deprem, 7.2 büyüklüğündeki deprem sonucunda oluşan sistem içerisindeki farklı bir parçanın kırılmasıdır. Artçı deprem değildir'' dedi.
Kalafat, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Van'ın Edremit ilçesi merkezli sarsıntının şiddetli deprem skalasında bulunduğunu ve derinliğinin çok sığ olması nedeniyle yeryüzündeki izinin güçlü olduğunu belirtti.
Ana deprem sonrasında kırılan alan ve aynı sistem içerisindeki aktif fay parçalarının büyük depremden etkilendiğini vurgulayan Kalafat, iki haftalık süre içerisinde yaklaşık 150'ye yakın 4 büyüklüğünde ve 7 de 5'in üzerinde deprem meydana geldiğini dile getirdi.
Kalafat, ''Bunların tamamı, ana şokun bölgedeki etkisinden dolayı oluşmuş depremler. Dolayısıyla bölgedeki kırılan fayı bir alan olarak düşünürsek, bu alandaki aktif fay parçaları zaman içerisinde kırılmıştır ve kırılmaktadır. Bunu, bu sürecin bir parçası olarak değerlendirmek lazım. Bu deprem, 23 Ekim'de olan ana depremin sonrasında bölgedeki stres dengesinin bozulması sonucunda meydana gelmiş bir deprem olarak nitelendirilmelidir'' diye konuştu.
Bağımsız olarak düşünüldüğünde son depremin, hasara ve can kaybına neden olabilecek büyüklükte bir deprem olmadığına dikkati çeken Kalafat, ana depremde hasar görmüş yapılara zarar verebileceğini, hasarlı binalarda oturmaya devam eden vatandaşlar varsa can kaybı oluşabileceğini kaydetti.
Artçı deprem değil
İlk depremi takip eden 3 hafta içerisinde bazı sarsıntıların devam etmesinin normal olduğunu vurgulayan Doğan Kalafat, ''Bu bir fay alanı ve bunun içerisinde birçok parça var. Büyük deprem sonrasında bunun içindeki bütün parçalar kırılabilir. Çünkü oradaki bütün denge ve deprem aktivitesi değişiyor'' dedi.
Kalafat, faylanma doğrultusu ve tipinin, depremlerin yeryüzündeki yansımalarını etkileyeceğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:
''7.2'lik deprem Van'a 30 kilometre uzaktaydı. Bu deprem ise Van'a çok yakın. Depremin gücünü etkileyen birçok faktör var. Bunlardan bir tanesi, depremin dış merkeze olan yakınlığı. İkincisi zemin faktörüdür. Zemin ve yapı kötüyse depreme dayanıklılık azalır. Bütün bu depremlerin derinlikleri çok sığ ve bu yüzden yüzeydeki etkisi fazla. Bu deprem, 7.2 büyüklüğündeki deprem sonucunda oluşan sistem içerisindeki farklı bir parçanın kırılmasıdır. Artçı deprem değildir. Bu depremin kendi artçıları oluyor. 10'a yakın artçısı oldu. Süreç olarak 3 hafta içerisinde yoğun olarak deprem aktivitesi devam edecek. Ümit ediyoruz ki bu parçaların hepsi kırılmış ve enerjilerini boşaltmıştır.''
Son sarsıntıda yıkılan binaların, 23 Ekim'deki büyük depremin ardından hasar görmüş binalar olduğuna işaret eden Kalafat, ''Eğer bu yapılar depreme dayanıklı inşa edilmiş olsalardı, bu büyüklükteki bir depremin hasara ve can kaybına neden olması mümkün değildi. Büyük depremden sonra özellikle Erciş'te, Van'da hasarlı binalar vardı. Vatandaşlarımız arasından bu yönde tercih göstererek evlerine girenler oldu. Oteller müşteri alarak çok olumsuz bir davranışta bulundular'' diye konuştu.